Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Cumhur İttifakı Karabağlar Belediye Başkan Adayı Mehmet Sadık Tunç, projelerini anlatarak seçim sürecinde sahaya yansıyanları değerlendirdi. "Şahsımın ve partimin talepleri uyuştu, aday gösterildim. İlçede de adaylığım memnuniyetle karşılandı, sahadan çok güzel, olumlu dönüşler alıyorum. Anketlerde sürekli birinci çıktığımı biliyorum. Vatandaşın talebini dikkate aldılar" dedi. 

"BELEDİYELER GÖÇÜ YÖNETEMEDİ"

Karabağlar'ın gecekondulaşma sorununa ilişkin düşüncelerini paylaşan Tunç, "Belediyelerimiz Anadolu'dan göçü yönetememiş. Yönetemedikleri için de Türkiye'nin üçüncü büyük kenti olan İzmir tamamen gecekondu görünümünü almış. Hepimiz bu şehirde yaşıyoruz, Karşıyaka Sahili ve Kordon gösteriliyor, 'İzmir çok güzel' deniliyor. Bir de 500 metre içeriye girdiğinizde, derinliklerine girdiğinizde Kadifekale, Konak'ın sırtları, Karabağlar'a baktığınızda ciddi bir çarpık kentleşme ve gecekondu bölgeleri var. Bu tabi ki üzüyor insanı. Keşke Türkiye'nin en güzel şehirlerinden biri olan İzmir'i insan eliyle kirletilmeseydi, güzel bir belediyecilik uygulasaydık ve İzmir sözde değil uygulamada da Türkiye'nin en aydınlık, çağdaş şehri olabilseydi" diye konuştu. 

"ÇOCUKLARA GÜZEL GELECEK VADEDEMİYORUZ"

İlçeye Anadolu'nun çeşitli yerlerinden daha iyi bir yaşam için göç eden vatandaşların aradığını bulmadığını anlatan Tunç, "Karabağlar'da vatandaşlarımız daha iyi bir yaşam amacıyla bu şehre göç etmişler. Geldikleri şehirlerden Mardin'den, Konya'dan, Erzurum'dan, Tokat'tan Anadolu'nun her yerinden insanımız var. İnsanlar buraya göç ettiklerinde geniş yollar, çocukların oyun oynayacağı alanlar, yeşil alanlar hayal ediyor ve çocuklarımız geleceğe umutla bakacak, iyi yetişecek, iş imkanı olacak diyorlardı. Şu an Karabağlarımızın gecekondu bölgelerinde çocuklarımıza güzel gelecek vadedemiyoruz şu anda. Çocuklar güzel bir örnek göremiyor. Eğitim seviyesi, gelir seviyesi düşük" ifadelerini kullandı. 

"DÖNÜŞÜME KARŞI OLMAK İHANETLE EŞDEĞER"

"Kentsel dönüşümü arzulamamızın 2 sebebi var" diyen Tunç, "6 Şubat depremini yaşadık, hem can hem de mal kaybımız var. Ben depremzedeyim, Maraş ve Elbistan'da 45 güne yakın koordinatör vali yardımcısı olarak görev yaptım. O deprem gerçeğini yaşadıktan sonra 'Ben kentsel dönüşüme karşıyım' demeyi ihanetle eşdeğer görüyorum. Bir daha deprem olsun yine can ve mal kaybı mı olsun! Biz depreme dayanıklı konutları yapmak zorundayız" açıklamasında bulunarak şunları kaydetti: 

"DÖNÜŞÜMÜ YERİNDE YAPACAĞIZ"

Muazzam bir trafik var, yeşil alan yok, otel yok, otopark yok, sinema yok. Bir şehirde görmek istediğiniz hiçbir şeyi göremiyorsunuz. İbadethaneler ve okulları kaldırın, 2 tane hastaneyi de kaldırın hiçbir şey yok. Belediyeye ait hiçbir şey yok. Bir yangın olsa ilçenin sokaklarına itfaiye araçları giremiyor. Biz dönüşümü deprem ve çağdaş bir şehir istiyoruz. Hem vatandaşlarımız hem de biz onların mahallelerinden ayrılmayı istemiyoruz, biz yerinde dönüşüm yapacağız. CHP, 'Sizi yerinizden edecekler, buraları başkalarına peşkeş çekecekler' gibi kaba ifadeler kullandı. Biz gerçeği vatandaşımıza anlatıyoruz. Kimse bir yere gitmeyecek, herkes komşusuyla, anısıyla, aynı mahallede kalacak.

"VATANDAŞIN CEBİNDEN TEK KURUŞ ÇIKMAYACAK"

"Kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm" diyorlar. Madem çağdaş şehirde yaşayacağız, yollarımız yeterli genişlikte olmalı, otoparklarımız olmalı, yeşil alanlarımız, spor tesislerimiz olması lazım. Kamu hizmetleri için yer ayırmamız lazım. Vatandaşın cebinden para çıkmadan nasıl yapacağız, emsal artışı vererek. Biz yeterli kat artışı vereceğiz. Karabağlar'ın zemini depreme dayanıklı, sağlıklı. yeter ki doğru mühendislik hizmetlerini kullanalım. Vatandaşa kat artışı vereceğiz ve kimse yerinden ayrılmayacak. Ada bazlı imar planları yapacağız. İmkanı olan kendi evini kendi yapabilir ya da yaptırabilir. Ben de belediye olarak hukuki destek vereceğim.

"TAPUSU OLMAYANLARIN MAĞDURİYETİNİ ÇÖZECEĞİZ"

Kentsel dönüşüm derneklerini kapsayan bir çatı örgüt var. Bu örgüt Karabağlar belediye başkan adaylarının hepsini ziyaret ederek, toplantıya çağırdı. 7 maddeden oluşan taahhütnameleri olduğunu söylediler. Biz de toplantıya katıldık ve yerinde dönüşüm, emsal artışı, ada bazlı imar, vatandaşın cebinden tek kuruş çıkmadan dönüşüm önerimiz olduğunu söyledik. Bir de 5 bin civarında tapusu olmayan vatandaşımız var. Bu vatandaşımız göçmüş gelmiş ve zenginleşme amacı gütmemiş. Derdi çoluk çocuğunun başını sokacağı bir gecekondu yapmak, yıllardır da orada oturuyor. Buralar devletin arsası, biz orada kentsel dönüşüm yaptığımızda tapusu olmayan vatandaş mağdur olacak. Bu arsaların bir kısmı da belediyeye ait, biz seçilirsek o vatandaşlarımıza o arsaları sembolik bir ücretle, yasanın verdiği tüm indirimleri kullanarak kendi arsamızı vatandaşa devredeceğiz. Aynı zamanda Çevre Şehircilik Bakanlığına ait arsalar da var, Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki Bey ilçemizi ziyaret etti, konuyu anlattık. Kendisi arsayı belediyeye devredeceğini söyledi. Biz tapusu olmayan vatandaşlarımızın sorununu da sembolik bir ücretle çözeceğiz. Biz vatandaşımızla ortak noktada buluşacağız. Zaten kentsel dönüşüm dernekleri de  kendi talepleriyle bizim önerilerimizin bire bir uyuştuğunu söylediler. Biz taahhütnameyi de imzaladık.

"CHP ADAYI PROTOKOLÜ İMZALAMADI"

CHP adayı da o toplantıya geldi, genel siyasetten, Fenerbahçe - Galatasara Maçından, İngiliz Kraliyet ailesinden, Çeşme turizminden bahsettiler. Magazinsel bir konuşma yapıp kentsel dönüşümle ilgili tek kelime etmediler, 'Biz rantsal dönüşümden değil kentsel dönüşümden yanayız' gibi slogan attılar. Derneklerimiz de 'Madem halktan yanasınız, buyurun 7 maddelik taahhütnameyi imzalayın' dediler. Hayır ben bunu imzalamam dedi ve imzalamadı.

"BORNOVA'DAN GELİRSENİZ KARABAĞLAR'IN SORUNLARINI BİLMEZSİNİZ"

Siz Bornova'dan gelir Karabağlar'ın hiçbir sorununu bilmezseniz, devletle hiçbir sorunu çözmediyseniz, çözme iradeniz yoksa, sürekli genel siyaset yaparak süreci geçirmeye çalışırsanız geleceğiniz nokta bu olur. Çözüm önerisi yok ki! Sadece vatandaşı korkutmaya yönelik siyasetle maçı götürmeye çalışıyorlar.

"ÜNİVERSİTEYE AÇILAN DAVALARI GERİ ÇEKECEĞİZ"

Demokrasi Üniversitesi'nin Karabağlar'da kalmasını sağlayan insanlardan birisi de benim. 15 Temmuz Darbesi olmuş, İzmir Üniversitesine el konuldu, biz de ilçemizin dar gelirli olduğunu, bu üniversiteyi getirelim, ilçemiz ekonomik olarak kalkınsın istedik. Biz bu üniversite için TOKİ'nin 800 hektar arazisinin 400 hektarını ayırdık. Belediye ve CHP sürekli '400 dönüm yetmez' dedi. Hepimiz bu şehirde yaşıyoruz, gidin diğer üniversitelere bakın, Ekonomi Üniversitesi kaç dönümlük alanda! Kültürpark 400 dönüm, hangi üniversiteyi sığdıramazsınız oraya! Biz bu üniversiteyi kuralım, alana ihtiyaç olursa yeni alan bulalım dedik. Ancak sürekli karşı çıktılar, sürekli mahkemeye gittiler. Şu anda 10 bin öğrencimiz konteynerlerde eğitim görüyor. Onlar mağdur oluyor, gençlerimiz iş imkanı bulacaktı onlar mahrum kaldı, ilçeye ekonomik hareketlilik gelecekti. Belediye bunlara mani oldu, biz belediyeyi aldığımızda davaları geri çekeceğiz. Üniversitemizin gelişmesi için de elimizden geleni yapacağız.

"BELEDİYE OLARAK 10 BİN KONUT YAPACAĞIZ"

Konutlar konusu ayrı bir üzüntü. TOKİ'ye 30 bin vatandaş başvurmuş, 750 kişi kurada çıktı ve hepsi dar gelirli insanlar. Bunun için de belediye mahkemeye gitti. Aynı tarihlerde başka ilçelerde TOKİ konutlara başladı, o konutlar teslim edildi. Benim Karabağlarlı hemşehrilerim hala bekliyorlar. Belediyenin şirketi var, belediye başkanı gidip dar gelirli vatandaşlara konut yapsaydı. Biz bunu da yapacağız, belediye eliyle 10 bin dar gelirli vatandaşımıza konut yapacağız. Biz belediyeyi aldığımız gün ihaleyi yapacağız. Vatandaşlarımız önümüzdeki kış kendi evlerine girecekler. 

"YOLLARI YAPACAĞIZ"

Yol yapmak için ayrı bir bilime, araştırmaya ihtiyacınız yok. Bu konu o kadar üzücü ki, bugün Anadolu'daki küçük bir ilçe bile yol, asfalt yapabiliyor. Tüm problem CHP belediyelerinin "nasıl olsa ben seçiliyorum, hizmet üretmesem de bana oy veriliyor" rahatlığıyla sorunları görmezden geliyor. Biz bütün yolları en üst standartta, bilimsel standart neyi gerektiriyorsa onu yapacağız. İnsanlar arabaya binmeye korkar oldu, her ay sanayideler. Bu işin en kolay kısmı, asfalt dökeceksiniz. Biz bu yolları yapacağız. Bu işler kısa sürede çözülebilecek, basit işler. Vatandaşlarımız müsterih olsun.

"RAKİBİM CHP, ADAY DEĞİL"

CHP adayını ben tanımıyordum, aday olduğu zaman duydum. Zaten Bornova'dan aday adayı olmuştu. Ben hem kaymakamım hem siyasetle uğraşıyorum, ben tanımıyorsam vatandaş ne kadar tanıyabilir? Bunu da sizin takdirinize bırakıyorum. Ben 30 yıllık mülki idare amiriyim, eğitimim, yaptığım işler ortada. Kendisinin Konak Tüneli, Çevreyolu gibi yatırımların kentimize gelmemesi için eylem yapan insanlardan biri olduğu söyleniyor ama doğru yanlış kendilerinin bileceği şey. Bugün Konak Tüneli olmasaydı ne olurdu, çevreyolu olmasaydı nasıl bir trafik olurdu? Benim rakibim CHP'nin kurumsal kimliği, adayın kendisi değil.

"ANKETLERDE İYİ OLDUĞUMUZU BİLİYORUM"

Ben anket yaptırmadım ama CHP'nin anketleri var, onlarda da durumumuzun iyi olduğunu biliyorum. Bizim genel merkezimizin anketlerinde de gayet iyiyiz. 

"DOĞLAGAZ SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ"

Belediyeciliğin alfabesi olan işler var. Bunlardan biri de imar planlarıdır. Bugün Karabağlar'da imar planı yoksa bu şehri 30 yıldır yöneten insanların ayıbıdır bu. İmar planı yapmak istediler de kim engel oldu! Plan yapma yetkisi belediyelerin. Çarpık yapılaşma imar planı eksikliğinin, yeşil alan olmaması, spor tesisi olmaması imar planı eksikliğinin sonucudur. Vatandaşlarımızın evinde doğalgaz yok. İmar planı olmayan yerlere doğalgaz firması yatırım yapmak istemiyor. Bunu gören hükümetimiz yasal güvence çıkardı ve birçok belediye protokol imzaladı. Karabağlar Belediyesi bu kararı almadı. Helil Hanımın Salih Omurtak'ta 'Eğer onlar bu protokolü imzalarsa ben de Gezi Parkı gibi eylem yaparım' demiş. Böyle söyleniyor. Eylem yapabilir, alışkınlar zateni geçmişteki hayatları da eylem yapmakla geçmiş. Bu protokolü imzalamadan doğalgaz sorununu nasıl çözecek onu anlatsın o zaman.

"SOSYAL ADALET NEDEN KARABAĞLAR'A UĞRAMADI"

Biz gerçek sosyal belediyeciliği uygulayacağız. Madem CHP'li belediyeler eşitlikten, sosyal adaletten yanaydı. Bostanlı'ya, Güzelbahçe'ye, Urla'ya layık gördükleri hizmetleri neden Karabağlar'a layık görmediler. Bu nasıl bir sosyal adalettir. Neden Karabağlar'a ayrımcılık uyguluyorlar! Sosyal adalet Karabağlar'a neden hiç uğramadı? Ben süslü lafların yerine icraat bekliyorum. Maalesef vatandaşlar arasında ayrımcılık yapıyorlar.

"YAŞLILARIMIZIN YANINDA OLACAĞIZ"

Poligon'da 700 dönümlük askeri alan var, bunun tamamını Poligon İzmir Bahçesi olarak ilçemize kazandıracağız. Bu alan Kültürpark'ın 2 katı büyüklüğünde. İçinde yaş almış büyüklerimiz için projelerimiz var. Biz büyüklerimizin evde yalnız kalmalarını arzu etmiyoruz, sosyal tesisler kuracağız. Burada yemek yiyecekler, kişisel bakımları yapılacak, hastanelere götüreceğiz, yaşıtlarıyla bir araya getireceğiz. Sabah evlerinden biz alacağız, akşam evlerine biz bırakacağız.

"ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİMİ YARIDA KALMAYACAK"

Şehrimizin yeni dizaynını engelli vatandaşlarımızın rahat yaşayabileceği şekilde düzenliyoruz. Bakım ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız özellikle ağır engelli vatandaşlarımıza sosyal tesisler kuracağız ve engelli mola evleri kuracağız. Sabah evlerinden alacağız, bakımlarını karşılayacağız ve akşam evlerine biz bırakacağız. Hem engelli bireyler sosyalleşecek hem de onlara bakan aile bireyler gezmek istiyorsa gezsin, çalışmak istiyorsa çalışsın. Çocuklar için de kreşler yapacağız. Taziye kültürümüz çok yaygın. İlçemizin değişik mahallelerine taziye evleri kuracağız. Öğrencilerimiz için projelerimiz, çalışmalarımız var. Mahallelerde çocuklarımızın ders çalışacakları kütüphaneler kuracağız, kek, börek, çay da ikramlarımız olacak. İlçemizde hiçbir çocuğumuzun maddi imkansızlıktan dolayı eğitiminin yarıda kalmasına müsaade etmeyeceğiz. Hiçbir çocuğumuz yatağa aç girmesine müsaade etmeyeceğiz. Gerçek sosyal belediyecilik budur.

"SPOR TESİSLERİ YAPACAĞIZ"

İlçemizde 1 tane halı saha yok. Biz spor tesisleri kuracağız. Kapalı spor salonları yapacağız. Yunus Emre Mahallesine söz veriyorum, olimpik yüzme havuzunu da yapacağız.