İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında, demokrasi inancının yaşatılmasını pekiştirmek amacıyla 'Demokrasinin Tarihsel Gelişimi' başlıklı söyleşi düzenlendi. Söyleşiye İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Can Şımga Muğan, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Ekonomi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Başkan ve Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Serkan Yolcu'nun söz aldığı söyleşide demokrasinin geçmişten günümüze gelişimiyle ilgili bilgi verildi. Konuşmasında ilkel toplumlarda da demokratik yönetim biçimine ilişkin bulgulara rastlandığını belirten Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Serkan Yolcu, ilkel toplumlarda ortada henüz devlet yokken eşitlikçi bir yapının hakim olduğunu ifade etti. Demokrasi üzerine konuşuyor olmanın büyük bir kazanç olduğunu vurgulayan Dr. Serkan Yolcu, bir anayasa hukukçusu olarak demokrasinin tanımını yapmaya çalıştığını söyleyerek "Tarihsel sürece baktığımızda Atina'da doğrudan demokrasinin ilk örneğini görürüz. Orda araya temsilci girmeden halkın bizzat yönetimde yer aldığı bir yönetim biçimi vardır. Bu demokrasi anlayışında devlet yurttaşlardan farklı bir varlık olarak görülmez. İktidar mücadelesinin anayasallaşmasına bağlı olarak 18'nci yüzyılın sonunda ortaya çıkan anayasa, kuvvetler ayrılığıyla iç içe geçmiştir. Demokrasi çoğunluğun yönetimidir ancak azınlığın haklarını da korumalıdır. Temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alınması anayasayla mümkündür. Anayasacılık ile demokrasi arasında bir denge kurulması önemlidir. Bir yönetim biçimi olarak demokrasi seçimi öngörür. Demokrasi ve anayasacılık birbirini tamamlar. Demokrasi rasyonel ve insanı iyiye yöneltecek bir kavramdır" diye konuştu.

'DEMOKRASİYE KARŞI TERS DALGALAR'
Demokrasinin bir anda ortaya çıkmadığını ve uzun bir sürece yayıldığını anlatan Ekonomi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Başkan ise demokrasinin yönetim biçimi olarak uygulanırken sorunları gidermek üzere çalışmalar yapıldığını söyledi. Demokrasinin bir kavram olarak derin bir geçmişi bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Başkan, "Demokratikleşme süreci başladıktan sonra bunun tek yönlü olmadığını görüyoruz. Bazı dönemlerde demokrasiye karşı ters dalgalar ortaya çıkmıştır. 19'uncu yüzyıl boyunca 30'dan fazla ülkede asgari düzeyde demokratik kurumlar kurulmuştur. Buna karşın ters dalga olarak Almanya ve İtalya'da faşizm yükselmeye başlamış, Portekiz ve Latin Amerika ülkelerinde 1922-1942 yıllarında askeri darbeler ortaya çıkmıştır. 1943 -1962 yılları arasında Batı Almanya, İtalya, Japonya ve bazı üçünçü dünya ülkeleri demokratikleşmiştir. 1958-1975 yılları arasında Latin Amerika ülkelerindeki askeri darbeler demokratikleşmeyi olumsuz etkilemiştir. 1974'den sonra Güney Avrupa ülkeleri Latin Amerika ülkeleri Asya ve Doğu Avrupa ülkeleri demokratikleşmiştir" dedi.

15 Temmuz'da demokrasinin korunduğunu belirten Başkan, demokrasinin kalıcı olması için özgürlük ve eşitliklerin korunması gerektiğini savundu. Farklı fikir, inaç ve tercihlere saygı gösterilmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Filiz Başkan şöyle konuştu:
"Hoşgörü de hiyerarşiyi teslim eder. Bu yüzden hoşgörü yerine saygı kavramı ön plana çıkmalı. Yurttaşlık bilincinin geliştirilmesi bir toplumda demokrasinin yerleşmesi için büyük önem taşır. Güçlü sivil toplum örgütleri olmalı. Siyasi partilerin yeterli mekanizmalar olmadığını düşünüyorum. Herkes belli bir siyasi görüşe yakın olmayabilir. Güçlü sivil toplum demokrasinin vazgeçilmezidir. Arap baharı ortaya çıktığında bir hayli umutlanmıştım. Ortadoğu ülkeleri arasında bir kıvılcımla demokratikleşme dalgası başladı. Halk bu hareketi başlattı. Ama süreç başka yöne doğru seyretti." (DHA)