Nisan ayından bu yana döviz rezervinden 17.7 milyar dolar harcayan Merkez Bankası (TCMB), şimdi de tüketicilerin kredi kartlarına el attı. Bankalardan edinilen bilgiye göre, TCMB, belirli bir limitin üzerinde olan kredi kartlarında nakit çekim ve kuyum harcamaları için düzenlemeye gitti. Buna göre, bankaların kredi kartı limiti 50 bin liranın üzerinde olan müşterilerinin kredi kartıyla yaptıkları altın ve mücevherat alımlarının yüzde 30'u tutarında devlet tahvili alma zorunluluğu getirildi. Ayrıca, artık KOBİ, ihracat, yatırım, tarım, tüketicisi kredisi farketmez, ayrı ayrı aylık artış yüzde 3'ü aşarsa, bu tutar kadar tahvil tesis edilecek. TCMB'nin gerileyen rezervleri döviz piyasalarına kamu kontrolünü zorlaştırırken, kredi kartlarını kullanarak nakit çekmeyi caydırarak dövize ve altına kartlar üzerinden gelen talebin önüne geçilmek isteniyor.

Son dönemde kart sahipleri nakit çekmeyi kredi kullanmaya göre yatırım fırsatı açısından daha ucuz bir alternatif olarak görmeye başlamışlardı.

MALİYETİ KREDİYE GÖRE DÜŞÜK

Kredi kartına nakit avans ya da taksitli nakit avans maliyetleri aylık bazda yüzde 1.36 faiz ile TL cinsi en düşük borçlanmayı sağladığı için seçim öncesinde bireysel talebin en yüksek olduğu borçlanma kanalı haline gelmişti. Bankalar, yıllık yüzde 20'e yakın oldukça düşük bir faizle borçlanmayı sağlayan bu imkan kapsamında kredi kullandırımını TCMB'nin bu adımı öncesi daraltmaya başladıklarını belirtmişlerdi. Bazı bankalar bu yazı öncesi en yüksek kullandırılabilecek nakit avans tutarını düşürürken bir çok banka da en uzun vadeyi 12 aydan 6 aya indirmişti.

Talebi sınırlayıcı düzenlemeler sürer
Seçimden önce piyasa kuru ile TCMB kuru arasındaki farkın açılmasıyla piyasada oluşan ikili kur sistemine işaret eden Dinamik Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, “Şu anda bankadaki döviz için bozumda bankalar arası kur uygulanırken, piyasa işlemlerinde devreye çok başka bir kur seviyesi giriyor, ki reel sektör ve bireyseller için de asıl olan bu farklı piyasa kuru haline geldi. Merkez Bankası'nın dövize ve altına olan talep alanındaki mücadelesinin yine regülasyonlar (düzenlemeler) yoluyla olacağı anlaşılıyor” dedi.