İçişleri  Bakanı Süleyman Soylu, 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Gezi eylemleriyle ilgili yaptığı açıklamalara tepki göstererek, "Kimse kusura bakmasın, o günkü Cumhurbaşkanımızın sanki o olayların yaşandığı bir Türkiye'de yaşamıyormuş gibi bugün söz söylemesi de bırakın İçişleri Bakanlığı'nı, bu ülkenin bir ferdi olarak, Süleyman Soylu olarak içime hançer gibi saplanmıştır" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tunceli'de düzenlenen AK Parti Siyaset Akademisi Toplantısı'na katıldı. Bakan Soylu, yaptığı konuşmasında, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Bakan Soylu, konuşmasında Gezi eylemlerinin Türkiye'ye verdiği zararları anlattı. "Gezi olmamış olsaydı adımın Süleyman olduğu gibi eminim ki, biz şu anda 15 bin dolar kişi başına gelir seviyesine ulaşmıştık" diyen Soylu, şöyle konuştu:
"Gezi olaylarını başından sonuna kadar yaşamış bir kardeşinizim. Türkiye'de faiz yüzde 4, enflasyon onun bir tık üzerinde, dünyanın gıptayla izlediği büyük yatırımları gerçekleştiriyoruz. Marmaray'dan, 3'üncü köprüye kadar. Türkiye'nin enerji bağımlılığını dışa karşı ortadan kaldıracak nükleer santrale kadar birçok adım atıyoruz. Dünya ekonomik kriz yaşarken, Türkiye büyük bir sıçrama içerisinde. Peki Gezi olayları oldu bitti. Sonu ne oldu? Faiz ve enflasyon yükselmeye başladı. Sebebi? Türkiye'yi güvensiz bir ülke haline getirebilmeyi isteyenler, aslında bir noktada istediklerini almışlardı. Ana amaç neydi? Bu iktidarı yıkmak, Recep Tayyip Erdoğan'ı Türkiye'nin başından götürmekti. Ona da millet sahip çıktı. Gezi'den önceki gelir seviyemiz ile şimdiki gelir seviyemiz aynı. Bunun sorumlusu biz değiliz. Bunun sorumlusu çok net söylüyorum, eğer Gezi olmamış olsaydı biz yerli arabamıza binmiş olacaktık, uçak projemizi tamamlamış olacaktık. Gezi olmamış olsaydı, bugün Suriye üzerinden birtakım bahaneler üretenlere sesleniyorum, bölgemizde terör koridoru kurmaya çalışanlara söylüyorum, onu bizim problemimiz olduğunu ifade edenlere sesleniyorum, Gezi olmamış olsaydı adımın Süleyman olduğu gibi eminim ki, biz şu anda 15 bin dolar kişi başına gelir seviyesine ulaşmıştı."

ABDULLAH GÜL'E TEPKİ
Bakan Soylu, 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir gazeteye verdiği röportajda "Gezi eylemleriyle gurur duyuyorum" sözlerine de tepki gösterdi. Gül'ün sözlerini "İçime saplanan bir hançer" diye nitelendiren Soylu, "Kimse kusura bakmasın, o günkü Cumhurbaşkanımızın, sanki o olayların yaşandığı bir Türkiye'de yaşamıyormuş gibi bugün söz söylemesi de bırakın İçişleri Bakanlığı'nı, bu ülkenin bir ferdi olarak, Süleyman Soylu olarak içime hançer gibi saplanmıştır. Hem Tayyip Erdoğan'ı yalnız bırakacaksınız hem Tayyip Erdoğan'ın karşısında birileriyle anlaşma yapacaksınız, ondan sonra da bugün gelip sırça köşklerinizde devletin size sunduğu bütün imkanlarla bu milletin size verdiğini bir şekilde bu millete kötülük olarak anlatmaya çalışacaksınız. Yazıklar olsun size. Çok net ve açık söylüyorum, ne yapacaksanız yapın. Bu millet sizi de biliyor, çektiği sıkıntıları da bu oyunu kimin ortaya koyduğunu da biliyor. Siz Amerika ile Avrupa ile beraber olun. Allah şahittir, Tayyip Erdoğan Allah ve milletle beraberdir" diye konuştu.

'BU TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KADINLAR VE ANNELER BİTİRECEK'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terörle mücadeleye de değinerek, teröristlerin telsizden konuşmaktan korkar hale geldiklerini söyledi. Soylu, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti tutun anneleri örnek göstererek, terör örgütünü kadınlar ve annelerin bitireceğini ifade etti. Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Elde edilen başarıları, Türkiye'de terör örgütünün içerde bitirme noktasına gelinmesi, bir yandan Doğu ve Güneydoğu'daki hareketlilik kendiliğinden oluşmuş bir sonuç değil. Türkiye bunu sadece insansız hava aracı üreterek başarmadı, bir strateji üreterek başardı. Teröre karşı sahada kesintisiz operasyon aynı zamanda terörizmle yani terörü oluşturan etkenlerle mücadeledir. Bugün sizlerin Tunceli'de gördüğü değişim, bizim terörle mücadeledeki en büyük operasyonlarımızdan birisidir. PKK, bırakın ortada gezinmeyi, telsizle konuşmaktan korkar hale geldi. Dağdaki sayıları 500 civarında. 5 bin 554 kişinin katıldığı 2014 yılında PKK'ya yıllık katılım sayısı 2019 itibarıyla söylüyorum 136. Örgütten kopanlar, teslim olanlar ve ikna edilerek dağdan inenler bunun üç katı. Sadece geçen yıl 273 terör örgütü mensubunu aileleri vasıtasıyla ikna ederek getirdik, burada adalete teslim ettik.  Şu anda 5 binin üzerinde aileyle görüşüyoruz. Yılbaşından bugüne kadar teslim olanlar hariç ikna ile getirdiğimiz 40 örgüt mensubu var. Daha da artacak ve bu yıl 300'ü aşarız, 350'ye inşallah varırız. Her yıl artırarak, gidiyoruz. Diyarbakır annelerinin yaptığı sadece terör örgütüne değil, terör örgütünü destekleyenlere de bir derstir. Bu terör örgütünü kadınlar ve anneler bitirecek."