Sizi tanıyabilir miyiz?

Merhabalar, ben Diyetisyen Şüheda Bengisu Rodop. 1996 İzmir doğumluyum. Eğitim hayatımı üniversite dönemine kadar İzmir ‘de tamamladım. ANKARA Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü mevzunuyum. Öğrenimimi şeref öğrencisi olarak tamamladım. Mezuniyetimle beraber İzmir’e ailemin yanına geri döndüm. Mesleğimde 5. yılım. İlk yıl özel bir hastanede çalışma hayatına başladım, sonraki yıllarda çok değerli hekimlerle beraber çalışma fırsatım oldu. 2,5 yıl onkoloji alanında uzman bir ekibin diyetisyeni olarak çalıştım. Yaklaşık 2 yıldır kurucusu olduğum beslenme ve diyet danışmanlık merkezinde yüz yüze ve online olarak hizmet vermeye devam ediyorum.

Beslenme uzmanı olarak neler yapıyorsunuz?

Birçok kişi bizleri zayıflatan kişiler olarak bilse de bizler kişilerin yemek alışkanlıklarını düzene sokmasına yardımcı olan, sağlıklı beslenmeyi yaşamlarına dahil etmek için birtakım analizlerden yola çıkarak kişilere eğitim veren, hastalıklarda nasıl beslenmesi gerektiğini öğreten ve beslenme düzeni oluşturan kişileriz. Mesleğimizin birçok farklı çalışma alanı olsa da ben daha çok hastalıklarda beslenme veya kilo kontrolü üzerine danışmanlık veriyorum. Özellikle kanserde beslenmeye dikkat çekmek ve kanser tedavisi gören kişilere doğru beslenmeyi öğreterek tıbbi tedavilerine destek sağlıyorum. Ayrıca karaciğer hastalıkları, metabolik sendrom, tiroid hastalıkları gibi birçok hastalık üzerine oluşturduğum programlar ile beslenmenin gücünden hastalıkların tedavisinde de faydalanıyoruz. En çok danışmanlık verdiğim alanı soracak olursanız da kilo vermek isteyen kişilere veya kilo almak isteyen kişiler diyebilirim.

Beslenmede dikkat edilmesi gereken konular neler?

Beslenme vücut için gerekli besin maddelerinin alımı demektir. Diyet kelimesi ise Yunancadan gelen “diaita” kelimesinden türemiştir. Diaita kelime anlamı olarak “yaşam tarzı” anlamına gelir. Bu temel kavramları düşünürsek dikkat edilmesi gereken şey besinlerle ihtiyacımızı karşılayacak kadar beslenmek, yeterli besin gruplarını sağlığımızın korunması için almak diyebilirim. Asıl önemli olan bu dengeyi koruyabilmek, beslenerek kendimize zarar verecek kadar besin almak da yanlış, yetersiz beslenmek de.. Dengeli beslenmeyi öğrenmemiz, öğretmemiz gerekir.

Sizi diğer beslenme uzmanlarından ayıran özelliklerinizden bahseder misiniz?

Kişiye özgü beslenme programı planlıyorum bence en büyük fark bu. Standart ve sıkıcı listelerden uzak tamamen danışanıma özel programlar uyguluyorum. Nasıl ki hepimizin parmak izi farklıysa beslenme alışkanlıkları da hastalıkları da ihtiyaçları da birbirinden farklı. Programa başlamadan önce oldukça detaylı bir anamnez alıyorum ve sizi tanıyıp sonrasında beslenme planınızı oluşturuyorum. Ve tüm danışanlarımı sıkı takip ederim . Genelde gün içerisinde en çok iletişim halinde oldukları kişi benimdir. Kişiye özgü demişken gerçekten anlık tüketimleri ile doğum günleri ile seyahatleri ile tümüyle programlarını ayrı ayrı planlıyorum. Hayatlarına dokunabiliyor olmaktan da çok büyük zevk alıyorum. Onlar iyileştiklerini hissedince ben iyileşiyorum, iyi hissediyorum.

Beslenme zayıflamada tek başına yeterli oluyor mu?

Herhangi bir hastalığı var mı, kullandığı tıbbi ilaçlar neler, kas kütlesi aktif mi..? Bu soruları yanıtlamadan cevap vermek zor ancak doğru planlanmış bir beslenme planı ile herkes kilo verebilir. Kilo veremiyorum diyenleriniz varsa yanlış yaptığı bir uygulamadan kaynaklıdır. Kilo kaybetmek için tek başına diyet sonuç verir. Ancak diyetin yanında egzersiz de varsa o zaman kimse sizi durduramaz.

Kişiye göre mi yoksa belirli kategorilerde mi programlar düzenliyorsunuz?

Kesinlikle kişiye özgü beslenme programları planlıyorum. Hastalıklara özgü belli başlı kısıtlamalar olsa da herkesin ihtiyacı olan protein gramları ve günlük enerjisi farklı hesaplanır. Bir beslenme planı birinde çok iyi sonuçlar verirken bir başka kişiye zarar verebilir.

Günümüzdeki beslenme alışkanlıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Üzülerek söylüyorum ki her 3 kişiden 1’i obez ve Avrupa’da obezitede birinci sıradayız. Gidişat kötü… Herkes bu gidişata doğru veya yanlış çözüm yolları arıyor. Gün geliyor birileri yağ yakan tarifler veriyor, birileri kas arttıran kürler yapıyor veya bir kür ile kanseri yeneceğinizi söylüyor. Çözümler böyleyken neyin doğru neyin yanlış olduğu ayrıştırılamaz duruma geldi. Bir tarafta yemek yapmak bir lüks olup dışarıdan hazır yemek hayatımıza girdi. İçeriğini bilmediği yemekleri yiyen bir toplum var. Hareketsiz bir toplum var. Gıda sektörü hayatımıza monosodyum glutamatı soktu. Tatlısız, karbonhidratsız duramayan agresif insanlarla doldu çevremiz. Alışkanlıklarımızı değiştirmekten başka bir çözüm yok gibi gözüküyor. Beslenmemizi düzenlerken ilk başta mucizelerden umudu keserek başlayalım. Alışkanlıklarımıza su içmeyi, yavaş yemeyi, sebze tüketmeyi, balık yemeyi ekleyelim.