Ziyaret sonrası basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan TBMM Başkanı Şentop, ABD güçlerince Bağdat’ta düzenlenen operasyon ile öldürülen İran Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani hakkında değerlendirmelerde bulundu.

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop açıklamasında; ‘’Bizim doğduğumuz günden itibaren aslında Ortadoğuda her gün sular ısınıyor, sıcak. Birbirini takip eden çok önemli ciddi gündem maddeleri var. Bir huzur bir barış, yarım asırdır bizim tanık olduğumuz yaşadığımız süre içerisinde ortadoğuya gelmedi. Bizzat Ortadoğu da yaşayan halklar, devletler, ülkeler bu konuda öncülük etmeli bir, ikincisi tabi dünyanın başka yerlerinden buraya gelip petrol için, bilhassa yer altı zenginlikleri için faaliyet gösterenlerinde bölgeye ülke halkına, burada yaşayan devletlerin egemenlik haklarına da saygı göstermesi lazım. Dün yaşanan olayla ilgili İran’ın bir resmi görevlisi Kasım Süleymani ABD tarafından ki bu üstlenildi de, bir suikast ile öldürülmüştür” ifadelerini kullandı.


Şentop, Süleymani’nin İran dışında özellikle Sünnilere ve farklı mezheplere yönelik mücadelesine de dikkat çekerken; ABD’nin operasyonu için de “endişe verici” dedi

“Burada Ortadoğu da ki gelişmeler başta Kasım Süleymani’nin orada ki faaliyetleri, yapmış olduğu işler ile ilgili tabi çok farklı yorumlar var bilhassa Suriye’de, Irak’ta yaşayan mezhep farklılıkları sebebiyle çatışmalar içerisinde bulunan çevreler arasında Kasım Süleymani’nin faaliyetlerine karşı reaksiyon gösteren bundan rahatsızlık duyan pek çok insan vardı. Sünniler ile ilgili yapılan katliamlar ile ilgili tepki gösteren çevreler vardı. Bu işin bir boyutu. Ama başka bir boyutu da şuanda egemenlik hakkına sahip bağımsız bir devletin bir kamu görevlisinin, devlet görevlisinin başka bir devletin yetkilileri tarafından 3. Bir ülke içerisinde öldürülmesi meselesidir. Bu anlamda uluslararası hukuk bağlamında da endişe verici bir tablo bu. Bunun Ortadoğu da başta Irak olmak üzere gelişmelere önemli katkı vereceğini düşünmüyorum. Daha büyük gerginliklere, belki daha büyük çatışmalara sebebiyet verecektir. Bu bakımdan başta bölge devletleri olmak üzere, halkları olmak üzere ama bölgeye dışarıdan gelen askeri güçlerde dahil olmak üzere herkesin barışı hedefleyen, gerginlikleri azaltacak ve kısa bir zaman içerisinde de Ortadoğu’ya bir barış ve huzur iklimine kavuşturacak bir anlayış içerisinde hareket etmesi lazım. Tabi bir damla petrolün bir damla kandan da kıymetli olduğunu söyleyen anlayışlarla Ortadoğu’ya barış gelmez. Burada yaşayan halkların öncelikle huzura ve barışa sahip çıkmaları lazım. Kısacası bölgede yaşananlar endişe verici gelişmeler“