Şekersiz şeker hastalığı 3 tipte görülmektedir. En yaygın görülen “santral diabetes insipidus” adı verilen tipte beyindeki hipofiz bezinden salgılanan ve suyun böbreklerde tutulmasında görev alan antidiüretik hormonda (ADH) eksiklik varsa şekersiz şeker hastalığı görülmektedir. İkinci tip şekersiz şeker hastalığı böbrek kaynaklı olmaktadır. ADH hormonu hipofiz bezinde üretilir fakat böbrekte etki gösteremez. Üçüncü tip şekersiz şeker hastalığı ise gebelerde görülmektedir. Genellikle gebeliğin son 3 ayında yaşanabilmektedir. Plasentada üretilen bir enzim ADH hormonunun parçalanmasına neden olarak geçici şekersiz şeker hastalığına sebep olmaktadır. Büyük oranda hamileliğin sona ermesiyle şekersiz şeker hastalığı da iyileşmektedir. Şekersiz şeker hastalığı bazen hastada hiçbir sorun olmamasına rağmen çok sık su içme dolayısıyla çok sık idrara çıkma belirtileri olan psikojenik polidipsi adı verilen hastalıkla karıştırılabilmektedir.

Günde 4-5 litrenin üzerinde su içilirse böbrek fazla suyu atmak için idrara çıkacaktır. Problem çok su içmekten kaynaklanır ve psikolojik temellidir. Hipofiz kaynaklı şekersiz şeker hastaları geceleri çok idrara çıkarlar. Psikojenik olanlar ise geceleri idrara çıkmazlar. Ayrıca aşırı soğuk ya da buzlu su, susama merkezini daha iyi kontrol altına aldığı için hipofiz kaynaklı şekersiz şeker hastaları, soğuk ve buzlu su içmek ister. Hipofiz kaynaklı şekersiz şeker, en sık çocuklarda ve genç erişkinlerde görülmektedir. Bu nedenle ailelerin; çocuk çok susuyorsa, çok sık idrar yapıyorsa, gece idrar kaçırıyorsa, kilo kaybı ve gelişme geriliği varsa mutlaka uzmana başvurmaları gerekmektedir.

GÜNDE 3 LİTRENİN ÜZERİNDE İDRAR ÇIKARANLAR DİKKAT!
Şekersiz şeker tanısı konması için yetişkinlerde günde en az 3 litre idrar çıkışı görülmelidir. Bu miktar bazı hastalarda 20 litreye kadar çıkabilmektedir. Yüksek derecelerdeki su kaybı neticesinde vücudun susama merkezi devreye girmekte fakat ne kadar su alınırsa alınsın böbrek suyu tutamadığı için aynı oranda idrar çıkışı olmaktadır. Hastada 3-4 litre civarında idrar çıkışı olduğunda aynı oranda su alarak dengelenebilmektedir. Ancak idrar çıkışı yüksek olduğunda hasta kaybettiği sıvıyı geri alamaz ve buna bağlı olarak tansiyon düşüklüğü, halsizlik, yorgunluk, vücutta sodyum değerlerinin düşüşü ile baş dönmesi, komaya varan, ölüme sebebiyet veren durumlara yol açabilmektedir.

Aşırı idrar; beyin tümörü, tüberküloz, kanser gibi hastalıkların da belirtisi olabilir

Granülomatöz hastalıklar denilen tüberküloz, sarkoidoz gibi rahatsızlıklar hipofizdeki ADH hormonu üretimini engelleyebilmektedir. Bazı beyin tümörleri de bu bölgede oluşarak ADH’yi etkileyebilir ya da akciğer, meme gibi kanserler yayılım göstererek bu merkezde problem oluşturabilir. Bu hastalıklar ADH hormonunun üretilmemesine ya da az üretilmesine neden olarak aşırı idrara sebep olmaktadır. Dolayısıyla aşırı idrar şikayetlerinde hipofiz kaynaklı şekersiz şeker hastalığından şüphelenildiğinde hastaya MR çekilerek o bölgede tümör, tüberküloz, sarkoidoz gibi hastalıklar olup olmadığına bakılmaktadır.

DOĞRU TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMLARI İLE KISA SÜREDE NORMAL YAŞANTIYA DÖNÜLEBİLİYOR
Şekersiz şeker tanısı için 24 saatlik idrar miktarına bakılmaktadır. Normal sağlıklı bir erişkin günde ortalama 1,5-2 litre civarında idrar çıkarmaktadır. Erişkinlerde idrar miktarı 3 litrenin üzerindeyse şekersiz şekerden şüphelenilmektedir. Bu hastalarda idrarı konsantre etme yeteneği bozulduğu için açık renkli su gibi idrar çıkmaktadır. Kan ve idrar testlerine bakılıp şekersiz şeker hastalığından şüphelendikten sonra ikinci aşamada hastaya susuzluk testi uygulanmaktadır. Bu hastalar su almasa da idrar çıkarmaya devam eder.

Sonuçta vücut sıvı kaybına uğrar. Kilo kaybı, tansiyon düşüklüğü olur. Bu süreçte hastanın kilosuna, tansiyonuna, kan ve idrarına bakılmaktadır. Bütün bunlar yaşanıyorsa hastaya diabetes insipidus tanısı konulur ve eksik olan ADH hormonu dilaltı tabletler ya da sprey olarak verilir. İlaçlar 30 dakika içerisinde etkisini göstermeye başlar. Hastanın değerlerine göre ilacın dozu ayarlanır. İlaç tedavisiyle hasta normal yaşantısına kısa sürede geri dönmektedir.