Koçak ve Ata'nın açıklması şöyle:
Bugün kamu çalışanları olarak burada bulunmamızın sebebi memurların özlük ve sosyal haklarında yaşadıkları kayıplardır. Hepimizin bildiği üzere, öncelikle Kahramanmaraş ile birlikte 10’dan fazla ilimizde ve hatta Ortadoğu ve Akdeniz'de de etkili olan depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza yüce Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Sosyal sendikacılık anlayışı gereği, ülkemizde yaşanan ve hepimizin ortak acısı olan bu büyük felaketten dolayı bizler her türlü kutlama ve etkinlik yapmama kararı aldık.
Ancak gelinen noktada bugün Türkiye’de görev yapan binlerce hemşire arkadaşımızın 12-18 Mayıs Hemşireler Haftasını bayram havasında kutlamalarını da isterdik.
Salgın döneminde ve deprem gibi doğal afetlerde canlarından ve ailelerinden fedakarlıkta bulanarak gecesini gündüzüne katıp şifa dağıtan, 7/24 sağlık hizmeti sunan bütün sağlık camiasının yüzünü güldürecek somut adımlar atılmamıştır.
Kamu çalışanlarının haklarını teslim etmeye gelince geride durulması, yavaş davranılması, sürecin uzatılması çalışanları ümitsizliğe sevk etmektedir.
Yoğun iş yükü, şiddet, mobbing, mali ve özlük ile sosyal haklarda yaşanan sıkıntılar da değerlendirildiğinde çalışanların tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kaldığı ortadadır.
Kamu işcileri ile ilgili düzenlemenin ardından gerçekleştirdiğimiz görüşmeler ve medya üzerinden yaptığımız kamuoyu çalışmaları ile memurlar içinde net bir rakam ifade edilerek zam açıklanmasını istemiştik.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından en düşük memur maaşının 22 Bin TL’ye yükseltileceği ve tüm 1. derecedeki memurlara 3600 ek gösterge verileceği açıklanmıştır. Memurun talebine karşılık bu temmuz ayında hayata geçecek olan düzenleme önemli bir adımdır. Yoksulluk sınırının 33.104 TL olduğu bir yerde ve bu rakamın altında kalan bir maaş memuru mutlu edemez. Kamu çalışanlarının yoksulluk sınırı üzerinde hak ettikleri ücretleri alması ve layık oldukları bir çalışma hayatına kavuşmaları için gece gündüz demeden yorulmadan çalışacağız.
Kamu görevlileri, maaş ve özlük hakları konusunda, bugün bu duruma düşmüş ise, haklı olarak infial halinde ise, bu durumun tek sorumlusu 12 yıllık yetkili sendikadır.
Kamu görevlilerinin infial ve tepkilerini gösterecekleri, ifade edecekleri muhatap; yetkili sendikaya üye olarak, yetkili sendikaya destek veren kamu görevlileridir.
Bu duruma bir an önce çare üretilmelidir. Ücretler konusunda uzun zamandır dile getirdiğimiz taban maaşa zam uygulaması Temmuz ayında hayata geçirilmelidir. Memurların gelirleri emekliliğe yansıyacak şekilde tek kalem ödeme şeklinde olmalıdır. Ayrıca enflasyon refah payı verilmesi oluşan farkı n aylık hesaplanarak müteakip ay maaşlarla birlikte ödenmesi ve vergi oranının %15’te sabitlenmesi gibi hususları bir an önce uygulamaya konulmalıdır.
Kamu çalışanları ve emeklileri olarak beklentimiz, Temmuz zammından müstakil şekilde, gelir kaybımızı telafi edecek bir seyyanen artış mücadelesidir
Maalesef ki kamuda çalışanlara şiddet, mobing hızını kesmeden devam etmektedir. Bununla ilgili de ses getirecek, kamu çalışanlarına şiddet uygulayanlara kamunun her alanındahizmet alımından faydalanmak isteyenlerin, acil haller dışında alacakları hizmetlerin ücretli olmalı ve her şiddet uygulayanın istisnasız tutuklu yargılanması gibi önerilerimiz mutlaka hayata geçirilmelidir.
Kamu hizmetlerinin daha verimli olması, çalışanın yüzünün gülmesi, Mutlu Çalışan, Mutlu Türkiye İdealimize ulaşmamızın anahtarı hakkı teslim etmekten, emek veren alın teri dökenler için gereğini yapmaktan geçmektedir.
Çalışan huzursuz, mutsuz ve ekonomik olarak dar boğazda iken ne yapılırsa yapılsın bir anlamı ve faydası yoktur.
Bu nedenle önerilerimizi sunuyor, çözüm istiyoruz.
Taleplerimiz makul, haklı ve gerçekçidir. Çalışanların penceresinden bakarak sıkıntıları dile getiriyoruz. Kazanana kadar da mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi herkese ilan ediyoruz.
Önemli gün ve haftaların bayram tadında geçmesinin yolunun kamu çalışanların taleplerinin hayata geçirildikten sonra olacağını ısrarla vurguluyoruz.
Ayrıca değinmek istediğimiz önemli bir nokta vardır. Sosyal Medya ve bazı iletişim araçları üzerinden Yetkili sendikanın başarısızlığı tüm sendikalara mal etmek ve ortak etmek için "Yetkili Sendikalardan hesap sorun, istifa edin" denilerek bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Değerli memur arkadaşım kanunlarımıza yamini 4688 sayılı sendikalar kanuna göre "Yetkili Sendikalar" diye bir şey yoktur, "Yetkili Sendika " vardır. Bu süreçte üstünde ki suçu başkalarına atma derdine düşmüş Malum-Sen'i gördüğümüz gibi, gelinen noktada sendikacılığı 100 liralık üye aidatından ibaret görüp yetki almak gibi dertleri olmayan sendikacılığı ticarete dönüştürmüş sözde sendikamsı yapılarda bugün memurun geldiği noktada pay sahibidir.
Türk Sağlık Sen ve Kamu SEN olarak mücadelemiz hem memurun özlük mali ve sosyal hakları için devam ederken bu sözde yetkili sendika ama etkisiz sendika ve sendikamsı yapılarla sonuna kadar devam edecektir.
En fazla üye sayısına sahip olan Malum sen memurların beklentilerini karşılayamamış olup bir fiyasko'nun vücut bulmuş halidir.
Türkiye Kamu-Sen, yetkili sendika değil, yetkiye en yakın sendikadır. Kamu görevlileri, titreyip kendine dönmedikçe, “kurt’la kuzuyu yiyip, çobanla ağlaşanları” masadan uzaklaştırmadıkça, sonuç değişmeyecektir.
Bu düşüncelerle fedakârlık gerektiren mesleğin cefakar çalışanları olan tüm hemşire arkadaşlarımızın 12-18 Mayıs Hemşireler Haftasını kutluyor, sorunların çözülmesinde adımların atıldığı bir hafta olmasını temenni ediyoruz.
Ayrıca, yaşamımızın her alanında varlıklarıyla bize güç veren, binbir emekle yetiştirdikleri değerli evlatlarını vatanımızın güvenliği için feda eden şehit ve gazi anneleri olmak üzere, tecrübeleriyle her zaman yol gösterici olan, hayatı boyunca maddi- manevi bütün imkânlarını ailesi için seferber eden tüm annelerin ve anne adaylarının 14 Mayıs Anneler Gününü kutluyor, kendilerine aileleriyle birlikte sağlıklı, mutlu, huzurlu bir hayat diliyoruz.