Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Yanturalı, hava sıcaklıklarının son günlerde hızla yükselmesi nedeniyle güneşte kalma süresinin en aza indirilmesi uyarısında bulundu. Sıcaklıkların COVID-19 hastalığının bulaş riskini azaltıcı yönde etkisinin bulunduğunu fakat bulaşın sıcak havalarda da devam ettiğini açıklayan Yanturalı, sıcağa bağlı olarak görülen klinik durumların basit sıcak kramplarından, ölümcül ve ağır bir tablo olan sıcak çarpmasına kadar ilerleyebildiğini kaydetti. Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Yanturalı, “Dünya, daha önce pek benzeri görülmemiş bir global sorun ile karşı karşıya kaldı. COVID-19 diye isimlendirilen insandan insana bulaşan, hızla yayılan, özgün tedavisi olmayan ve milyonları etkileyen bulaşıcı bir hastalık dünyayı ve ülkemizi derinden etkiledi. Bu hastalığın önüne geçilmesi için izolasyon tedbirlerinin uygulanması kaçınılmaz oldu. COVID-19’un yayılım hızının düşmesiyle 1 Haziran tarihinden sonra kademeli bir şeklide ‘yeni normale’ geçiş yapıldı. COVID-19 salgını ve sokağa çıkma kısıtlamaları açık alanlara olan özlemi daha da arttırdı. Vatandaşlarımız arasında hastalığın kış aylarında başlaması nedeniyle ‘yaz gelip havalar ısındığında acaba hastalık azalır mı?’ düşüncesi ortaya çıktı. Viral üst solunum yolu enfeksiyonu ve diğer gribal enfeksiyonların genellikle kışın salgın yapıyor olması, bu hastalığın da yazın hızının azalacağı yönündeki düşüncelerin kaynağını oluşturdu. Sıcak hava ve UV ışınları COVID-19 hastalığının bulaşmasında nispeten bir azalma sağlıyor. Fakat bu durum virüsün sıcak ve güneşli havalarda bulaşmayacağı anlamına gelmiyor. Özetle COVID-19 sıcak havada da bulaşır. Bu nedenle maske kullanımı, fiziksel mesafe, hijyen gibi temel bulaş önlemlerine yaz aylarında da devam edilmesi gerekmektedir. Havanın ısınmasıyla vücudumuzda sıcağa bağlı bir takım klinik durumlar görülebilir veya hâlihazırda var olan hastalıklar daha da ağırlaşabilir” dedi. RİSK GRUPLARI DİKKAT ETMELİ Prof. Dr. Sedat Yanturalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşlı hastaların susama algıları gençlere göre azalmıştır. Bu nedenle sıcak havalarda artan sıvı ihtiyacı yaşlılarda daha komplike bir hal alır. Ateş, gastroenterit, bulantı, kusması olanlar bol sıvı almalıdır. Obezite, demans, kronik alkolizm, kalp yetmezliği, diabet, kronik böbrek yetmezliği, yüksek tansiyon ve kanser ile yaşlı hastalar sıcak havalara dikkat etmeli, güneş ışınlarının dik geldiği saat 12:00 ile 16:00 arası güneşe çıkmamalıdır. Bu saatlerde çıkılacak ise mümkün olduğunca güneş ışınlarını yansıtan açık renkte kıyafetler giyilmesidir.”