Bağcılar’da iddiaya göre 2015 yılında bir ilkokulun 4’ncü sınıf öğretmeni S.K. ders sırasında öğrencisi B.N.K’yı sınav kağıdı saydırmak için masasına çağırdı. Diğer öğrencilere de kitap okumalarını kitaptan başlarını kaldırmamalarını söyledi. S.K, öğrencisi B.N.K’yı öğretmen masası ile kalorifer peteğinin olduğu bölüme alıp elle cinsel istismarda bulundu. B.N.K, yaşadıklarını iki kız arkadaşına anlattı. Kızlar S.K. ile B.N.K.’yı gizli gizli izlemeye başladı ve olaya şahit oldu. Ortaokula başlayan B.N.K. buradaki iki kız arkadaşına da yaşadıklarını anlattı. Arkadaşları da durumu rehber öğretmene o da ailesini bildirdi. Aile şikayetçi olunca S.K. hakkında ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 40 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. “Hocamız bize iyi davranırdı” Bakırköy 13’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde Mart ayında görülen ilk duruşmada mahkeme heyeti tanıkları etkileme durumu olması nedeniyle sanığı tutuklama kararı aldı. Önceki gün görülen duruşmada mağdurun ilkokul sınıf arkadaşı A.I.(13) tanık olarak dinlendi. A.I. ifadesinde B.N.K’nın sınıf arkadaşı olduğunu ancak çok samimi olmadıklarını dile getirerek şunları anlattı: “Bir defasında okulda B.N. bana ‘S.K. hoca beni rahatsız ediyor’ dedi. Ben ayrıntı sormadım. S.K. hoca bizlere hepimize aynı davranırdı. Derste bize hepimize iyi davranırdı. Dersi iyi anlatırdı. B.N’ye karşı herhangi kötü bir hareketini görmedim. Zaman zaman hoca bizi masasına çağırırdı. Öğretmen masası ile duvar arasında mecbur kalınca görev icabı girerdik ancak B.N’nin buraya girip girmediğini bilmiyorum.” Cumhuriyet Savcısı suçun kanuni niteliği, delil durumu, sanığın sabit ikametgah sahibi olması ve tutuklulukta geçen süre nazara alındığında suç vasfının değişme ihtimali de bulunduğundan sanığın adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verilmesini talep etti. Sanık S.K. da “Ben bu suçu işlemedim. Ben hiç bir çocuğa karşı böyle bir suçu işlemedim. Böyle bir suçla yargılanmaktan dolayı çok utanıyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Mahkeme Heyeti, sanığın üzerine atılı suçun niteliği yasada öngörülen ceza süresi delillerin büyük oranda toplanmış olması, tutuklu kaldığı süre gözetilerek tahliyesine karar verdi. Heyet, sanığa yurtdışı çıkış yasağıyla birlikte haftada iki gün ikametine en yakın karakola giderek imza atma zorunluluğu getirdi.(Burcu Purtul/Hürriyet)