Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Levent Yurga tarafından numunelerin incelenmesi sonucu yapılan açıklamada; Körfez’de kıyısal bölgelerde, nispeten dalga ve rüzgar etkisinin az görüldüğü yerlerde bazı türlerin lokal olarak çoğalma yoluna gitmelerinin normal olduğu, bir ya da en fazla 2 haftalık bu çoğalmaların kendi kendine azalarak yok olduğu belirtildi. Ayrıca Körfez’deki türlerin yıllık dalgalanmalarının olduğu, tehlikeli bir durumun söz konusu olmadığı ve gösterilen türün dinoflagellat Gymnodiniumtürüne ait kistler olduğu ifade edildi.

TÜBİTAK raporunda ise, “İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri tarafından TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, Deniz Araştırmaları ve Teknolojileri Araştırma Grubu Biyoloji Laboratuvarına ulaştırılan örnekte yapılan ilk incelemeler sonucunda İzmir Körfezi’ndeki renk değişiminin sebebinin fitoplankton aşırı üremesi (patlama/bloom) olduğu tespit edilmiştir. Fitoplankton patlamasının sebebinin heterotrofik bir dinoflagellat olan ve yine Gymnodiniaceae familyasina ait Polykrikos schwartziitürü olduğu belirlenmiştir.” ifadelerine yer verildi.

İZSU Genel Müdürlüğü ise raporlar ve bilimsel analizler sonucu şu açıklamayı paylaştı;

“Deniz suyu sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, özellikle Körfez’in iç bölgelerinde akıntıdaki durağanlık, besin elementlerinin sudaki yüksek konsantrasyonları gibi faktörlerle bu türün üremesi için uygun ortam yaratmış ve türün üreme başarısını artırarak baskın hale gelmesine olanak sağlamıştır. Teşhis edilen bu tür, insan/denizel canlı sağlığını etkileyecek toksinler üreten bir tür değildir. Son günlerde iç körfez deniz suyu yüzeyinde gözlenen kahverengi renk, deniz suyu sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyretmesi ve özellikle Körfez iç bölgelerde akıntıdaki durağanlık nedeniyle oluşan doğal bir süreçtir. Doğal süreçlerini tamamlayıp yok olacaklardır.”