GÜNDEME BAKIŞ – İzmir Büyükşehir Belediyesi Ekim Ayı Meclis Toplantısı’nın 1. Birleşimi, Başkan Cemil Tugay yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantıda gündeme gelen Çankaya Katlı Otoparkı’nın yıkımı konusunda dikkat çeken açıklamalarda bulunan Tugay, binanın yalnızca İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait olmadığına vurgu yaptı.
Kamuoyunda sadece Büyükşehir’in muhatap alındığını belirten Tugay, “Bu yapının sahibi sadece Büyükşehir Belediyesi gibi konuşuluyor. Oysa yapı, üç kurumun ortak mülkiyetinde. Çokça konuşuluyor. Bununla ilgili bir açıklama yaptık ama bir defa daha açıklama yapabilirim. Bu yapıyla ilgili riskli yapı kararı 2021 yılında alınıyor. 7 Ocak 2021 tarihinde de tapu siciline riskli yapı olarak şerh düşülüyor. O tarihten beri gündemde olan bir durum. Bu yapının sahibi Büyükşehir Belediyesi gibi konuşuyoruz. Büyükşehir bu yapının ortağı, tamamının sahibi değil. Neden tek muhatap Büyükşehir olarak alınıyor? Yüzde 5 hisse Ziraat Bankası’na, yüzde 45 İzmir Büyükşehir Belediyesi, yüzde 45 Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait” dedi.
“ONLARA NEDEN SORULMUYOR”
Tugay, yapıdaki diğer ortaklar olan Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Ziraat Bankası’na kamuoyunda hiçbir soru yöneltilmediğini ifade ederek, “Bu yapının üzerine oturduğu alan üçüncü derece arkeolojik sit alanı, otopark alanı değil. Burayla yapacağınız her türlü işlem kurulun onayına ihtiyaç duyuyor. Planda otopark alanı olmayan bir yerde, riskli yapı olduğu kesinleşmiş bir yerden bahsediyoruz. Sizlerin yerinde olsam Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ve Ziraat Bankası’na sorarım. Onlara bir şey soran yok. Müdürlüğe ve bankaya da sorulması gerekir. Biz sorduğunuzu duymadık” dedi.
“C BLOK SAĞLAM DİYENLERİ RAKAMLARLA YANITLADI”
Binanın yalnızca bazı bloklarının riskli olduğu yönündeki açıklamaların kafa karıştırdığını belirten Tugay, verilerle gerçek tabloyu ortaya koyduklarını söyleyerek, “Bir tane blokta risk yokmuş, üç blokta risk var diye kafa karıştıran açıklamalar yapıyorsunuz. Toplam 91 taşıyıcı kolondan 81’i riskli olarak bulunmuş. Çok sağlam denilen C Blok da çıkış rampasının olduğu yer. Bütüne şerh düşüldüğünü hatırlatmak isterim. Bununla ilgili proje hazırlanırken Sit Kurulu’na başvuru yapıyorsunuz, ona göre bir ruhsat hazırlığı yapılıyor. Zemin etüdü ile ilgili SİT bize, ‘Altında tarihi yapı çıkarsa güçlendirme yapamazsınız’ diyor. Oranın altından bir şey çıkmama ihtimali bize mantıklı gelmiyor” diye konuştu.
“EKONOMİK SINIR AŞILDI, GÜÇLENDİRME FİZİBL GÖRÜLMEDİ”
Tugay, teknik ekiplerin yaptığı analizler doğrultusunda güçlendirme seçeneğinin ekonomik olarak da sürdürülebilir olmadığını dile getirerek, “Teknik elemanlarımız güçlendirme maliyetini hesaplayabiliyorlar. Güçlendirdiğiniz zaman yüzde 35 kapasite kaybı çıkıyor. Güçlendirme için kabul edilen ekonomik sınır yüzde 40’tır, bu genel kuraldır. Hesaplamalarla yüzde 64,12. Toplam yapım maliyetinin yüzde 64,12’sidir. Yıkmayalım dedik, ‘Acaba güçlendirme olabilir mi?’ diye araştırma yaptık. Bakanlık ‘proje yapabiliyorsanız yıkmayın’ diye yazı yazdı. Daha önce güçlendirme seçeneği yoktu, biz araştırma yaptık. Arkeolojik SİT alanında olması, ekonomik sınırın üzerinde olması, kapasite düşmesi gibi sebeplerle fizibil olmadığı anlaşıldı. Biz buraya İzBB adına 500 milyon TL harcayıp başarılı olmayan bir güçlendirme için doğru bir yöntem görmüyoruz” diye konuştu.
DİĞER ORTAKLARA AÇIK ÇAĞRI YAPTI
Tugay, açıklamasının sonunda binanın diğer ortaklarına seslenerek, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tek başına sorumlu tutulamayacağını söyleyerek, “Lütfen diğer kurumlar da bunu üstlensinler. Devletin çok büyük kurumları, bizden daha zenginler. Kamuoyu önünde açık teklif yapıyoruz, biz onlara kesinlikle engel olmayacağız. Yapabiliyorlarsa projeyi hazırlasınlar, biz de yıkmayalım. Konak Kaymakamlığı’ndan devamlı yazılar geliyor, ‘Burayla ilgili işlem yapın, yoksa suçlu olacaksınız’ diyor” dedi.