Kent Bayraklı Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Kenan Kaya ülkemizde yaklaşık 4 milyon astım hastasının bulunduğunu belirtti, astımın görülme sıklığının da yıllar içinde giderek arttığını ifade etti. Uzm. Dr. Kaya, astımın ataklarla seyreden hava yollarının kronik bir hastalığı olduğunu hatırlatarak "Hastaların hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap vardır ve bu akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olur. Öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste baskı hissi gibi belirtilerle kendini gösteren astım hastalığıyla başa çıkmak, astımı olmayan kişiler gibi normal yaşam sürebilmek bazı şartları yerine getirmekle mümkün" ifadelerini kullandı.

'KAYGIYI BİR KENARA BIRAKMALI'
Astım tanısı almanın kişileri normal yaşam süremeyeceklerini düşündürerek karamsarlığa sürüklendiğine dikkati çeken Uzm. Dr. Kaya, bunun çok yanlış bir inanış olduğunu söyledi. Hastalara astım tanısının yaşattığı 'normal yaşam sürememe' kaygısını bir kenara bırakıp hastalığı kabullenerek gereğini yapmalarını öneren Uzm. Dr. Kaya, "Astım hastalığında uygun ve düzenli tedavi ile hastalar normal yaşam sürebilir, spor yapabilir, spor yapıp şampiyon bile olabilir. İsterlerse Everest'in zirvesine bile çıkabilir. Bunun için hastalığınızın erken tanısı, düzenli ilaç kullanımı ve tedavi sonrası hastalığın takibi çok önemlidir. Astım, hastayla doktorunun iş birliği yapmasını gerektiren bir hastalıktır. Astım hastalığının yaşamınızı etkilememesi için erken tanı ve tedavi planı, alerjenler, toz, polen, mite, soğuk ve kirli hava, stres gibi tetikleyici faktörlerden kaçınma, ilaçların uygun şekilde ve dozda kullanılması, nefes alma egzersizleri, sigara içilmemesi, influenza, pnömoni ve Covid-19 aşılarının yaptırılması önemlidir. Covid-19 olan astım hastası ilaçlarını düzenli kullanıyor, kontrol altında bir hasta ise diğer bireylerden hastalığın ağırlığı yönünden bir farkı olmaz" diye konuştu.