Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - Türkiye’de sokak lezzetlerine bağlı zehirlenme ve ölüm vakaları son aylarda ciddi biçimde artıyor. İzmir’de yaşanan zehirlenme olayının ardından bu kez İstanbul’da bir turist ailenin iki çocuğu ve annesi hayatını kaybetti, baba ise entübe edildi. Sokak lezzetlerinin neden olduğu riskler yeniden tartışılırken, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Toprak, sokak gıdalarındaki tehlikelere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Sokak Lezzetleri Ulkenin Gundeminde Izmirlilerin Bayildigi Midye Dolma En Risklisi 2

“SOKAK LEZZETLERİ POPÜLER AMA TEHLİKELERİ BÜYÜK”

“Günümüzde sokak lezzetleri şehirlerimizin vazgeçilmez bir parçası haline geldi” diyen Toprak, “Sokak satıcıları tarafından sunulan çeşitli yiyecekler, yerel tatları keşfetme ve farklı kültürlere dokunma fırsatı veriyor. Ancak bu lezzetlerin tadını çıkarırken göz ardı edilmemesi gereken önemli bir konu var: O da gıda güvenliği. Sokak lezzetlerinin cazibesi ve lezzeti yanında, gıda güvenliği endişeleri de bulunuyor. Özellikle hijyen koşulları ve standartları konusunda belirli riskler söz konusu olabiliyor. Sokak satıcılarının genellikle sınırlı hijyen altyapısı, uygun sıcaklık kontrolü ve temizlik standartlarına sahip olmadığı düşünüldüğünde, tüketicilerin dikkatli olması önem arz ediyor. Sıcak hava koşulları ve bazı gıdaların özellikleri, gıda zehirlenmesi riskini artırabilir. Sokak lezzetleri genellikle keyifli bir deneyim sunsa da, dikkat etmemiz gereken bazı önemli noktaları da barındırıyor.

Satıcıların gıda güvenliği standartlarına uygun olduğunu gösteren izinleri olup olmadığı kontrol edilmeli. Yerel yönetimler ile Tarım ve Orman Bakanlığı, sokak satıcılarının faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek için aktif bir rol oynamalı” diye konuştu.

“DENETLENMELİ”

Sokak lezzetlerinin denetim eksikliğine dikkat çeken Toprak, “Tarım ve Orman Bakanlığı, düzenli olarak sokak satıcılarını denetlemeli ve hijyen kurallarına uygunluklarını kontrol etmeli. Çünkü bu denetimler, tüketicilerin güvenle sokak lezzetlerini tüketebilmelerini sağlar” ifadelerini kullandı.

“HİJYEN VE DENETİM EKSİKLİKLERİ RİSKİ ARTIRIYOR”

Toprak, sokak satıcılarının hijyen koşullarını gözlemlemenin önemine vurgu yaparak, “Yiyeceklerin nasıl hazırlandığı ve saklandığına dikkat etmek gerek. Satıcıların ellerini düzenli olarak yıkamaları, gıdaları hijyenik koşullarda hazırlamaları, kişisel koruyucu donanım (bone, maske, kolluk, eldiven vb) kullanmaları ve bunları sıklıkla değiştirmeleri önemli. Çünkü hijyenik koşulların sağlanması gıda güvenliği açısından oldukça kritik” açıklamasında bulundu.

“YEREL ÖNERİLERİ DEĞERLENDİRİN”

Toprak açıklamasını şöyle sürdürdü:

Sokak satıcılarından alışveriş yaparken kalabalık ve yoğun alanlarda daha dikkatli olunmalı, satıcıların hijyen koşullarına özen gösterip göstermedikleri gözlemlenmeli. Yiyeceklerin tazeliği ve sağlıklı kaynaklardan gelip gelmediği önemli. Ürünlerin taze ve taze hazırlanmış olduğundan emin olunmalı. Uzun süre bekletilmiş veya önceden hazırlanmış olan gıdalar, mikroorganizma üremesi için uygun ortam yaratır. Mümkünse, sık tercih edilen satıcıları seçmek veya yerel önerileri değerlendirmek faydalı olabilir.

“ÇİĞ ÜRÜNLERDE SOĞUK ZİNCİR ŞART”

Çiğ tüketilen gıdaların soğuk zincirin bozulmaması için uygun koşullarda saklanması gerekir. Söğüş gibi çiğ sebzeler veya salatalar tüketirken, sebzelerin iyi yıkanmış ve hijyenik koşullarda hazırlandığından emin olunmalı. Eğer mümkünse limon suyu veya sirke gibi asitli maddelerle yıkanmış sebzeler tercih edilmeli.

“YETERİNCE SICAK OLUP OLMADIĞI KONTROL EDİLMELİ”

Sıcak olarak servis edilen pişmiş gıdaların yeterince sıcak olup olmadığı kontrol edilmeli. Sokak lezzetleri arasında pişmiş ve sıcak servis edilen seçenekleri tercih etmek, mikroorganizmaların çoğalmasını engelleyerek gıda güvenliğini artırır. Özellikle kokoreç, lahmacun gibi sıcak tüketilmesi gereken yiyecekler sıcak ve taze olarak yenmeli.

“MİDYE DOLMA EN RİSKLİ SOKAK LEZZETLERİ ARASINDA”

FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) tarafından tüketime hazır ürünler sınıfına dahil edilen midye suyu süzerek planktonik organizmalarla beslendiği için su kalitesi önemlidir. Sağlıklı bir deniz ürünü olarak değerlendirilebilmesi için yetiştirildiği yerin de önemi büyük. Ayrıca işlenmesi, hazırlanması ve pişirilmesi sırasında su ve hava kirliliği kadar hijyen de önemli bir konudur. Midye dolmanın yüksek pH ve besin örüntüsü, mikroorganizmaların üremesi için ideal bir ortam içerir. Hijyenik ve uygun olmayan sıcaklıklarda üretilen, taşınan, depolanan ve satışa sunulan midye dolmalar gıda zehirlenmelerine davetiye çıkartır.

“TOKSİNLERİN ÇOĞU ISIYA KARŞI DİRENÇLİ”

Deniz ürünlerinin içerdiği toksinlerin çoğunluğu ısıya karşı dirençli olduğundan pişirme ve diğer işlemlerle inaktive olmazlar. Ayrıca bu toksinler görünüm ve lezzet olarak da tespit edilemediklerinden önemli halk sağlığı risklerine neden olurlar.

“ZEHİRLENME BELİRTİSİ 30 – 60 DAKİKADA BAŞLAR”

Gıda zehirlenmesi belirtileri, tüketimden itibaren değişiklik gösterir. Kimi zehirlenme belirtileri 30 – 60 dakika arasında başlarken; kimileri ise 12 – 48 saat arasında görülebilir ki bu süre bazen bir haftayı da bulabilir. Yaygın olarak görülen gıda zehirlenmesi belirtileri; mide bulantısı, kusma, ishal, ateş, karın ağrısı ve kramplarıdır. Midye zehirlenmelerinde puslu görme, kaslarda güçsüzlük ve kollarda titreme gibi nörolojik belirtiler de görülebilir.

“NÖROTOKSİNLER SİNİR SİSTEMİNİ HEDEF ALIYOR”

Midye zehirlenmelerinde karşılaşılan kimyasallar, nörotoksin diye adlandırılan ve sinir dokusunu tahrip eden kimyasallardır ve en çok rastlanan nörotoksinler domoik asit, ciguatoksin, histamin, azasparikasittir. Bu kimyasalların aşırı miktarda vücuda alınması, çok ciddi tehlikelere neden olabilir. 2009 yılında yapılan bir araştırmada, nörotoksinlerin dışında spesifik olarak Azadinium spinosum isimli ufak alglerin de yaygın olarak görülen midye zehirlenmesinden sorumlu olduğunu tespit edilmiştir.

“GÜVENİLİR ÇİFTLİKLERİN ÖNEMİ ARTIYOR”

Gıda kaynaklı bu tür zehirlenmelerin önüne geçebilmek için midye tüketiminde aşırıya kaçılmaması ve sadece güvenilen yerlerden tüketmek gerekir. Kabuklu su ürünleri içerisinde ülkemizde en iyi bilinen tür midyenin çoğunluğu kontrolsüzce toplanmakta ve merdiven altı tabir ettiğimiz yerlerde üretilmektedir. Bununla birlikte bakanlık üretim iznine sahip, uzman gıda mühendisleri, su ürünleri mühendisleri ve veteriner hekimlerin istihdam edildiği, sağlıklı ve güvenilir midyelerin üretildiği çiftliklerin ve bunları işleyen tesislerin de sayısı artmaya başlamıştır. Bu durum yüksek protein ve düşük kolesterol içeriğiyle oldukça besleyici olan midyenin “kötü ürün” algısının önüne geçilmesine ve son tüketiciye tarafından güvenle tüketilmesine fayda sağlayacaktır.

“SAKLAMA KOŞULLARI VE EĞİTİM HAYATİ ÖNEMDE”

Yiyeceklerin nasıl saklandığı önemli bir konu. Özellikle mayonezli veya süt bazlı ürünler gibi çabuk bozulan yiyecekler uygun koşullarda saklanmalı. Bu nedenle satın aldığınız sokak lezzetlerini uzun süre açıkta bekletmekten kaçınılmalı. Mümkünse hemen tüketilmeli veya uygun sıcaklıkta saklayarak gıda güvenliği sağlanmalı. Sokak satıcılarına hijyen konusunda eğitimler verilmeli, bu eğitimler belirli aralıklarla tekrarlanmalı ve temel gıda güvenliği uygulamaları konusunda bilinçlendirilmeli. Bu, potansiyel riskleri azaltmada önemli bir adım çünkü.

“ALO 174’E ŞİKÂYET EDİN”

Tüketiciler kendi sağlıklarını korumaya dikkat etmeli. Yiyecekleri satın almadan önce satıcının hijyen koşullarını ve temizlik düzenini gözlemlemeli ve güvenli olduğuna emin olmalı. Bir sorun gördüğü takdirde ALO 174 Gıda Hattına şikayette bulunmalı.

“TAZE PİŞMİŞ ÜRÜNLERİ TERCİH EDİN”

Sokak lezzetleri, kültürel çeşitliliği ve gastronomik keşifleri artıran önemli bir unsurdur. Gıda zehirlenmelerini önlemek için temel prensiplere dikkat etmek, sokak lezzetlerinin tadını çıkarırken sağlığımızı da korumamıza yardımcı olur. Her zaman gıda güvenliğini ve hijyeni öncelikli tutmak oldukça önemli. Yetkililerin düzenleyici rolleri, eğitim ve denetimlerle desteklenerek sokak lezzetlerinin hem lezzetli hem de güvenli olmasını sağlamak mümkün. Sonuç olarak, sokak lezzetlerini tüketirken gıda zehirlenmesinden korunmak için hijyen kurallarına dikkat etmek, taze ve pişmiş ürünleri tercih etmek, su tüketimini ihmal etmemek ve gıdaları uygun koşullarda saklamak büyük önem taşır. Bu basit önlemlerle sokak lezzetlerinin tadını çıkarırken sağlığımızı da koruyabiliriz. Unutmayalım ki, sağlıklı beslenme ve güvenli gıda tüketme herkesin hakkı.