2017 yılında Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen ve yaş almış bireylerin etkinliklerle keyifli zaman geçirmelerinin yanı sıra çağın hastalıkları hakkında doğru bilgiler edinmelerini sağlayan Uluslararası İzmir Keyifli Yaş Alma Fuarı ve Kongresi, katılımcılarına dolu dolu bir üç gün yaşattı. Fuarizmir ev sahipliğinde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Uluslararası İzmir Keyifli Yaş Alma Fuarı ve Kongresi, bilimsel ve aktüel söyleşilerin yanı sıra önemli bir etkinliğe sahne oldu. Türk tiyatrosunun usta ismi Genco Erkal, yaşamaya ve çalışmaya verdiği değer ile İzmirlilerin gönlünü fethetti. Bu yıl 60’ıncı sanat yılını kutlayan usta oyuncu Genco Erkal, Türkiye’nin sağlıklı ve başarılı yaşlanan örnek isimlerinden biri olarak deneyimlerini fuar ziyaretçileri ile paylaştı. Fuar ve Kongre’nin toplumsal aydınlanma için büyük önem taşıdığını ve bunun İzmir’de yapılmasından büyük mutluluk duyduğunu belirten Erkal; “İzmir ülkemizin aydınlık yüzüdür, iyi ki var! İnsanlarda iz bırakan yeniliklere kapısı hep açık ve destekliyor” ifadelerinde bulundu.  

SAĞLIKLI YAŞAMIN İLK ADIMI YAŞAMA AMACINI BULMAK
Sağlıklı yaş alabilmek için insanın ilk olarak kendi yaşama amacını bulması gerektiğine değinen Genco Erkal, bu amaca ulaşmak için gereken motivasyonun çok çalışmaktan geldiğini vurguladı. İnsanlar için sağlıklı yaş almanın en büyük sırrının kendi yaşama amacı doğrultusunda işlerde çalışmasında saklı olduğuna değinen usta sanatçı; “Çalışmak bir spordur. Hayattan haz almanızı sağlayacak bir çabadır. Benim çabama gelecek olursak da tiyatro hayatımın merkezinde yer alır. Bu amaç doğrultusunda çalıştığım için çok şanslıyım. Başlangıçta sadece kendimi göstermek için tiyatro yapardım. Sonra giderek bunun toplumsal işlevi olan bir sanat olduğunu öğrendim ve yerli-yabancı tüm kaynakları okudum. Öncü tiyatro yapmayı öğrendim. Tiyatronun bir eğitim aracı olarak insanları aydınlatma görevi olduğunu, önemli konular üzerine düşündüren ve yol gösteren bir rehber olduğunu anladım. Benim işim artık seyircilerimin bir konuda ufkunu açmak olmuştu. Bunu uygulamak da benim hayattaki misyonum oldu ve buna erişebilmek için kendimi çok fazla geliştirmem gerekti” dedi.

İŞLEYEN DEMİR IŞILDAR
Hayatta herkesin bir misyonu olduğuna fakat insanların özellikle de gençlerin bir türlü onu nasıl ortaya çıkaracağını bilemediklerine değinen Erkal, “Etrafımızda şu an dış güzellikleri ön plana çıkaran müthiş bir çevre kirliliği var. Oysa önemli olan kafanın içidir, oradaki zenginliktir. Gençlere de hayat biçimi olarak bu yönde yol göstermek isterim. Benim işim sadece yaptığım işle doyum sağlamak oldu. En büyük lüksüm her gün sahneye çıkmak, seyircilerimle buluşmak ve onları heyecanlandırmak oldu. Şu an 80’lerimdeyim. Ve yılın 160 gecesinde sahneye çıkıyorum. 4 ayrı oyunu oynuyorum. Bundan beş yıl evvel haftanın her günü 7 farklı oyun oynardım. Şu anda size saatlerce durmadan şiirler okuyabilir, oyunlardan replikler söyleyebilirim. Kafa çalışıyor bu çok önemli. Sağlıklı yaşamak için kafayı devamlı çalıştırmak zorundayız. Bu tecrübelerle zenginleşiyor insan. Bulmaca çözmek, problem çözmek gibi yollarla zihnimizi devamlı açık tutmak zorundayız” dedi.

GENÇLİĞİN SIRRI YENİLİKLERE AYAK UYDURMAKTA SAKLI
Tiyatronun kendisi için bir maraton olduğunu belirten usta sanatçı, “Hiçbir zaman yaptığımla yetinmiyorum. Devamlı olarak kendimi yenilemeli, yarışmalı ve daha iyisini yapmalıyım. Bu arada dünyadaki yeniliklere de devamlı uyum sağlamaya çalışıyorum. Bilgisayar ve internet kullanmıyorum diyen insanlara şaşırıyorum mesela. Dünya artık bu işler üzerinde dönüyor. Yeni şeyleri öğrenmek zorundayız ki bu da kafamızı çalıştırıyor. Yenilikleri güzelliklere erişmek için kullanın. Güzel müzik dinleyin, güzel resimler görün, tiyatrolar seyredin, filmlere gidin, etrafınızda hep güzellikler olsun. Bunlar insanı zenginleştiriyor. Sanat insanı güzelleştirmek için var. Ben de bunun bir parçası olduğuma seviniyorum ve insanlara güzellikler taşımak istiyorum. Yeniliklere açık olmak çok önemli… Biz yeniliklere bakalım. İnsanları daha mutlu nasıl ederiz, huzur ve refahı nasıl sağlarız bunu düşünelim. Böyle bir dünya için çalışmak lazım. Kendimizi insanlar arasındaki ilişkileri kuvvetlendirmek adına zenginleştirelim. İşte o zaman hayatınız boyu genç kalır ve bu dünyada kalıcı bir iz bırakırsınız” şeklinde konuştu.