'Türk Escobar' olarak bilinen Ürfi Çetinkaya'nın yönettiği suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonun yeni detayları ortaya çıktı. CNN TÜRK İstanbul Haber Müdürü Nihat Uludağ, kartelle ilgili yeni detayları paylaştı.

Nihat Uludağ'ın konuşmasından satır başları şöyle:

İspanya'da daha önce bir mahkemeye çıkmıştı. Orada İspanya halkı kendi krallarını nasıl tanıyorsa Ürfi Çetinkaya'yı da aynı öyle tanıyordu. Dünyaya şöhret olmuş ve o alanda ünlü olmuş bir isim.

İstanbul Mali Suçlarla mücadele ekipleri aslında Urfi Çetinkaya'yı 3 yıldır adım adım izleyip takip ediyordu. Geçen hafta çok önemli bir operasyon gerçekleştirildi. Urfi Çetinkaya'nın aile üyelerinin de aralarında bulunduğu tam 44 kişi yakalandı. Ve bu kişilerin mal varlıklarına da konuldu. El konulan mal varlıklarının içinde, 147 arsa, 56 konut, 8 apartman, 74 iş yeri, 53 araç, 3 lüks tekne, soğuk cüzdanlar, pahalı saatler, ziynet eşyaları ve diyoruz ya yok yok kartelde.


Afyon türevi uyuşturucularının şeytan üçgeni diye İran, Afganistan, Pakistan anılır. Buradan alınan uyuşturucular, kartel bunları Dubai'ye gönderip, mermerlerin içine gizledikleri 4 konteynerı Yunanistan'a gönderdiler. Yunanistan'dan Varna'ya giden sevkiyat muazzam bir takiple 520 kilo uyuşturucu yakalanmıştı. Bu dosyaya girmişti.

Ürfi Çetinkaya şirketleşmiş. Kartelini holdingler üzerinden yönetmeye başlamış. Güney Amerika'dan aldıkları yine sentetik uyuşturucuları da kuru yük gemilerine yükleyip Muğla'ya getiriyorlar. Muğla'da açıkta bekletiyorlar. 


Lüks yatlarla, kurdukları şirketlerin kuru yük gemilerinden sevkiyatı gerçekleştiriyorlar. Operasyonda, sahil güvenlik ekipleri yatı kovalayamaya başlıyor ve yattan uyuşturucuların denize atıldığı görülüyor. Kovalamacada durduruyor ve burada 81 kilo uyuşturucu ele geçirildi. 

PARALAR NASIL AKLANDI?

Hangi ülkede hangi alanda ticaret yapılacaksa onunla ilgili şirket kurulmuş. Mermer üzerinden sevkiyatı yapacaklarsa mermer üzerine holding kurmuşlar. Şirketler üzerinden dünyaya mal göndermişler, paraları da deniz aşırı ülkelerden 'Off Shore' hesaplara gönderip ticaretten kazanmış gibi gösterip Türkiye'ye sokmuşlar. Lüks saatlerle, ziynet eşyalarla döviz bürolarıyla da piyasaya sürüldüğü belirlenmiş.