Emekli gümrük müşaviri Karagöz'ün eylül ayında ateş, halsizlik, tat ve koku kaybı şikayetleriyle gittiği hastanede yaptırdığı Kovid-19 testi pozitif çıktı. Evinde karantinaya giren Karagöz, durumunun ağırlaşması üzerine Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Çekilen filmlerinde virüsün ciğerlerini tamamen sardığı görülen Karagöz, yoğun bakım servisine alındı. 17 gün yoğun bakımda kalan Karagöz, göğüs hastalıkları servisinde yaklaşık 30 gün yattı. Evde de 23 gün tedavisi devam eden Karagöz, bir süre önce çekilen akciğer filmlerinin temiz çıkmasıyla derin bir nefes aldı. Hastalık sürecinde kaslarının zayıflaması nedeniyle yürüme egzersizleriyle eski günlerine dönmeye çabalayan Karagöz, emeği geçen sağlık çalışanlarını minnetle anıyor. "Toplu iğne başı kadar yer bırakmamış" Karagöz, AA muhabirine, grip olarak görerek önemsemediği hastalığın kendisini ölümle yüz yüze getirdiğini belirterek, bunun için çok pişman olduğunu söyledi. Evinde karantinadayken yürüyemez duruma geldiğini, başvurduğu hastanedeki doktorun "Sizi bırakamayız, ciğerleri sarmış. Toplu iğne başı kadar yer bırakmamış" sözlerini unutamadığını dile getiren Karagöz, yoğun bakım sürecinin çok zor geçtiğini anlattı. Bu süreçte bilincinin kapanmadığını ifade eden Karagöz, "Allah'ın bir lütfu muydu bilmiyorum ama ölüm korkusu yaşamadım. Takdiriilahi sonuçta Kovid'den kurtulursun kaza geçirip ölebilirsin, kadercilik var. Yoğun bakımda yan yatağımdaki hastanın çok şiddetli ağrıları vardı. Yataktaki kabloları koparmıştı ağrıdan. Her gün 1-2 kişi ölüyordu. Alışmıştık resmen." diye konuştu. Yoğun bakımda 17 gün kaldığını, bu süreçte çok yorulduğunu ve kaslarının çok zayıfladığını ifade eden Karagöz, "Eşimi orada uzaktan da olsa gördüm. Çok korktum, ona da bir şey oldu mu diye." dedi. Evdeki tedavisinde de oksijen desteği aldığını, bu süreçte de doktorlar ve sağlık personelinin ilgisinin devam ettiğini anlattı. Sağlık çalışanların fedakarlıklarını unutamadığını dile getiren Karagöz, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnanılmaz iyi insanlar. Çılbırı çok sevdiğim için arkadaşlar yumurtayla yoğurdu karıştırıyorlardı. Bisküvi çok sevdiğim için kendileri alıp getiriyorlardı. Hatırladıkça kötü oluyorum. Şu yaşadığımız süreç içerisinde herkes para ve ekmek peşinde, hayatını iyi geçirmek için uğraşıyor. Onlarsa birilerini yaşatmak için koşuyorlar. Hepsi inanılmaz derecede özveriyle yaklaşıyorlar. Bir kovid hastasını görseniz 30 metre yaklaşmazsınız. Onlar her şeyinizle ilgileniyor. Onların bu ilgi ve alakasını hiç unutmayacağım ve hep anlatacağım. Bu ülkenin en cefakar ve vefakar insanları. Kendi adıma onlara çok çok teşekkür ediyorum. Şu an yaşıyorsam onların sayesinde."