Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - Son günlerde Türkiye genelinde art arda gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonlarıyla birlikte tehlikenin boyutu bir kez daha gözler önüne serildi. Özellikle gençleri hedef alan uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanım yaşının giderek düşmesi, ailelerde tedirginliği artırdı. Bu kapsamda Toplumsal Uyuşturucu ile Mücadele Eğitim Derneği (İZTUMED) Başkanı Bedri Yalçın, hem yürütülen operasyonları hem de uyuşturucunun toplum üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

“NUMUNE DOĞRUYSA TEST DOĞRUDUR”

Bedri Yalçın, adli tıp ve hastanelerde yapılan testlerin güvenilirliğine dikkat çekerek, “Genelde adli tıp ve hastanede yapılan testler yüzde 99 oranında doğrudur. DNA bulaşı yoksa, sizin saçınızın yerine başka bir kişinin saçı alınmadıysa ve numuneler doğruysa o test doğrudur” dedi.

“GÖRSEL OLARAK ANLAYAMAZSINIZ”

Uyuşturucu maddelerin sanılandan çok daha fazla çeşidi olduğuna vurgu yapan Yalçın, “Uyuşturucu ve uyarıcı maddeler olarak çeşitlendirilir. Halkın bildiği maddeler vardır ama bunun dışında 200’ün üzerinde madde var. Bu maddelerin hepsi aynı etkiyi vermez. Saç testinde 90 güne kadar, 180 güne kadar uyuşturucu analizini alabiliyorsunuz. Zengin içeceği olarak bilinen kokain ve esrar, dozajına göre 4-5 saat etki yapar ve insanı daha konuşkan hale getirir. Görsel olarak anlama şansınız yok. Esrar da insan uyuşur, durağanlaşır, daha az konuşur, daha çok düşünür. Etkisi yaklaşık 2 saattir. Hal ve hareketler kısıtlanır, mesela araba kullanıyorsunuz diyelim, frene basma süresi 5 saniye gecikir” açıklamasında bulundu.

“BEYNE VE ÜREMEYE CİDDİ ZARARLAR VERİR”

Uyuşturucunun insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerini anlatan Yalçın, “Kesinlikle insan sağlığına zararlıdır. Uzun süre kullanıldığında şizofreniye, paranoyaya iter. İlk kullanan kendini daha zeki sanır ama uzun süre kullanan insanlarla konuştuğunuzda aynı yerde saydıklarını, sürekli geçmişi yaşadıklarını görürsünüz. Beyne ve üremeye ciddi zararlar verir, unutkanlık gibi ciddi yan etkileri vardır” ifadelerini kullandı.

“MADDE KULLANANLAR TEK EŞLİ YAŞAYAMAZ”

Uyuşturucunun sosyal hayata etkilerine de dikkat çeken Yalçın, “Maddeyi içtiğinde haz aldığını düşünür kişi. Dopamin ve afrodizyak etkisiyle madde kullanan insanlar tek eşli yaşayamaz. Kadın için de geçerli, erkek için de geçerli. Madde etkisiyle çoklu cinsel hayat başlar. HIV virüsünden mantara kadar birçok hastalık bulaşabilir. Uzun süre kullanıldığında doğurganlık ortadan kalkar” diye konuştu.

“KULLANIM YAŞI 14’LERE DÜŞTÜ”

Uyuşturucu kullanım yaşının tehlikeli seviyelere indiğini vurgulayan Yalçın, “Uyuşturucu kullanımı 14-15 yaşa düşmüş durumda. Kız çocuklarında 1 yıl içinde yumurtalıklar tahrip oluyor. Sağlıklı ilişki ve yuva kurma şansı tehlikeye giriyor. Bu buzdağının görünen yüzü değil, çakıl taşı” ifadelerini kullandı.

AİLELERE HAYATİ UYARILAR: “BAĞI GÜÇLENDİRİN”

Uyuşturucu ile mücadelede aile bağlarının önemine dikkat çeken Yalçın, “Aileler kesinlikle bağlarını güçlü tutmalı. Akşamları birlikte yemek yenmeli. Madde kullanan insanın yeme düzeni değişir. Uyarıcı madde kullanan bir dilim ekmek bile yiyemez, yutamaz. Bazı maddelerde ise aşırı tatlı ve yemek isteği olur. Her iki durumda da yeme düzeninde anormallikler oluşur. Uyarıcı madde kullananların kolay kolay uykusu gelmez, sıvı tüketimi artar. Bazı türlerinde ise aşırı yemek yer, uyur ve konuşmazlar” açıklamasında bulundu.

“EN BÜYÜK NEDENLERDEN BİRİ EKONOMİK ZORLUKLAR”

Toplumda yaygın olan yanlış algıya dikkat çeken Yalçın, “İnsanlar ‘benim çocuğum yapmaz’ diyor. Eskiden 100 gençten 5’i kullanıyordu ama bugün gençlerin neredeyse yarısı bu yola düşüyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri ekonomik zorluklar. Anne baba asgari ücretle çalışıyor, ev kira, çocuk okula gidiyor, ayakkabı alınamıyor, harçlık verilemiyor. Çocuk büyüklerin yanına gidiyor, onlar bir şeyler alıyor ve bu çocuklar istismar ediliyor” ifadelerini kullandı.

“KİLO PROBLEMİ OLAN KIZ ÇOCUKLARINA YANAŞIYORLAR”

Metamfetaminin yaygınlaşmasına dikkat çeken Yalçın, “Bu madde çayın, kahvenin, çorbanın içine atılarak içiliyor. Bir kesme şekerin onda biri kadar kullanıldığında kişi üç gün boyunca yiyemez ve uyuyamaz. Dopamin ve afrodizyak etkisi var. Kilo problemi olan kız çocukları bu şekilde kandırılıyor ve birkaç kullanımdan sonra maddenin esiri oluyorlar. Böbrek yetmezliğinden hayatını kaybeden gençler var” dedi.

“GÖRÜNEN BUZDAĞI DEĞİL ÇAKIL TAŞI”

Resmi verilerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Yalçın, “TÜİK şu anda resmi verileri paylaşmıyor. Evde yaşanan intihar olaylarının büyük kısmında uyuşturucu var. Bu kişilerin saç örnekleri adli tıbba gönderilmeli. Devlet sadece yakalananları görüyor, buzdağının tamamı görülmüyor, görünen sadece çakıl taşı” dedi.