AKP ile ortağı MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı son günlerdeki anketlerde yüzde 50’nin altında çıkarken, Millet İttifakı iktidara erken seçim için çağrılarda bulunuyor. 

MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat da "Şu anki tabloda Millet İttifakı avantajlı” dedi. 

Kulat,  Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı hükumet sisteminde artık yüzde 10 barajının değil 50+1 kriterinin önemli olduğunu ve bu nedenle küçük partilerin de artık önemli hale geldiğine dikkat çekti. 

Son dönemde muhalefetin de seçimleri kazanabileceğine dair bir algı oluştuğunu ifade eden Kulat, Türkiye’de partilerin değil, ittifakların oyunun önemli hale geldiğini belirtti.

Seçim Yasası değişikliği konusunda gündemde olan yasal düzenleme nedeniyle yeni dört partinin tartışma konusu olduğunu anlatan Kulat, DEVA ve Gelecek partileri ile Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül’ün kuracağı partilerin de iktidar ve muhalefete oy veren partilerden oy alma potansiyeline sahip olduklarını söyledi. 

Erken seçimi daha erken beklediğini belirten Kulat, olası bir erken seçimde şu an itibariyle Millet İttifakını daha avantajlı gördüklerini dile getirdi. 

Kamuoyu araştırma şirketi MAK Danışmalık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, Rudaw’ın sorularını yanıtladı. Kulat'ın verdiği röportajdan ilgili bölüm şöyle:

Yeni kurulan partiler seçime girebiliyor mu? 

Şu anda yapılan yasal düzenlemede dört tane parti tartışma konusu. Bunlardan biri DEVA Partisi, diğeri Gelecek Partisi. Gelecek Partisi kongre sürecini tamamladı ve 1 Mayıs intibariyle seçime girebiliyor. DEVA Partisi de daha kongre sürecini tamamlayamadı. Onların da 1 Hazirana kadar süreci tamamlama gayreti var. Bir de tabi solda iki parti öne çıkıyor. Yani çok parti kuruluyor ama ikisi önce çıkıyor; birincisi Muharrem İnce’nin kurmakta olduğu bir parti çalışmasından bahsediliyor.

Diğeri de Mustafa Sarı Gül’ün kuracağı bir partiden bahsediliyor. Uygun olur mu bilmiyorum ama iki cümle söyleyeyim; DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin kurulması AK Parti için bir kriye alanın oluşmasına neden oldu. Yani eskiden Türkiye’de sandığa gidip AK Parti’ye oy vermeyeceğini söyleyen, AK Parti’ye kızan ama asılında AK Partili olan seçmen bir alternatif bulamıyor ya da kerhen AK Parti’ye oy veriyor, oy kullanıyor ya da sandığa gitmiyordu. Şimdi bir alternatif var. Gelecek Partisi ile DEVA Partisi var. Bahsettiğimiz bu seçmenler bu partilere oy verebilir. Bu krize alan şimdi Cumhuriyet Halk Partisi için de geçerli...

Erken seçim çokça dillendiriliyor, muhalefetin de böyle bir talebi var, biz hazırız deniyor. Bir çok kişi de bu koşullarda artık erken seçimin kaçınılmaz olduğunu söylüyorlar. Sizin öngörünüz nedir? Böyle bir hazırlık var mı iktidar tarafından?

Ben bu erken seçimin daha erken yapılacağını yani 2020’de yapılacağını bekliyordum. Doğrusu yılbaşından itibaren telaffuz ediyorduk, çünkü Temmuz ayından itibaren 24 Haziran seçimlerinde seçilen milletvekilleri iki yıllını doldurmuşlardı ve özlük haklarını elde etmişlerdi. Dolayısıyla ben 7 Temmuz’dan itibaren Türkiye’de bir seçim olabileceğini, 2020’nin ilk başlarında söylüyordum. Ancak bunu iki ayrı neden zorlaştırdı. Birincisi pandemi, Türkiye’nin gündemi tamamen değişti, ekonomik kriz daha büyük bir dalga haline geldi. Ama dünyanın başka yerlerinde de benzer durumlar olunca etkilenme durumu azaldı.

İkincisi de yeni kurulan partiler, kongre süreçlerini tamamlayamadılar. Dolayısıyla bu sene için bu seçim artık mümkün olmaz. Burada bir ihtimal gündeme geliyor. Ben iktidarın böyle bir seçim kararını 2021’in ikinci yarısında, yani Hazirandan sonra bir tarihte yapacağı kanaatindeyim. Mart’ta Nisan’da yaparsa, bunu Gelecek Partisi ile DEVA Partisinin önünü kesmek için yapmış olabileceği anlaşılır. Böyle bir algı böyle bir düşünce bu iki partiyi mazlum ve mağdur duruma düşürür.

Türkiye’de bunu aşmanın farklı yolları var. Partiler başka partiden milletvekili transfer edebilirler. Ya da parti kadroları bir başka partide siyasete girebilirler. Böyle bir durumda bu iktidara yaramaz, iktidarın aleyhine bir durum oluşur. Mağduriyet alanı oluşan muhalefet farklı bir yerde yer alır. Şu anda bana göre Türkiye’nin konuşması gereken konu, ittifaklar. İkili ittifak olarak mı devam edecek, üçüncü bir ittifak ortaya çıkacak mı, tüm mesele bu. Ama eğer şu andaki ikili ittifaklar süreci devam ederse, şu anki tablo Millet İttifakının daha avantajlı olduğunu gösteriyor.