Geçtiğimiz yıl bugün…15 yıllık Aziz Kocaoğlu dönemi bitti. Tunç Soyer dönemi resmen başladı. O gün Kocaoğlu, “Ben aday olmadım” gibi cümleler kurmuştu. İlk önce bir kez daha hatırlatalım. Kocaoğlu ilk önce “yokum”, sonra “varım” dedi. Ve aday gösterilmedi. Her ne kadar daha sonra bana, “Benim neden yeniden aday olduğumu tüm dünya biliyor” dese de bu “aday gösterilmediği” sonucunu değiştirmiyor.

Parantezlere devam edelim. Kocaoğlu’nun 2018’in 1 Ekim’de “yokum” dediğinde başkanın yalakaları hemen salonun dışında “Kocaoğlu’nun yokum demesi yok olduğu anlamına gelmez”, “Başkan devam edecek, ilçeleri o belirleyecek” gibisinden boyundan büyük laflar konuşuyorlardı. Bu lafları söyleyenlerin Soyer seçildikten sonra kendisiyle görüşmek için araya kimleri sokmaya çalıştıklarını da biliyoruz. Neyse…

Şunu da ifade edelim. Yiğidi eleştir ama hakkını ver! Kocaoğlu, 15 yıl bu kente iyisiyle/kötüsüyle hizmet etti. Her zaman da dik durmayı bildi.

Soyer, Kocaoğlu’ndan görevi devraldığında, “Bugün bize düşen demokrasiye sımsıkı sahip çıkmak. 150 yıllık bir beleyenin 35. Belediye başkanı olmanın gururunu yaşıyorum. Bu şehri koruyarak geliştirmeye devam edeceğiz. Sonra refahını büyütmeye gayret edeceğiz. Bu refahın adil biçimde paylaşılmasını sağlayacağız. Bunu sanayinin, turizmin, tarımsal kalkınmanın başkenti olarak yapacağız. İzmir, Türkiye’de çok daha fazla yakından takip edilen ve gıpta edilen bir kent olacak” dedi. “Canla, başla, aşkla çalışacağım” diye de ekledi!

Özellikle üretim konusu vurgu yaptı!

Göreve başladıktan sonra yaklaşık 3 ayı brifing almakla geçti. O günlerde kendisiyle konuştuğumda, “Her gün yeni şeyler öğreniyorum. Büyükşehir gerçekten devasa bir kurum” diyordu. Bu arada da ekibini oluşturdu Soyer…

Kocaoğlu döneminde eleştirel gözle baktığım Genel Sekreter Buğra Gökçe ile “yola devam” demesi aldığı en doğru kararlardan biriydi bence. Bunu özellikle bir yılın sonunda daha iyi anlıyoruz.

Soyer, ilk yüz gününde ulaşımla ilgili önemli hamleler yaptı. Aslında İzmirlilerin hoşuna giden adımlardı bunlar. Seçim vaadi olan halk taşıt uygulaması hemen başlattı. İlk 100 gün küçük dokunuşlarla yapılacak iyi işlerin habercisi oldu.

Göreve geldikten 3-5 gün sonra Narlıdere metrosuna indi, “Ulaşım sorununu çözeceğim” mesajı verdi. Kocaoğlu döneminde başlayan ya da yapılması planlanan işleri devam ettirmesi akıllıcaydı. Hiçbirini elinin tersiyle itmedi.

Kocaoğlu’nun ona yaptığı aleni karşıtlığı, Soyer onun projelerine yapmadı!

Soyer yine ilk büyük buluşmasını üretici kooparatifleriyle yaptı. Geçen bir yılın önemli bir bölümü ekmeyle geçti. Hasat için gün sayarken koronavirüs belası hepimizin karşısına geçti.

Geçen bir yıllık süreçte yeni Büyükşehir Belediye Başkanı’nda büyük işler beklemek herhalde haksızlık olur. Ancak Çiğli’deki Katık Atık Bertaraf tesisi bir yılın en iyi işiydi… Bu süreçte İzmir’in kabuğunu kırarak yurtdışına açılması, seyyar makam, üretici pazarları “iyi” işlerin arasında yerini aldı. 

Özellikle son birkaç aydır üreticiye destek konusunda da güzel hamleler geldi.

Bu arada Ankara’dan onay bekleyen projeler için kavga üslubundan kaçınarak sürekli çağrıda bulundu. Buca metrosu ve Çiğli-Karşıyaka projelerine onaylar bu sessiz ama etkili üslup sayesinde geldi.  Bu süreçte iddialı cümleler kurmayı da ihmal etmedi. Mesela, “3 yıl sonra Körfez’de denize gireceğim” dedi, bu sözü kayıtlara geçti! “Buca metrosuna görevim bitmeden bineceğiz “ açıklaması yaptı.

Projelerin çetelesini tek tek tutmadım! Ancak bu süreç kendisi açısından verimli geçtiğini düşünüyorum. Ondan beklenti o kadar zirvede ki aslında…

O açıdan bakıldığında işi hiç kolay değil.

Soyer’in ilk başlarda acemilikten mi yoksa başka şeylerden mi bilinmez İzmir ve projeleriyle konular yerine farklı açıklamalarıyla gündeme gelmesi eleştirilecek noktaların başına geliyor.  

Bana kalırsa en büyük yanlışı da bu oldu!

Soyer’e en büyük eleştirim siyasi hamleleriyle ilgili…Aslında yapmadığı/yapamadığı siyasi hamleleri…

Kongre süreçlerinde “dışarıda” kalması, bazı noktalarda “geç” adımları gerçekten ilginçti!

En azından ben hiçbir anlam veremedim! İl kongresi yaşadıkları ise kendisi için herhalde büyük bir ders olmuştur.

Çok uzattık!

Soyer’in İzmir için yapması gereken işler var.  Bizler de bu işlerin hemen olmasını istiyoruz. (Aslında hemen olmasının mümkün olmadığını da biliyoruz)

31 Mart’ta İzmirlilerin kendisine verdiği krediyi iyi kullanmalı Soyer…Özellikle Eylül’den sonraki süreç daha önem kazandı. Geriye sadece 4 yıl kaldı!

Araya koronavirüs belası girdi. Umarım kısa bir reklam arası gibi olur. Biz de rutinimize döneriz!