Koronavirüs önlemleri nedeniyle getirilen kısıtlamalar kapsamında, ilkokullardan üniversitelere kadar birçok eğitim kuruluşu, derslerini online olarak internet üzerinden işlemeye başladı. Çeşitli yaş gruplarından binlerce öğrenci, bilgisayar ve akıllı telefonlar üzerinden görüntülü konuşma programlarına bağlanarak derslerini alırken, Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Candide Şentürk hem öğrencilere hem de eğitmenlere uyarılarda bulundu. Şentürk, söz konusu görüntülü görüşmelerin kişisel veri kapsamında değerlendirildiğini belirterek, "2016 yılından itibaren Kişisel Verileri Koruma Kanunu hayatımıza girdi ve bu kapsamda kişileri ayırt etmeye yarayan, belirlenebilir, gerçek kişiye yönelik her türlü bilgi kişisel veri olarak kabul edilir. Kişisel verileri korumaya yönelik yapılan atıf itibariyle de kişisel verileri hukuka aykırı biçimde yayan, ifşa eden ya da bir şekilde kayıt altında tutan, hukuka aykırılık bilinciyle bunu yapan kişiler Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 135'inci ve devamı hükümlerine göre cezalandırılabilir. Bunun bilincinde olarak hareket etmek lazım. Orada ders anlatan öğrencilerin ve hocaların izinsiz, amaca uygun olmayacak bir biçimde kayıt etme ve onlar üzerinde bir takım oynamalar yapmak suretiyle, dijital ortamlarda yayma suç kapsamına giriyor" dedi. 4 YILA KADAR HAPİS CEZASI Şentürk, suçun hukuki yaptırımının somut olayın özelliklerine göre değişebileceğini belirterek, "Olay, TCK'nın 135'inci maddesinin kapsamında kalırsa 1 ile 3 yıl arasında hapis cezası, 136'ıncı maddesinin kapsamında kalırsa 2 ile 4 yıl arasında hapis cezası gerektirebilir. Ciddi miktarda hapis cezasını gerektiren suçlarla karşı karşıya kalabilirler. Kanun, öğretmen ve öğrenci ayırt etmeyip herkese aynı cezayı uyguluyor" dedi.