Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir'de 2020 yılı Kasım ayında meydana gelen depremin ardından Bayraklı İlçesi'nde 17 bina yıkılmış çok sayıda bina da ağır, orta ve hafif hasar almıştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeler, hasarlı binaların dönüşümü için K (Koruma) sınırları belirlemiş, parsel bazında yüzde 30, ada bazında yüzde 20 emsal artışı vermişti.

TMMOB YARGIYA TAŞIMIŞTI

TMMOB İzmir Şubeleri, verilen emsal artışını yargıya taşıyarak, iptal davası açmış Yürütmenin durdurulmasını istemişti.

EMSAL ARTIŞINA MAHKEMEDEN VETO

5. İdare Mahkemesi'nde görülen davada, emsal artışına yönelik yürütmeyi durdurma kararı çıktı.

İZDEDA ÜST MAHKEMEYE TAŞIYACAK

İZDEDA Başkanı Haydar Özkan, verilen kararı bir üst mahkemeye taşıyacaklarını kaydetti.

MAHKEME KARARI

5. İdare Mahkemesi kararında şöyle denildi:

"....taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna yapılan itirazlar, raporun dayandığı bilimsel veriler ışığında yerinde görülmediğinden, bilirkişi raporu Mahkememizce hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlikte bulunmuştur. Diğer taraftan, söz konusu bilirkişi raporunun sunulması akabinde aym tarihte Mahkememizce talep edilmemesine rağmen bilirkişi heyetince dosyaya sunulan ek rapor ile; teknik yetersizlikler sebebiyle dava konusu plan notu hükümlerinin şehircilik ilkelerine aykırı olduğu ancak plan notlarının deprem sonrasında depremzedelerin acil harmma ihtiyacını karşılamaya yönelik üstün kamu yararını taşıdığı görüşleri ile ek rapor verildiği görülmekte ise de, hu ek raporda yapılan değerlendirmenin 23.12.2022 tarihli bilirkişi raporunun aksi yönünde teknik bir değerlendirme içermediği ve ayrıca dava konusu işlemde kamu yararının bulunup bulunmadığ hususumun Mahkememizce değerlendirileceğinden anılan ek rapora itibar edilmemiştir.

Bu durumda dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu plan notunda yapılan emsal ve kat adedi artinm; plan notu ile getirilen nüfus artisana paralel olarak teknik ve sosyal altyapı alanında değişiklik öngörmediği ve bu sebeple teknik ve sosyal altyapı tesisleri dağılımında dengesizliklerin ortaya çıkacağı, plan hütünlüğünü bozacak şekilde bütüncül olmayan (parçacıl) hir yaklaşımla, jeolojik- jeoteknik etüd raporu ve (değişiklik gerekçesi ve yapılan gereklilik analizlerini ayrıntılı açıklayan) plan raporu olmaksızın hazırlandığı anlaşılmakla ayrıntısı bilirkişi raporunda da belirtilen açılardan planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine. imar mevzuatına ve kamu yararına uygun olmadığı sonuç ve kanaatine vanılmıştır. Öte yandan, hukuka aykınlığı açık olan dava konusu plan notunun uygulanmaya devam etmesi halinde bölgede ikamet eden vatandaşlarım ve firmalarım, mevcut plan notu uyarınca yeni inşaat çalışmalarına girebileceği gözönüne alındığında uygulanması halinde ilgililer açısından telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet verebileceği de açıktır.

Açıklanan nedenlerle, hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanunun 27. maddesi uyanınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren (7) gün içerisinde Izmir Bölge Idare Mahkemesi'ne itiraz yolu açık olmak üzere, 02/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.