YEREL YÖNETİMLER

Soyer'den hizmet raporu ve 4 yıl sunumu... Kendi rekorumuzu kırdık!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 2022 yılı faaliyetlerini anlatarak, "4 yılda 828 milyonluk kamulaştırma yaptık" dedi. Soyer, kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin de bilgi vererek, İZBETON ile çalışmaların hızlandığını, hükümetin de kentsel dönüşüme bütçe ayrıması gerektiğini kaydetti.

Abone Ol

Haliem ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediye meclisi Nisan ayı üçüncü bileşiminde gündem 2022 faaliyet raporu görüşmeleri oldu. Başkan Tunç Soyer, 2022 faaliyetlerini anlatarak AK Parti kanadından gelen "Faaliyetsizlik" eleştirilerini yanıtladı.

"828 MİLYON KAMULAŞTIRMA YAPTIK"

Soyer, AK parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal'ın, "Büyükşehir konut sattı" eleştirisine, "Son 4 yılda 741 milyon konut satışı yapılmış, lojmanlarla ilgili yasal düzenleme nedeniyle bu satışların yapılma gereği doğmuş, bunun yanında 828 milyon liralık da kamulaştırma yani alım yapmışısz. Hazine ise 1.4 milyarlık satış yapmış" yanıtını verdi. Soyer, "Reklam ve PR" çıkışına ise, "Bütçenin 0.68 tanıtım harcamaları" dedi.

“BİZİ BİRLEŞTİREN SEBEPLERİN AYIRANLARDAN DAHA GÜÇLÜ OLDUĞUNA İNANIYORUZ”

Soyer, "Geçtiğimiz yıl 2021 yılı Faaliyet Raporu’nu Meclisimize sunarken bazı önemli kavramlara değinmiştim: Cesaret ve uyum…2022 yılında ve 2023’ün hemen başında yaşadıklarımız bu iki değere her zamankinden de fazla ihtiyacımız olduğunu gösterdi. Yaşadığımız çağda cesur olmak zorundayız. Çünkü üzerinde yaşadığımız hasta gezegen insanlığı hiçbir bahanenin arkasına sığınmadan değişmeye çağırıyor. 6 Şubat’ta sabaha karşı yıkılan şehirlerimiz bizi yeniliğe davet ediyor. Gençlerimizin artık hayal kurmaktan yoksun olması, hepimizi açık bir şekilde değişmeye davet ediyor. Dünyanın en bereketli ülkelerinden birinin, ülkemizin, ekonomik çöküşe doğru sürüklenmesi bizi topyekün bir değişime çağırıyor. Ve biliyoruz ki, her değişim cesaret ister. Biz de o cesareti bulup yaşatmak zorundayız. Bizler, uyumun gücüne tüm kalbimizle inanıyoruz. Çünkü yaşamı ancak çokluk içinde birlikle var edebiliriz. Asırlardır bu şehirde geleceği inşa etmek ve zor günlerde hayata tutunabilmek için aramızdaki farklardan güç alıyoruz. Bizi birleştiren sebeplerin ayıranlardan daha güçlü olduğuna inanıyoruz” diye konuştu. 

“BU DÜŞMANI ÇOK İYİ BİLELİM, İYİ GÖRELİM”

İzmir’in ve Türkiye’nin olduğundan daha iyisini hak ettiğine dikkat çeken Soyer,  ”İnanın bana… İzmir ve tüm Türkiye, bugün olduğundan çok daha iyisini hak ediyor.Fakat bunun için her şeyden önce siyasetin dilinin değişmesi lazım. Kutuplaştıran, ötekileştiren ve aynı ülkenin insanlarını birbirine düşman eden bu dil, birlikte mücadele etmemiz gereken en büyük düşmanımızdır. Bu düşmanı çok iyi bilelim, iyi görelim. Çeşitli bahanelerin arkasına sığınarak kendini meşru ilan eden bu üslup, biliyoruz ki belirli bir zümrenin kendi gücünü büyütme çabasından başka bir şey değil. İşte bu yüzden, İzmir’de dört yıldır bir yandan icraatlarımızı yürütüyor, diğer yandan bu vahşi siyasetle mücadele ediyoruz. Bugüne kadar sığ siyasetin bize, gençlerimize, çocuklarımıza ve şehrimize bunu yapmasına asla izin vermedik. Bundan sonra da vermeyeceğiz. Kavgamız, sadece hırsız ve harami çeteleriyle oldu. Bundan sonra da o kavgaya devam edeceğiz” dedi.

“BÜYÜK BİR HAYALİMİZ VAR: İZMİR’İN REFAHINI BÜYÜTMEK VE ONUN ADİL PAYLAŞIMINI SAĞLAMAK”

İktisat kongresi ve çalışmalarını anlatan Soyer, “2022 yılı, İzmir’in kurtuluşundan Cumhuriyetimizin kuruluşuna uzanan tarihi bir dönüm noktasıydı. Yalın ayak ölüme koşan, o çetelerle savaşta canını bu vatan için feda eden kahramanlarımızın anısını yaşatmak için dört yüz kilometrelik Zafer ve Anma Yürüyüşü’müzü  24 Ağustos akşamı Afyon Dereçine’den başlattık. Kafilemizin 14 gün süren yürüyüşü 9 Eylül’de Cumhuriyet Meydanını’nda son buldok gün, İzmir’in kurtuluşunun yüzüncü yılını tarihimizin en görkemli buluşmasıyla kutladık. 9 Eylül 2022’de milyonlarcaydık. Sokaklara sığmadık, meydanlar bizi almadı. Sadece İzmir değil, tüm Türkiye ve dünyada vatandaşlarımız hasret kaldığı o muhteşem duyguyu yaşadı: Birlik ve beraberlik. O akşam, İzmir’deki siyasetimizin omurgası olan dostluğu ve kardeşliği ülkecek kana kana içtik. Dilerim bu değerlere bir daha asla bu kadar susamayız. Kurtuluşun miladı 9 Eylül’le başlayan yüzüncü yıl projelerimizi, kuruluşun yüzüncü yılı 2023’e uzanan bir çok çalışmayla devam ettirdik. 2022’nin Ağustos ayında başlayan ve Mart 2023’te sonlanan İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi maratonu bu çalışmaların başında geliyor. Tıpkı 9 Eylül’de olduğu gibi, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde de Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına yaraşır bir buluşmayı tarihe not düştük. Dört yıl önceki seçim kampanyamızdan bu yana şehrimiz için büyük bir hayalimiz var: İzmir’in refahını büyütmek ve onun adil paylaşımını sağlamak” İfadelerini kullandı. 

Soyer sözlerini şöyle sürdürdü; 

“MAZERET ÜRETMEDİK, ENGELLENİYORUZ GEREKÇESİNİN ARKASINA SIĞINMADIK”

Eylül 2019’da Meclisimiz’den oy birliği ile geçen 2020-2024 stratejik planımızda bu hedefe ulaşmanın kapsamlı bir yol haritasını ortaya koymuştuk. Bu plan, bir yandan Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle yüzde yüz uyumlu olduğu için İzmir’i dünyayla bütünleştiriyor, diğer yandan İzmir’in yerel önceliklerine dair çözümler üretiyor. Üçüncü uygulama yılını tamamladığımız stratejik planımızın odağında, koşullar ne olursa olsun bir şeyleri dönüştürmenin “mümkün” olduğu inancı  yatıyor.7 stratejik amaç ve 27 hedeften oluşan bu planı Meclisimiz’in onayladığı günde, elbette şunların olacağını henüz bilmiyorduk…30 Ekim İzmir depremi… Şehrimiz tarihinin en büyük orman yangını, seller ve tsunami…Modern zamanların ilk ve tek pandemisi…Doların dört kat artarak 5-6 liradan, 20 liralara yükseleceği…Ülkemizin, Cumhuriyetin yüzüncü yılında büyük bir ekonomik enkazın altında kalacağı…Tüm bunları birlikte yaşadık ve ülkece büyük dersler çıkardık. Cesaretin ve uyumun ne kadar değerli olduğunu da işte bu zor günlerde göğüs göğüse mücadele ederken daha da iyi öğrendik. Mazeret üretmedik, engelleniyoruz gerekçesinin arkasına sığınmadık. Yorulup bir köşede beklemedik. Kaderimize küsmedik. Birlik ve beraberlikten aldığımız güçle her engelin karşısına cesaretle çıktık ve aramızdaki uyumu çoğaltarak her birinin üstesinden geldik. Bu süreçte her ne pahasına olursa olsun asıl hedefimizden, yani İzmir’in refahını büyüterek onun adil paylaşımını sağlamaktan asla vazgeçmedik. Gerekli hallerde faaliyet ve harcama önceliklerimizi yeniden tanımladık. Kriz yönetimine önem veren, esnek bir karar alma sistemi oluşturduk. 

“YAPTIĞIMIZ NAKDİ YARDIM TUTARI HEDEFLEDİĞİMİZDEN YÜZDE 78 DAHA FAZLA GERÇEKLEŞTİ”

Yoksulluğun ve açlığın çığ gibi büyüdüğü İzmir sokaklarına sessiz kalamazdık. Halkımızla paylaştığımız ikramlık ve kahvaltılık sayılarında 2022 hedefimizin üç katına çıktık. Yaptığımız nakdi yardım tutarı hedeflediğimizden yüzde 78 daha fazla gerçekleşti. Refahın adil paylaşımı cümlesinin, yani kentsel adalet anlayışımızın gereği bu kararları almak zorundaydık. Korkunç bir enflasyonist ortam ve yoksulluğun derinleşmesi karşısında sosyal yardım bütçemizi yıldan yıla daha da büyüttük. Bu doğrultuda ilçe belediyelerimizle de omuz omuza çalıştık ve ilçe belediyelerimizin kamulaştırma çalışmaları ve projelerine de yaklaşık 68 milyon liralık maddi destek sağladık. Bu irademiz, üçüncü yılını tamamladığımız beş yıllık Stratejik Planı’nın içeriği kadar, onu uygulama biçimimiz hakkında da çok değerli ipuçları veriyor. Planımızı uygularken biçimle ilgili esas aldığımız diğer ilkelerimiz ise yatırım projelerine ayırdığımız pay ve bütçe disiplinimiz. 

“İZMİR’E KAZANDIRDIĞIMIZ TOPLAM YATIRIM BEDELİ İSE 1.8 MİLYAR EURO”

2020 ve 2022 arasında yatırım projelerine ayrılan pay sırasıyla şöyle: 2020’de 42.8, 2021’de 31.9, 2022’de ise 31.6. 2021 ve 2022’de her türlü zorluğa rağmen bu oranları yakaladık. Görev süremiz boyunca İzmir’e kazandırdığımız toplam yatırım bedeli ise 1.8 Milyar Euro, yani bugünkü değerle, 38.6 Milyar Türk Lirası. Pek çoğunuz biliyorsunuz ama burada bir kere daha ifade edeyim. Bu oranlar, Türkiye’deki pek çok kamu kuruluşu ve belediyenin çok üzerinde. Bunu mümkün kılan tüm İzmir Büyükşehir Belediyesi ekibine sonsuz teşekkür ediyorum. 

“4 YILDA 470 MİLYON EURO BORÇ ÖDEDİK”

Bütçe disiplini açısından ise iki temel göstergeden bahsetmek istiyorum. Birincisi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Belediyemize verdiği kredi notu. Fitch’in değerlendirme raporuna göre İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kredi notu göreve geldiğimiz günden bu yana en üst düzeyde, yani AAA. Daha da önemlisi, döviz cinsinden değerlendirdiğimizde tüm bu zor koşullara rağmen borçlarımızı azalttık. 1 Nisan 2019 tarihinde görevi devraldığımızda dış borcumuz 649 Milyon Euro tutarındaydı. 31 Mart 2023 tarihi itibarıyla bu miktar 587 Milyon Euro. Aradan geçen dört yılda 470 Milyon Euro değerinde borç ödemesi yaptık, 459 Milyon Euro miktarında ise yeni borç aldık. Bu borçların çok büyük kısmının kendi kendini geri ödeme kabiliyetine sahip metro yatırımlarımız için alındığını bir kere daha belirtmek isterim.Elbette gönül arzu ederdi ki İzmir’de üzerinde “U” harfi olan metro hatları olsun ve Belediyemiz kısıtlı imkanları ile bu borç yüklerinin altına girmesin. Ne yazık ki olmadı. Böylesine büyük yatırımları Belediyemiz imkanlarıyla yapmak zorunda kaldık ve elbette bu görevimizi gururla sürdürüyoruz. 

“BİLİYORUM Kİ 14 MAYIS’TAN SONRA YÜZÜMÜZ GÜLECEK”

Biliyorum ki 14 Mayıs’tan sonra bu durum değişecek ve yüzümüz gülecek. İzmir hak ettiğinin 40’ta birini değil… Tamamını alacak. İzmir hakkını alacak. Özetle, İzmir Büyükşehir Belediyesi ülkemizin içinden geçtiği büyük ekonomik buhrana rağmen bütçe disiplini açısından en saygıdeğer kamu kuruluşlarından biridir. İzmir’in seçilmiş tüm Meclis üyelerinin bu başarıda payı olduğuna hiç şüphem yok ve bu başarımızla ne kadar iftihar etsek az. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu kararlı duruşu Türkiye dışından da görüldü. İzmir, Nisan 2022’de çok değerli bir ödülün, Avrupa Ödülü’nün sahibi oldu. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından 2022 yılında Avrupa değerlerini en iyi temsil eden şehir seçildik. Bu gurur elbette hepimizin, tüm İzmirlilerin. 

“DAHA YÜKSEK MİKTARDA ASFALT SERİMİ YAPMAYI BAŞARDIK”

Seçim vaatlerimiz arasında yer alan asfaltta rekor hedefimiz doğrultusunda merkez ilçelerin ana arterlerinden en uzak köy yollarına kadar yol yapım, bakım ve yenileme faaliyetlerini sürdürüyoruz. Çalışmalarımız defalarca katlanan maliyet artışlarına rağmen aralıksız devam ediyor. Elinizdeki raporlarda da beyan ettiğimiz üzere, asfalt serim miktarında hedefimiz olan 1 milyon 450 bin tonun altında kalarak 773.612 tonluk serim gerçekleştirdik. Yüzde elli oranındaki bu hedef sapması, neredeyse üç kat artan maliyetlerin kaçınılmaz bir sonucu. Şayet maliyetler bu kadar ani bir şekilde yükselmeseydi, 2022’de asfalt çalışmalarına ayırdığımız kaynakla hedefimizin tam 1.5 misli kadar, yani 2 milyon tondan fazla serim yapacaktık. Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik krize rağmen, 2022’de 2021’e göre daha yüksek miktarda asfalt serimi yapmayı başardık. 

“BAYRAKLI’DA 31 BİN 146 YAPININ KİMLİK BELGESİNİ HAZIRLADIK”

Diğer taraftan sathi kaplama maliyetlerinin görece daha düşük olması nedeniyle arazi yolu kaplama miktarının artırılmasına öncelik verdik. Böylelikle 2022’de arazi yolları için konulan 1.860.000 metrekare hedefin çok üzerinde, 3.994.045 metrekare sathi kaplama gerçekleştirdik.2022 yılında su yolları üzerinde dört köprü yapmayı planlarken toplam beş köprünün inşaatını tamamladık. Konak ile Bornova arasını 10 dakikaya indirerek kent trafiğini rahatlatacak Buca Onat Tünelindeki çalışmalarımız da 2022 yılında devam etti. 1 milyar 150 milyon liralık bu yatırım Yeşildere EXPO ve Buca Metrosu projeleri için önemli bir kaldıraç olacak. Gerek 30 Ekim İzmir Depremi, gerekse 6 Şubat Depremi gösterdi ki, İzmir’in altyapısı için en temel önceliğimiz bu şehri dirençli hale getirmek. İzmir, faylar üzerinde inşa edilmiş bir şehir. Biz, üzerinde yaşadığımız fayları değiştiremeyeceğimize göre onlarla uyumlu yaşamayı öğrenmek zorundayız. İnsan uygarlığının binlerce yıl içinde edindiği tecrübeler, bilim ve teknoloji pekala buna imkan veriyor. Biz son dört yılda deprem konusunda büyük deneyim kazandık. Zorlu ve acılı bir tatbikatı zorunlu olarak yaşadık. Göreve gelir gelmez, 30 Ekim depreminden de önce, Toplum Sağlığı Dairesi Başkanlığı’nı, İklim Değişikliği ve Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı’nı ve ardından Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı’nı kurmuştuk. Yapılanmaya yönelik bu adımların ardından, Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırmaları ve risk azaltma projelerini başlattık. Yazık ki İzmir’in fayları ve bina stokları hakkındaki bilimsel veriler bugüne kadar kapsamlı bir şekilde ortaya konmamış. Biz, bu eksiği gidermek için gerekli tüm projeleri üç yıl önce başlattık ve tamamlama noktasına geldik. Şehrimizin depremsellik araştırması ve zemin davranış modelini oluşturmak için İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, ODTÜ ve Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi ile işbirliği protokolü imzaladık. Bir yandan fayların incelendiği depremsellik araştırmamız sürerken diğer yandan zemin yapısı ile zemin davranış özelliklerini modelleme çalışmalarını da Bornova’dan başlattık. Projemiz doğrultusunda Bayraklı, Bornova ve Konak sınırları içerisinde toplamda, 12 bin hektarlık alanda mikro bölgeleme etüt çalışmaları yürütüyoruz. Bir diğer önemli projemiz, İzmir’in yapı envanteri çalışmaları. İzmir’de attığımız ilk adımlardan biri, İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile protokol imzalayarak İzmir’in yapı stokunu çıkarmak oldu. İzmir’deki yapı stokunun yüzde 80’i eski ve nizami değil. İMO işbirliğinde başlattığımız çalışmaya, 30 Ekim İzmir depreminde en fazla hasar alan Bayraklı ilçemizden başladık ve her binanın deprem karnesi çıkarıldı. Bayraklı’da 31 bin 146 yapının kimlik belgesini hazırladık. Yapıları deprem güvenliğine göre önceliklendirdik. Böylece yüksek öncelikli bölgelerimizi  belirleyerek kentsel iyileştirme modellerimizi üretiyoruz. 

“YAKLAŞIK 2 MİLYAR 750 MİLYON LİRA İHALE BEDELİ OLAN KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI YAPTIK”

Bornova ilçemizde devam eden çalışmamız kapsamında ise 62 bin yapının incelemesi yoğun biçimde devam ediyor. Hedefimiz Eylül 2023’e kadar Bornova’yı da tamamlayarak toplam 93 bin binayı taramış olmak. Eylül 2023 ve Eylül 2024 arasında ise Konak, Karşıyaka ve Çiğli gibi ilçelerde de çalışarak kent merkezindeki 315 bin binanın incelemesini bitireceğiz. Eski yıllarda yapılan Balçova ve Seferihisar taramalarını ise yenileyeceğiz. Bugüne kadar yapı envanterlerini ilçeler ölçeğinde çıkarıyorduk. Yakın bir zaman önce, İzmir’in hangi ilçesinde olursa olsun başvuran her vatandaşımıza binalarının deprem karnesini çıkarmak için ücretsiz destek olmaya başladık. Bu çalışmalarımız haricinde depreme hazırlık ile ilgili bir başka adım daha attık. Çiğli ilçemizde, Ege Şehir şirketimiz altında Türkiye’nin en kapsamlı yapı ve zemin laboratuvarını kurduk. Kentsel dönüşüm, depreme hazırlık çalışmalarımızın bir diğer başlığı. Türkiye’de örnek bir kentsel dönüşüm modeli uygulayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehrimizdeki riskli konut alanlarını, etaplar halinde güvenli hale getirmeye devam ediyor. Kentsel dönüşüm mevzuatında bildiğiniz gibi pek çok eksiklik var. Tüm bu eksiklik ve yetersizliklerine rağmen üç yıldır icraat üretiyoruz. Yerinde ve yüzde yüz uzlaşı modeliyle yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları İZBETON'un yapım sürecine dâhil edilmesiyle hız kazandı. İzmir’in pek çok yerinde dönüşüm seferberliği başlattık ve sadece iki yıl içinde Ege Mahallesi’nde 494 milyon, Örnekköy’de 1 milyar 200 milyon, Gaziemir’de 400 milyon, Uzundere’de 680 milyon lira olmak üzere yaklaşık 2 milyar 750 milyon lira ihale bedeli olan kentsel dönüşüm çalışmaları yaptık. Uzun yıllardır kentsel dönüşümde yavaşlayan süreci hızlandırmak ve tıkanıklıkları aşmak için belediye şirketimiz İZBETON’u ihale süreçlerine dâhil ettik. İzmirlinin hak ettiği güvenli ve sağlıklı konutlara kavuşmasını sağlamak için altı bölgede 248 hektarlık alanda çalışmalarımıza başladık. Gaziemir, Ege Mahallesi, Uzundere, Ballıkuyu, Çiğli Güzeltepe ve Örnekköy’de dönüşüm aynı anda başladı ve devam ediyor. Bugüne kadar 960 bağımsız birimin hak sahiplerine anahtar teslimi yapıldı. 4454 bağımsız birimin yapımı ise devam ediyor. 1307 bağımsız birimin daha yapılması içinse meclis kararı aldık. 

“BİZ İZMİR’DE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ “MEKÂNSAL ADALET” İLKESİYLE TANIMLADIK”

Kooperatifçilik modelinin depremzedeler için de uygulamaya konduğu Halk Konut projesini başlattık. İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerimiz İZBETON ve Ege Şehir ile Bayraklı Belediyesi şirketi Baybel, Halk Konut Projesi’nin paydaşları oldu. Yuvaları yıkılan, evleri yaşanamaz hale gelen depremzede vatandaşlarımız için hayata geçirdiğimiz bu model sayesinde, kooperatif çatısı altında örgütlenen herkese kendi konutlarını yapabilmeleri için güvence sunuyoruz. Dilber Apartmanı ile başlayan Halk Konut çığ gibi büyüdü. Projemize kurulma aşamasındaki 21 kooperatif dahil olduğunda 3000 bağımsız birim ve yaklaşık 150 bin metrekare inşaat alanını kapsamış olacağız. Biz İzmir’de kentsel dönüşümü “mekânsal adalet” ilkesiyle tanımladık. Kentsel yenileme için ortaya koyduğumuz model, Halk Konut olarak adlandırdığımız kooperatif örgütlenmesiyle emsalsiz bir imeceye dönüştü. Bu uğurda hiçbir engelin önümüze çıkmasına izin vermedik ve bu yönde çalışmaya devam edeceğiz. 

“BİR BU KADAR YATIRIMIN DA MERKEZİ HÜKÜMET TARAFINDAN YAPILMASINI BEKLİYORUZ…”

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yatırım bütçesinin yüzde 10’unu önümüzdeki yıl itibarıyla sadece depreme karşı dirençlilik ve kentsel dönüşüm çalışmalarına aktaracağız demiştim. Fakat bu yeterli değil. Bir bu kadar yatırımın da merkezi hükümet tarafından yapılmasını bekliyoruz. Çünkü İzmir’in 50 yılda birikmiş sorunlarını yalnızca Belediyemizin bütçesiyle çözmemiz asla mümkün değil. Hükümet eski yapı stokunun yenilenmesiyle ilgili güçlü teşvik ve destek kaynakları a. Canımızdan daha önemli ne olabilir? Her şeyden önce, imar affının önünde anayasal bir engel tesis edilmesini savunuyoruz. Tüm imar ve ruhsatlandırma mevzuatımızı altüst eden bu düzenleme ehliyetine hiçbir hükümetin sahip olmaması gerekiyor. Bu nedenle, milyonlarca insanımızın canını korumak adına şehrin imar planlamasını anayasal güvence altına almak zorundayız. Şehrimizin jeolojik durumuna dair çalışmalar, yerüstüne dair yürüttüğümüz bu programlarla birleştiğinde, İzmir’in meskun alanlarının yeni dağılışı ortaya çıkacak. Bu yeni dağılımın tarifinde, dört ana kırmızı çizgimiz var: Fay hatları, yumuşak zeminli tarım alanları, dere yatakları ve doğal alanlar. Geleceğin İzmir’ini bu kırmızı çizgilere dokunmadan, onların dışında yaşam alanları yaratarak, güvenle nefes alıp veren bir yuva olarak tasarlıyoruz. Bu da bizi, altyapı çalışmalarımızın en özgün ayağı olan yeşil altyapıya taşıyor.2019 yılında kabul edilen stratejik planımızda yenilikçi bir ilke kararı alarak, Türkiye’de bir ilke imza attık ve yeşil alanları bir altyapı meselesi olarak tanımladık. Yeşil altyapı hedefimizi kentsel dönüşümle bir bütün olarak ele alıyor ve şehrimizin yeşil alanlar ağını adım adım genişletiyoruz. 

“716 BİN 192 METREKARE YENİ YEŞİL ALAN OLUŞTURDUK”

2022’de 6.048.175 adet ağaç ve bitki diktik, 716 bin 192 metrekare yeni yeşil alan oluşturduk. Bu çalışmalarda başlattığımız en önemli yenilik, parklarımızda yabancı, çok su isteyen bitkiler yerine İzmir’in doğasına ait, susuzluğa dayanıklı türlerin kullanılması. Bu proje, parklardaki sulama harcamamızı orta vadede en az yarıya düşürecek.Öte yandan, Belediye bütçesine önemli oranda katkı sağlaması öngörülen çöp kutuları, bisiklet park yerleri ve oturma grupları gibi birçok ürün üreten Kent Mobilyaları Fabrikamız yine 2022’de hizmete alındı.Yeşil altyapımızın kır ve kent merkezi arasındaki geçiş bölgesinde ise “Yaşayan Parklar” uzanıyor. Bu alanlar üç ayrı işlevi aynı anda görüyor. Vatandaşlarımızın tüm gününü geçirebileceği açık alanlar yaratıyor, doğayla uyumlu tarımın örneklerini sunuyor ve ekosistemi koruyor. 

“TÜRKİYE’NİN İLK BÜYÜK YEŞİL DÖNÜŞÜM PROJESİ BURADA BAŞLAYACAK”

Karşıyaka ve Çiğli’de Flamingo Yolu’nun içinden geçtiği Güney Gediz Deltası, Güzelbahçe’de hizmete açtığımız Olivelo, İnciraltı Terapi Bahçesi ve çok yakında Buca’da hizmete girecek Fırat Fidanlığı Yaşayan Parklarımızın bazıları. İzmir’in temel sorunlarından biri olan Yeşildere’yi de yeşil altyapı çalışmalarımız kapsamında çözüme kavuşturuyoruz. Bu bölge, üç yıl içinde Kültürpark’tan iki kat büyük bir yeşil alana dönüşecek. Türkiye’nin ilk büyük yeşil dönüşüm projesi burada başlayacak ve Yeşildere, Expo 2026 alanı olarak İzmir’e hizmet verecek. Bu bölgedeki Expo 2026 kamulaştırma çalışmalarımız başladı ve hızla devam ediyor. Yazık ki kentlerimizde 60 yılı aşkın süredir, sonuçları üzerinde hiç düşünülmeden doğanın su döngüsü yok edilmiş. Beton odaklı büyüme nedeniyle suyu geçirmeyen sert yüzeyler her yeri kaplamış. Toprakla suyun arasına adeta yapay bir kabuk serilmiş. 2022 yılında yağmur sularının yönetiminde devrim diyebileceğimiz yepyeni bir dönemi başlattık. Bu dönüşümü, sürdürülebilir yağmursuyu yönetimini amaçlayan Sünger Kent İzmir Projemiz ile gerçekleştiriyoruz. “Sünger Şehir” yaklaşımıyla İzmir’in üzerine serilmiş beton kabuğu yer yer kırarak, suyun yeniden toprakla buluşmasını sağlıyoruz. Böylelikle kent içindeki yağmur suyunun akışını beş yılda yüzde 70 oranında azaltacağız. İlk aşamada, yağmur suyu hasadına yönelik bir teşvik sistemi uygulayarak 5 bin binaya 5 bin yağmur suyu deposu veriyoruz. Yağmursuyu deposu teşvik programımıza 22 Mart Dünya Su Günü’nde Bademler Köyü’nden başladık. İkinci çalışmamız ise “İzmir’e 10.000 yağmur bahçesi” kampanyamız. Başvuruda bulunan 10.000 vatandaşımıza yapacakları yağmur bahçesi için bitkileri ücretsiz sunuyoruz. 

“3 ŞUBAT’TAN BU YANA BU İMZA NEDEN ATILMIYOR?”

İkinci stratejik hedefimiz, yaşam kalitesi kapsamında yürüttüğümüz en temel proje, İzmir tarihinin en büyük yatırımı Buca Metrosu ve diğer metro yatırımlarımız. İzmir’i demir ağlarla öreceğiz dedik, sözümüzü pandemi ve ekonomik krize rağmen adım adım hayata geçirmeye başladık. Yüzde 12 ile aldığımız Narlıdere Metrosu’nda, yüzde 96’ya ulaştık. Vaat ettiğimiz gibi bu yıl içinde, Cumhuriyet’in 100. yılında metro hattını tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Şu anda yürüyen merdivenlerin montajı yapılıyor. İstasyonlarda son rötuşlar için arkadaşlarımız çalışıyor. Çok hummalı bir çalışma söz konusu. 700’ün üzerinde çalışanımız Narlıdere Metrosu’nu, taahhüt ettiğimiz tarihe yetiştirmeye gayret ediyor. Narlıdere Metrosu için yaptığımız toplam harcama 287 milyon Euro. Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi kaynaklarıyla yaptığı ve İzmir’in en büyük raylı sistem yatırımı olan Buca Metrosu’nun temelini attık ve çalışmalara ivedilikle başladık. 765 milyon Euro maliyeti olacağı hesaplanan projenin 2025 yılı sonunda tamamlanmasını öngörüyoruz. 30 Milyon Euro’luk bir kredi bulduk ama 3 Şubat’tan bu yana o bir imza atılmıyor kardeşim neden atılmıyor? Banka Hazinene güvencesi istemiyor, zaten yatırımda olan bir proje için ek kaynak gerekmiş ve uluslararası kuruluşlar da bunu onaylamış, hani diyorsunuz ya arkasından koşarız önünden koşarız koşun Özgür Bey koşun. 

“O PAHALILIĞIN SEBEBİNİ BANA SORMA”

Özgür Hızal’dan da neden yapılmıyor bu projeler bitmiyor, parayı alıyorsunuz ama bitmiyor çıkışı geldi. Soyer’den de bu pahalılığın sebebini bana sorma biz parayı orada kuzu gibi yatırdık, biz çalışıyoruz” yanıtı geldi. 

“ÇİĞLİ TRAMVAYI DA BU YIL İÇİNDE HİZMETE GİRECEK”

Kendi kaynaklarımızla inşa edeceğimiz, İzmir tarihinin en büyük raylı sistem yatırımı Üçyol - Buca metro hattının yapımı kapsamında tünel açma makinesi (TBM) kazılara başlıyor. TBM’nin faaliyete geçebilmesi ve General Asım Gündüz İstasyonu’nun inşa edilebilmesi için bazı güzergahlarda geçici yol düzenlemeleri yapılacak.2023 yılı içinde hizmete açacağımız ve 183 milyon Euro bedeli olan Çiğli Tramvayı’nın ise yüzde 93’ünü tamamladık. Söz verdiğimiz gibi onu da bu yıl içinde hizmete açıyoruz. Çiğli Tramvayı, Narlıdere ve Buca Metrosu haricinde İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir’e yeni bir hat daha kazandırıyor. İzmir Hafif Raylı Sistemi’nin altıncı aşaması Karabağlar-Gaziemir Metro Hattı, 2 milyar 105 milyon Euro yatırım maliyeti ve 32,6 kilometrelik uzunluğu ile İzmir’in en uzun metro hattı olacak. 

“ÇIKTIĞIMIZ BU YOLDAN, GERİ DÖNÜŞ YOK”

Gururla söylemek istiyorum ki tıpkı diğer raylı sistem yatırımlarımız gibi Karabağlar-Gaziemir hattını da, baştan sona İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kendi kaynaklarıyla başaracağız. Bu vesileyle merkezi idarenin 2023 yılı yatırım programında Otogar-Halkapınar Metrosu için ayırdığı bütçeyi bir kez daha sizlerin ve tüm İzmirlilerin dikkatine sunmak isterim. Otogar-Halkapınar Metrosu, 2014'ten bu yana dokuzuncu kez yatırım programına alındı, ancak bütçesi sadece üç bin lira. Buna rağmen İzmir'in hak ettiği kent yaşamını kurmak için bahane üretmiyor, kaynağı nerede olursa olsun bulup İzmirliler’in hizmetine sunmaya devam ediyoruz.  İzmir'in kent içi ulaşımında bir dünya kenti olması için var gücümüzle çalışıyoruz. Kaybedilen yılları telafi etmek için varımızı yoğumuzu ortaya koyuyoruz. Çıktığımız bu yoldan, geri dönüş yok. Tüm zorluklara rağmen İzmir'i demir ağlarla örmeye devam edeceğiz. 

 “YENİ FİLO SAYESİNDE YAKLAŞIK 114 MİLYON LİRALIK BİR TASARRUF SAĞLANDI"

Göreve geldiğimizde 5 yılda 500 yeni otobüs hedefini koymuştuk. İZTAŞIT ve İZULAŞ araçlarıyla birlikte toplu ulaşım ağına dâhil edilen yeni araç sayımız, 616’ya ulaştı. Yani 500 otobüs hedefimiz ilk üç yılda yüzde 123 oranında gerçekleşti. ESHOT Genel Müdürlüğümüzün filosuna dahil ettiği 457 yeni ve yerli otobüsle filo yaş ortalaması, 11,2’den 6,46’ya çekildi. Genç filomuz meyvesini yılda 6 milyon litre daha az akaryakıt tüketerek verdi. Bu da yaklaşık 114 milyon liralık bir tasarruf anlamına geliyor. 

“İZTAŞIT FOÇA’YA TAŞINIYOR”

Nisan 2019’da hayata geçirdiğimiz Halk Taşıt uygulamasıyla 174 milyon binişte, 200 milyon lira İzmirlinin bütçesine destek sağladık. ESHOT filomuzu yeni araçlarla güçlendirmenin yanında İzmir’de ihtiyaç duyulan bölgelere 60 yeni hat açtık.ESHOT, halen kent genelinde toplam 390 hatta, 1300’e yakın otobüsle hizmet veriyor. ESHOT otobüsleri, her gün dünyanın çevresini yaklaşık yedi kez dolaşmaya eşdeğer şekilde yaklaşık 280 bin kilometre yol yapıyor.Kent içindeki otobüs ulaşımı haricinde çevre ilçelerin, toplu ulaşım ağına entegre edilmesi amacıyla ilk olarak Aralık 2019’da Seferihisar’da hayata geçirdiğimiz İZTAŞIT projesini, Kiraz’ın ardından 16 Kasım 2022’den itibaren Menemen’de de hizmete almıştık. Şimdi bu hizmetimizi 16 Nisan 2023 Pazar gününden itibaren sekiz hat ve toplam 20 İZTAŞIT aracı ile Yenifoça’ya taşıyoruz. Ardından Ödemiş ve Bayındır geliyor. Otobüs filomuzun tamamının engelli erişimine uygun olması en büyük iftiharımız. Buna ek olarak filomuzdaki 126 otobüsümüzde revizyona giderek aynı anda iki adet tekerlekli sandalyeyi bulundurma olanağı sağladık. Toplu ulaşımda engelleri ortadan kaldıran bir mobil uygulamayı öz kaynaklarımızla geliştirdik ve görme engelli vatandaşlarımızın otobüslerimize sorunsuz binmesini sağladık. 

“BAYINDIR SÜT İŞLETME FABRİKASI GÜNLÜK 100 TON SÜT İŞLEME KAPASİTESİNE SAHİP OLACAK”

“Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonumuz doğrultusunda tarımda su tüketiminin azaltılması, üreticinin doğduğu yerde doymasının sağlanması ve İzmir’de yaşayan milyonlarca insanın sağlıklı gıdayla buluşturulması için “Mera İzmir” projesini hayata geçirdik. Mera İzmir projesiyle kırsal saha ekibimiz; İzmir’in 30 ilçesinin kırsal bölgelerindeki üretici ve hayvan sayılarını, ağıl konum bilgilerini topladı ve kapsamlı bir "Çoban Haritası" oluşturdu. İzmir, Türkiye’de bir çoban haritasına sahip ilk kent oldu. Çoban haritasını, bölgesel ölçekte hazırladığımız tarımsal ürün planlaması için kullanıyoruz. Proje kapsamında 535 çobanla süt alım sözleşmesi imzaladık. Toplam 1 milyon 643 bin litre keçi, koyun ve manda sütü aldık. Böylece üreticiye 19 milyon liraya yakın katkı sağladık. 8 milyon lira üretim masrafıyla 51 milyon liralık peynir ürettik. Böylelikle beş ay gibi kısa sürede ve yalnızca tek bir kalem ürün üzerinden 24 milyon liralık katma değer yaratmış olduk.2023 yılında yaklaşık 50 milyon liralık süt alımı yapmayı hedefliyoruz. “İzmirli” markamızın üretim çalışmaları kapsamında kooperatifler aracılığı ile küçük üreticimizi destekleme, keçi-koyun sütü ve küçükbaş hayvan alımı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki haftalarda açacağımız Bayındır Süt İşletme Fabrikası Toplam 200 milyon yatırım maliyetiyle tamamlanacak ve günlük 100 ton süt işleme kapasitesine sahip olacak. 18.000 m2 alanda 6.000 m2 kapalı alan inşaat alanı olan fabrika; yıllık 250 milyon TL’lik işlem hacmiyle ve tek vardiyada 36.500.000 litre süt işleme kapasitesiyle hizmet verecek. Tüm alımlar kooperatifler üzerinden küçük aile işletmelerinden yapılacak. İzmir’in “Süt Kuzusu” artık kendi fabrikasında üretilecek. Tesiste üreteceğimiz mozarella, burrata ve dondurma ürünleriyle mandacılık İzmir’e geri dönecek. Üretilen ürünler İzmirli markası ile dünyaya açılacak. Bu fabrika, kamu eliyle üretim yapan tesislerin birer birer satılmasına sebep olan siyasi iradenin tersine, kamu eliyle üretim yapmanın ne kadar doğru bir siyasi tercih olduğunun belki de Türkiye’deki en büyük ölçekli en güzel örneğidir. Birileri kamu kuruluşlarını satarken İzmir Büyükşehir Belediyesi kamu eli ile çalışan bir fabrika açıyor. Bunun o bölgenin ekonomisine ne kadar büyük bir canlanma getireceğini gidip görün ve konuşun. Kamunun eli ile süt fiyatını regülite edeceğiz.  Siyasi iradenin tersine kamu kurumlarını satmıyoruz ve yenisini açıyoruz. 

“TESİSİMİZDE GÜNLÜK 10 TON ET İŞLİYORUZ”

Kendi yatırımımızla kurduğumuz Ödemiş Et Entegre Tesisi’nde hem karkas olarak kesimi yapılan hem de  işlenerek paketlenen ürünlerimiz İzmirli markamızla yenilenen Halkın Bakkallarında satışa sunuluyor. Ürünlerimiz, tam donanımlı tesisimizde üretiliyor ve aracısız şekilde Halkın Kasabı reyonlarında belediye güvencesiyle vatandaşlarımıza ulaşıyor. Tesisimizde günlük 10 ton et işliyoruz. 2022’de Halkın Bakkallarını “Halkın Kasabı” yüzüyle Balıkçılar Çarşısı, Erzene, Eshot, Girne, Doğanlar, Ulukent, Gültepe, Özkanlar ve Balçova olmak üzere dokuz noktada hizmete açtık. Bildiğiniz üzere artık et yemek, çok zor bir hale geldi ve vatandaşlarımızın çoğu çok pahalı olduğu için et tüketemez halde. Biz, ticari bir kaygı gütmeden kamu şirketi olarak İzTarım ile sürdürdüğümüz Halkın Kasabı çalışmamız ile vatandaşlarımıza sağlıklı, temiz, kaliteli ve ucuz et ürünleri ulaştırıyoruz. 

“HALKIN KASABI ÖNÜNDE KUYRUKLAR OLUŞUYOR”

Maalesef her dükkanımızın önünde kuyruklar oluyor. Bunun 2 sebebi var; Eti daha ucuza satmak mümkün ve piyasa fiyatının altında yaptığımız bu satış insanların bütçesini etkileyecek kadar büyük bir fark yaratıyor.   

“29 KRUVAZİYER GEMİSİNİ VE 50 BİNE YAKIN TURİSTİ İZMİR’DE AĞIRLADIK”

Bildiğiniz üzere son 6 yıldır İzmir limanına hiçbir kruvaziyer gemisi yanaşmıyordu. Oysa bu gemilerin turizm açısından nasıl önemli olduğunu dünyadaki örneklerden biliyoruz. Bu amaçla İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Deniz Ticaret Odası ve TÜRSAB ortaklığıyla gerçekleştirdiğimiz görüşmeler neticesinde Nisan 2022’de ilk kruvaziyer gemisi, Alsancak Limanı’na yanaştı. 2022 yılı boyunca toplam 29 kruvaziyer gemisini ve 50 bine yakın turisti İzmir’de ağırladık.2022 yılında ilk kez Alsancak Limanı - Midilli seferlerini başlattık. Yoğun talep gören bu seferlerimiz bu yıl, 2 Haziran itibariyle yeniden bu başlıyor. Gidiş-dönüş bilet ücretini bu yıl 60 Euro, tek yön bilet ücretini ise 35 Euro olarak belirledik. Bu yıl, gençlere ayrıca bir sürprizimiz var. Eğitim dönemi yorgunluğunu atabilmelerine yardımcı olmak amacıyla 8-18 yaş grubu gençler için Midilli seferlerinde, yüzde 50 indirim uygulayacağız. 0-7 yaş grubu çocuklara ise ücretsiz seyahat sunuyoruz. 

“İZMİR 21 YIL ARADAN SONRA İLK DEFA İKTİDARIN BELEDİYESİ OLACAK”

Tüm bunları ben yapmadım. Bunları biz yaptık. Farklılıklarımıza, ayrı düştüğümüz onlarca konuya rağmen birliğin gücüne inandık ve başardık. İzmir’e sadece güçlü değil, aynı zamanda şefkatli bir belediye kazandırdık. Bu akşam sizlere, seçildiğim dönem içindeki son faaliyet raporu sunumunu yaptım. Biliyorum ki benim dönemimde hazırlanan stratejik planın tamamlanmasına daha iki yıl var. Bu yüzden, önümüzdeki yıl bugünlerde 2023 faaliyetlerimizin sonuçlarını yine sizlerle paylaşabilmeyi tüm kalbimle diliyorum. Geçtiğimiz yıllarda desteğini benden ve belediyemizin ekibinden esirgemeyen tüm belediye çalışanlarına, Meclis üyelerimize ve kadirşinas İzmir halkına sonsuz teşekkür ederim. Ve… 14 Mayıs’tan sonra…  Öyle ümit ediyorum ki, İzmir 21 yıl aradan sonra ilk defa iktidarın belediyesi olacak. İktidarın belediyesi olmak ve olmamak arasındaki farkın ne olduğunu çok iyi biliyorum. Bu farkı, rakamlarla uzun uzun anlatmak niyetinde hiç değilim. En yalın ifadesiyle, Mayıs’tan sonra İzmir için İzmir’in hakkını alacağız. Sadece bugünkü haklarımızı değil. 21 yıldır İzmir’in birikmiş tüm haklarını teker teker alacağız. 

“BU FIRSATI İZMİR İÇİN SONUNA KADAR VE BÜYÜK BİR GURURLA KULLANACAĞIZ”

Hiç kimsenin şüphesi olmasın! Bu fırsatı İzmir için sonuna kadar ve büyük bir gururla kullanacağız. Önümüzdeki 12 ayda, İzmirliler’in siyasi tercihleri nedeniyle İzmir’e çok görülen ne varsa hepsini bu şehre kazandıracağız.Çok daha mutlu ve çok daha güzel bir gelecekte yaşamanın ümidiyle, tüm Meclis üyelerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

AYDIN: "HIZLI TREN İZMİR'E VARAMADI"

CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, Buca Cezaevi planlarına yönelik konuşarak, AK Parti'ye sert eleştirilerde bulundu. Aydın, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2022 faaliyetlerine ilişkin yaptığı konuşmada, " Hep İzmir’in yararını konuşuyoruz ya burada hiç konuşmadığımız bir konuyu açmak isterim; yılan hikayesine dönen ve asla bitmeyen bir proje; Ankara İzmir arası hızlı tren hattı nerede bu hat? En son Salihli’de olduğu rivayeti dolaştı ama nerede ne zaman açılacak belli değil?  Hala İzmir Milletvekili olan Binali Yıldırım bu hattın 3 yılda yapılıp bitirileceğini söylemiş. Yani kendilerinin verdiği süre de açılsaydı hat 2016’dan beri bu hızlı treni kullanıyor olmamız lazımdı.  10 sene geçti 5 ayrı ulaştırma bakanı değişti ama hızlı tren İzmir’e varamadı” dedi.

AYDIN: “BUGÜNKÜ İKTİDAR RANTTAN YANA OLDUĞUNU GÖSTERDİ”

CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT’un 20223 yılı faaliyet raporu hakkında konuştu. Aydın, “Siyaset dediğimiz şeyin temeli tercihler yapma ve bu tercihleri yerine getirmektir. Böyle olduğu için seçimle iş başına gelenler kamusal harcamalarını;  yoksulluğu azaltmaya, gençlere, dar gelirlilere harcalar. Eğer inşaata harcarsanız,  pırlanta ve lüks tüketimler vergi dışında bırakırsanız bu sizin siyasi tercihinizin ranttan, bir avuç zenginden yana olduğunuzu gösterir. Bugünkü siyasi iktidar tercihinin bir avuç zenginden, ranttan yana olduğunu gösterdi. Bizim tercihimizin ise nasıl toplumdan yana olduğunu sizlere açıklayacağım. Emeği ile geçinler, ücretliler milli gelirden yüzde 30 pay alırken 2 yılsonunda bu yüzde 26’ya geriledi” diye konuştu. 

“BUCA CEZAEVİ ARZİSİNDE GERÇEKLEŞCEK KEŞİF ÇALIŞMASINDA TÜM VATANDAŞLARIMIZ ORADA OLMALI”

Buca Cezaevi arazisinin bulunduğu alanın yeşil alan olması gerektiğine vurgu yapan Aydın, vatandaşları keşif gününde Buca Cezaevi arazisine davet etti.  Aydın, “CHP sürdürülebilir kalkınmayı, kamu yararını ve kamu çıkarını gözetmeye devam edecek. Onlardan bir tanesi de Buca Cezaevi arazisizdir. Çevre Bakanlığı’nın yaptığı planla;  kamu yararına değil de ranta ve betona o arazinin terk edilmesine izin veremeyeceğiz. Biz her zaman kamudan yana olacağız. Bizler bu arazinin tamının yeşil olmasını istiyoruz. Bu anlamda her türlü hukuki yollarla mücadelemizi sürdüreceğiz. Yürütmeyi durdurma kararımız ret edilmişti ama Bölge İdare Mahkemesi bunu kaldırdı ve yerinde keşif yapılmasını istedi. Biz de buradan bir çağrı yapıyoruz İzmirlilere ve Bucalılara; bu keşif gününde Buca Cezaevi arazisinde olalım. Burasının bizler halkın olduğunu ve İzmirlilerin kullanması gerektiğini savunuyoruz. Biz İzmir’in kurtuluşunun 100 yıl dönümünde buranın satılmasını asla unutmayacağız” ifadelerini kullandı.  

“SANATIN İÇİNE TÜKÜRENLERDENSİNİZ…”

Hiçbir kararın, konun siyaset dışı ve üstü olmadığını dile getiren Aydın, “İnsanların yaşam biçimleri, hakkındaki tavırlarınız da siyasi anlayışınızı gösterir; kimin kiminle yasacağını, kaç çocuk doğuracağını, nerede gülüp gülmeyeceğine karışırsanız baskıcısınız,  özgürlükten ve insandan yana değilsiniz demektir. Konserleri iptal ederseniz sanatın içine tükürenlerdensiniz demektir. Bulduğunuz her alana örneğin Buca Cezaevi Arazisine,  deprem toplanma alanlarına göz diker oraları bina ile donatmaya çalışırsınız ve sonra da bunu gelişmişlik olarak pazarlarsınız. Hiçbir şey siyaset dışı ve siyaset üstü değildir her şey siyaset ile belirlenir” dedi.

Aydın sözlerini şöyle sürdürdü;

“KENDİ REKORUMUZU KENDİMİZ KIRDIK”

Bizim siyasi faaliyetlerimizin siyasi tercihimiz ile nasıl belirlendiğini size anlatmam gerekirse eğer; Tüm baskılara engellemelere rağmen geniş halk kitlerinin yararına olan işleri yapmaya bu nedenle devam ediyoruz. Ulaşım faaliyetlerine büyük kaynaklar ayırdık, bu gelişmişliğin göstergesidir. Toplu ulaşımı özendirmek adına raylı sistemlere büyük bir yatırım gerçekleştirildi.  Bu yatırımların bir kısmını kendi öz kaynaklarım ile yaparken bir kısmı da uluslararası finans ile yapıldı. Buca Metrosu başladı ve engellemelere rağmen devam ediyor. Gaziemir Karabağlar Metrosu için de adım attık Buca Metrosu için ortaya koyduğumuz rekor yatırım sonrasın da yine kendi rekorumuzu kırdık ve ile 2 milyar 105 Milyon Euro’luk Gaziemir Karabağlar Metrosunu da başlattık. Öte yandan hala Ulaştırma Bakanlığının yaptığı ve ‘U’ harfinin olduğu bir metro girişimiz yok, o nedenle de ‘M’ işareti var. Bırakın bunu yapmayı Ulaştırma Bakanlığı 2014 yılında yatırım programına aldığı otogar Halkapınar Metro hattını da yapmayacağını söyledi ve bunun için sadece 3 Bin lira bütçe ayırdı. 

“ANKARA İZMİR HIZLI TREN HATTI 10 SENEDİR AÇILAMADI AMA MAYIS'TAN SONRA BİZ AÇACAĞIZ”

Hep İzmir’in yararını konuşuyoruz ya burada hiç konuşmadığımız bir konuyu açmak isterim; yılan hikayesine dönen ve asla bitmeyen bir proje; Ankara İzmir arası hızlı tren hattı nerede bu hat? En son Salihli’de olduğu rivayeti dolaştı ama nerede ne zaman açılacak belli değil?  Hala İzmir Milletvekili olan Binali Yıldırım bu hattın 3 yılda yapılıp bitirileceğini söylemiş. Yani kendilerinin verdiği süre de açılsaydı hat 2016’dan beri bu hızlı treni kullanıyor olmamız lazımdı.  10 sene geçti 5 ayrı ulaştırma bakanı değişti ama hızlı tren İzmir’e varamadı. Bu hattın 2013’teki maliyeti 4 Milyar 500 Bin liraydı ancak sonradan işi üstlenen firma bir müjde verdi ‘2.3 Milyar Dolarlık kredi bulduk’ dedi. Temel atıldığından beri projenin finansmanı yokmuş ya da paralar attaya gittiği için para arayışına girilmiş para bulunmuş ve bu para patojenin ilk maliyeti kadar bir miktar. Gözleri ışıldayan Bakan da para bulduk dedi ama ne zaman açılacağını söylemedi. Daha sonra Cumhuriyet Halk Partili Milletvekilimiz Ulaş Karasu bir açıklama yaptı ve bu projenin maliyetinin 10’a katlandığını duyurdu,  Karasu, ‘şu an bu projenin maliyetinin 47 Milyar lirayı bulduğunu’ söylüyor. Bu standarttaki bir alanın yapılma maliyeti dünya da metrekare başına 1 Milyon 500 bin Dolarken,  biz de ise kilometre maliyeti 5 milyon Dolar şu an itibariyle, dünyanın 3 katından fazla. Buca Metrosu’nun neden en düşük fiyatı verene  değil de bir üstte düşük teklif verene veriliğini soran arkadaşlar… Ankara İzmir Hızlı tren hattı ihalesi pazarlık usulüyle yapıldı. Bunu da 2 yıl sonra ilan ettiler söylemedi Bakanlık bunu pazarlık usulü verdiğini. , oysa bizim ihalelerimizin yüzde 96’sı açık ihale ile yapılıyor. Bu durumda İzmir’e hızlı trenin gelişi en erken 2025 oldu yani 12 yıl sonra açmış olacağız. Açmış olacağız diyorum çünkü ve Mayıs’tan sonra mevcut iktidar olamayacağı için biz açacağız. 

ÇAMUR: “ESHOT EKONOMİK SIKINTILAR DA DARALMAK YERİNE GENİŞLEMİŞTİR”

CHP Grup Sözcüsü Gamze Gül Çamur da ESHOT’un 2022 yılı faaliyet raporu hakkında konuşma gerçekleştirdi. Çamur, “Akaryakıtta çok büyük zamlar oldu ve insanlarımız 50 kuruş daha az mazot almak için uzun kuyruklar oluşturdular. Elektrik deseniz aynı onun için de vatandaş yazın klima çalıştırmadı. Bu zamanlardan en çok etkilen ESHOT’un yeni kanunla 30 ilçede hizmet vermesi gerekti ve bunun için yeni uygulamalar geliştirerek,  etkili, verimli ve ekonomik bir kaynak kullanımı gerçekleştirdi. Bin 705 otobüs ile İzmirlilere hizmet veriyor, 457 yeni otobüs alımı gerçekleştirmiştir 3 yılda bu gerçekleşmiştir. ESHOT’ta 457 İZULAŞ’ta 16 İZTAŞIT’ta da 194 toplamda da 667 yeni otobüs hizmete sunuldu. 175 tane de otobüsü ülkenin değişik yerlerine hibe ettik. Seferihisar’da başlayan İZTAŞIT Kiraz ve Menemen’de kullanılıyor yarın da Foça da sisteme dahil edilecektir. ESHOT kar payı gütmeyerek hatta zararına hizmet etmeye devam etmektedir. Bu ekonomik sıkıntıya rağmen daralmak yerine genişleyerek; 180 kapalı 433 açık durak hizmete sunduk” dedi.