İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, beni/bizi şaşırtmaya devam ediyor.

Son hareketini bekliyor muyduk? Beklemiyorduk! Gerçekten “gol” attı. Aslında yazacak/söyleyecek o kadar şey var ki…Nereden başlasak bilemiyorum!

Kocaoğlu’nun Ankara’ya davetli olarak gidip gitmediğinin bile tartışıldığı ortamda, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na MYK toplantısına dakikalar kala yaptığı, “Beni değerlendirin. Sorumluluktan kaçmam” çıkışı hızlı verilmiş bir karar değil.

1 Ekim’de “yokum” açıklamasına hazırlanan Kocaoğlu’nun ekibi hemen salonun dışında “Kocaoğlu’nun yokum demesi yok olduğu anlama gelmez” diyerek gereken mesajı ya da uygulayacakları planın da alt yapısını hazırlıyordu.

Gel zaman git zaman genel merkeze defalarca farklı mesajlar veren Kocaoğlu, son 15 gündür adeta sessizliğe bürünmüştü! Bunun normal olmadığını burada anormallik olduğunu sezdim ve gazetecilik tabiriyle “sondaja” başladım. Tunç Soyer, Tuncay Özkan’ın isimlerinin öne çıktığı bir dönemde Kocaoğlu, bu süreçte “planı” ekip arkadaşlarıyla önce tartıştı. Ekip, “Bunlara İzmir’i bırakmayalım. Ankara’ya git” diye bastırdı ve Kocaoğlu soluğu Ankara’da aldı.

Ondan sonra da olanlar oldu.

Peki bundan sonra ne olacak?

Kılıçdaroğlu, Kocaoğlu’nun üstü kapalı tehdidini görecek mi yoksa bildiğini mi yapacak? Bunun için farklı yorumlar var. Ancak MYK üyeleri arasında Kocaoğlu’nu istemeyenlerin sayısı oldukça fazla!

2014 yerel seçimlerinde aday belirleme sürecini hala konuşuyoruz. Son gün yaşananlar akıllarda. Galiba 2019 yerel seçimi öncesinde de benzer şeyler olacak.

CHP’de tarih tekerrür ediyor!

Kocaoğlu’nun yaptığı açıklamada en çok dikkatimi, “Ancak aradan geçen 3,5 aylık süreye rağmen adayın henüz belirlenememesi, aday açıklama takvimi geciktikçe ortaya çıkan tablonun Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve dolayısıyla kentimize zarar verecek düzeye gelmesi, devletin tüm olanaklarıyla seçime hazırlanan iktidar partisinin 'bakanlık' yapmış İzmir adayını 27 Kasım'da açıklayıp çoktan yola koyulması ve bu tabloyla İzmir'de güç kaybı yaşayabileceğimiz gerçeği, beni ve partimize gönül vermiş milyonları endişeye düşürmektedir” sözleri çekti!

Bu aslında Tunç Soyer, Abdül Batur aday olursa seçim kazanamayız demenin farklı bir yolu! Oysaki bu başkanlar uzun yıllardır belediye başkanlığı yapıyor.

Peki Kocaoğlu, bunu neye göre söylüyor. Bir öngörü mü yoksa elinde bir araştırma mı var?

Bana kalırsa Kocaoğlu, yaptığı çıkışla parti genel merkezini zora sokmuştur. Muhalif bir belediye başkanı kimliğine bürünen Kocaoğlu’nun bu hareketi siyasi olarak ise “başarılı” görülebilir. “15 yılımı kimse yok sayamaz” mesajını ve ötesini herkes almıştır.

Genel merkeze yakın kaynaklarla dünden bugüne kadar hep temas halindeyim. “Genel başkan İzmir’i sona bıraktı. Kocaoğlu’na İzmir’i vermeyecektir” değerlendirmesini benimle paylaştılar.

Burası CHP! Her an her şey olabilir!

24 Haziran’dan sonra başlayan imza sürecinde ayrışan/kopan ilçe belediye başkanları Kocaoğlu’nun bu tavrından sonra ne yapacağını gerçekten merak ediyorum. Başkanın muhalif kimliği ile öne çıkmasının hemen ardından açılışlarına giden başkan sayısı 2 en fazla 3 oluyordu!

CHP’li İlçe belediye başkanlarını da zor bir süreç bekliyor!

Bir soru daha:

Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir aday adaylığından  “lüzumu” üzerine çekilen Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın yokum demesi yok olduğu anlamına gelir mi?

Genel merkez kentte tanınırlığı yüksek olan Karabağ’ın kapısını çalar mı?

Büyükşehir için birçok isim “yeniden” değerlendirileceği  ortamda her türlü gelişme yaşanabileceğini düşünenlerdenim.