Geçtiğimiz hafta sonuna hiç şüphesiz İzmir Büyükşehir Belediyle Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun açıklamaları damga vurdu. Özellikle Sözcü Gazetesi’ne verdiği röportajda söyledikleri ses getirdi.

Kocaoğlu, genel merkeze aylardır mesaj yolluyordu. Son mesajını Sözcü Gazetesiyle yollaması “adrese teslim, iyi bir tercih” olarak değerlendirildi. Ben de buna katılıyorum!

Başkan Kocaoğlu, “Benden sonrası tufan” demeyerek kendisinden sonra gelecek ismi belirlemeye, istemediği isimleri ise o koltuğa oturmasını engellemeye çalışmaya devam ediyor. Son sözlerine hep birlikte bakalım:

“AKP, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Nihat Zeybekci'yi aday olarak açıkladı. Nihat Zeybekci 2004 yılında Denizli'den, ben İzmir'den adaydım. 2009'daki seçimde ikimiz de seçildik. Zeybekci, başkanlıktan istifa edip milletvekili, sonrasında da bakan oldu. Yani, çıtası yükseldi.

CHP'nin de İzmir Büyükşehir Belediyesi için en az bu çıtada, bu kıratta bir aday göstermesi lazım. O zaman kimi aday göstereceksin? Partili birisini. Ortaya, milletvekilliği yapmış, kendini kanıtlamış, il başkanlığı görevinde bulunmuş, Parti Meclisi'nde, MYK'da çalışmış, kendini kabul ettirmiş bir profili koymanız lazım. 15 bin nüfuslu ilçe belediye başkanı, Nihat Zeybekci’nin karşısına çıkarılamaz. Çıkarılırsa hata olur”

İnanın dün (pazar) AK Parti’den 3 kişi arayıp “Ne demiş öyle” diyerek şaşkınlıklarını paylaştı.  

Kocaoğlu’nun böyle bir çıkış yapmasını bekliyordum ama zamanlamasını tam olarak kestiremedim!

Kocaoğlu, ulusal ve yerel basında Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in isminin İzmir Büyükşehir için öne çıktığı yönünde haberlerin çoğaldığı bir süreçte ağzındaki baklayı (ları) çıkardı. Siyaseten ‘yerinde ama eski bir taktik’ diyebiliriz.

İlk olarak yukarıdaki açıklamada Kocaoğlu’nun kendisinden sonra gelecek isimle ilgili fikrini değiştirdiğini görüyoruz. Yaklaşık bir ay önce Kocaoğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Oğuz Oyan” ismini önermişti. Ama o süreçte Alaattin Yüksel, Büyükşehir aday adayı değil. Gel zaman git zaman Yüksel, fikrini değiştirdi, kolları sıvadı. Bu hamle Kocaoğlu’nun da “fikri”ni değiştirmiş gibi görünüyor. “Ortaya, milletvekilliği yapmış, kendini kanıtlamış, il başkanlığı görevinde bulunmuş, Parti Meclisi'nde, MYK'da çalışmış, kendini kabul ettirmiş bir profili koymanız lazım” cümlesinde sadece Alaattin Yüksel yazmıyor. Partide bu kadar görev almış ikinci bir isim varsa da ben bilmiyorum!

Kocaoğlu, istemediğini bildiğimiz ama bunu açık açık söylemediği Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’i açık açık hedef almaya başladı. “15 bin nüfuslu ilçe belediye başkanı, Nihat Zeybekci’nin karşısına çıkarılamaz” sözü gerçekten çok ilginç!

Başkan Kocaoğlu, CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır için de, “Belediye başkanlığını yapamadı” demişti. Sındır, o sözün ardından vekil seçildi ardından da partinin genel sekreteri oldu. Oysaki Sındır’ın Bornova Belediye Başkanlığı döneminde bütçeyi iyi yönettiğini, yatırımcı bir belediye yarattığını biliyoruz.

Şimdi daha önce de sormuştum, yine soruyorum: “Kocaoğlu, genel merkeze mesaj veriyor vermesine ama bu sefer dikkate alınacak mı, alınmayacak mı?”

Alınacak diyen de var alınmayacak da…Ama “alınmayacak” diyenler daha ağır bastığını söyleyebilirim.

Bakalım Kocaoğlu’nun taktiği ne kadar tutacak?