Tatilin başlamasıyla birlikte sünnet mevsimi de açılmış oldu. Aileler, erkek çocukları için hem dini ve sosyal özellikler taşıyan hem de önemli bir cerrahi müdahale olan sünnetle ilgili yer arayışlarına başladı. Eskiden sağlık elemanları talepleri karşılayamadığı için 'sünnetçiler' diye bir kategori bulunduğunu anlatan Üroloji Uzmanı Op. Dr. Musa Saraçoğlu, 2014 yılı başlarında yapılan bir kanun değişikliği ile 1 Ocak 2015 tarihinden itiberen sünnetin sadece tıp doktorları tarafından yapılabileceği hükmünün getirildiğini ifade etti. Daha sonra yayınlanan bir genelge ile bütün tıp doktorlarının sünnet yapabileceği doktorlar dışında sünnet yapan kişilerin 2-10 yıl hapis cezası ile yargılanacaklarını bildirdiğini anlatan Dr. Saraçoğlu, "Tıp fakültelerinin müfredatına sünnet eğitimi girdi. Yeni yetişen hekimler de hem teorik hem pratik olarak sünnet yapmayı bilecek. Aileler sünnette tecrübesine güvendiği bir çocuk cerrahı, ürolog ya da genel cerrahlara başvuruyor. Aksi taktirde estetik olmayabilir, ciddi kanamalar olabilir, iyileşmesi uzun sürebilir ve enfekte olabilir. Sosyal Güvenlik Kurumu da sünneti tedavi kapsamına aldı. Artık sünnetlerin yüzde 65'i sağlık kurumlarında yapılıyor. Eskiden bu oran çok düşüktü" dedi. Dünya Sağlık Örgütü'nün önerisine göre çocukların ya doğumdan sonraki ilk iki ay içerisinde ya da ergenlik çağına girmeden önceki yaşlarda sünnet ettirilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Musa Saraçoğlu, ilkokul çağında henüz ergenlik belirtilerinin başlamadığı bir zamanda genellikle de yaz tatili ya da yarı yıl tatilinde sünnet yaptırılabileceğini dile getirdi.


PRATİK YÖNTEM ARAYIŞI


Lazer yöntemiyle sünnet yapılması konusunda yanlış bir algı olduğunu öne süren Üroloji Uzmanı Op. Dr. Musa Saraçoğlu, lazerle sünnet olarak bilinen yöntemin aslında ısı ile çalışan bir cihazla yapılan sünnetten başka bir şey olmadığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:


"Bilim kurgu filmlerinin etkisi ile mi yoksa teknolojiye düşkünlüğümüz nedeniyle midir bilemiyorum lazer kelimesi kulağa çok hoş gelmekte. Lazer ile yapılan her işlemin daha iyi, doğru ve başarılı olacağı gibi bir ön yargımız bulunmakta. Tıp literatüründe lazer ile sünnet konusunda bir iki merkezde karbondioksit lazer ile yapılan deneme aşamasındaki çok sınırlı sayıdaki uygulamalar dışında bilgi bulunmamakta. Toplumda cerrahi bıçak ile yapılan işlemlere alternatif olarak kullanılan her türlü uygulamaya lazer denilmesi gibi yanılgı var.  Sağlık çalışanları açısından bakıldığında ise lazerle sünnet, kısa sürede gerçekleştirilen, kolay uygulanan ve istenmeyen durumların en az olacağı sünnet tekniğinin arayışını ifade etmekte. Yılda 600 bin kişinin sünnet edildiği ülkemizde pratik sünnet yöntemlerinin arayışı son derece doğal. Bu cihazlardan ısı koterleri ucuz olması, kolay kullanılması, etkili olması ve istenmeyen etkilerin son derece az olması nedeniyle giderek daha çok kullanılmaya başlandı. Kısa ve uzun dönem sonuçları diğer yöntemlerden daha üstündür. Pek çok ülkede giderek daha yaygın olarak kullanılmakta.


"DERİ ISI ETKİSİYLE KESİLİYOR


Isı koterlerinin dokuyu kesen ve yakan cihazlar olduğunu anlatan Dr. Saraçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Ucunda ısı olan bir cihaz ısı etkisiyle deriyi kesiyor. Kanamaya neden olmayan bu yöntem pratik ve güvenilir. Değişik üniversitelerde, hayvanlar üzerinde ve klinik çalışmalar yapıldı. Zararı yok, aksine avantajlı. Sünnet operasyonunun ardından iyileşme sürecinin estetik açıdan 1 ay. Sünnet çocuğun günlük aktivitelerine engel değil. Aynı gün sosyal yaşamına devam edebilir."


Ayda ortalama 10 bebeğin sünnetini yaptığını, okullar tatile girdikten sonra yoğunluğun daha da arttığını ifade eden Dr. Saraçoğlu, dünyada sağlık nedeniyle de tercih edilen sünnet için "Sünnet konusunda tek kullanımlık cihazlarla ilgili çalışmalar var. Ancak şuan hiçbiri kullanımda değil. ABD'de en çok yapılan tıbbi müdahalelerden biri sünnettir ama nüfusun çok küçük bir kısmı müslüman veya yahudi. Onlar sağlık için bunu tercih ediyor. Ayrıca sünnet olmak sadece AIDS değil cinsel yolla bulaşan hastalıkların bir çoğuna engel olmaktadır."