Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, dün akşam saatlerinde geldiği İzmir'de yoğun mesai gerçekleştirdi. Bakan Nebati, İzmir programı kapsamında yeni yerine taşınan Türk Kızılay İzmir Toplum Merkezi'nin açılış törenine katıldı. Nebati, buradan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ile birlikte, Valilik tarafından inşa edilen İzmir İktisat Kongresi binası yapım çalışmalarını yerinde inceledi.

BAKAN NEBATİ İŞ DÜNYASIYLA BULUŞTU

Nebati, İktisat Kongresi yapım çalışmalarının ardından Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Odası (İTO) ve Ege İhracatçı Birlikleri işbirliğiyle Swiss Otel Büyük Efes Smyrna Salonu'nda düzenlenen İzmir İş Dünyası Toplantısı'na katıldı. 

ESKİNAZİ: "SİYASİ İKTİDAR DA TEHLİKEDEDİR"

Programın açılış konuşmasını yapan Jak Eskinazi, "Hayatım ihracatla geçti, bugünkü kadar zor günleri az gördüm. Son zamanlarda ihracata dayalı büyüme için adım attığımızı söyleyemem. Türkiye'ye 254 milyar dolar döviz kazandıran ihracatçılar olarak 7 gün 24 saat çalışıyoruz. 237 ülkeye ihracat yaptık, 2022'i yılını 'altın yıl' diye tanımlamıştık ancak ilk yılını iyi tamamladık. İhracatımız 2022 Ocak Haziran'da yüzde 20 artarak 114,4 milyar dolara çıktı, o dönemde işlerin iyi gitmediğini, düşüşe geçeceğini dillendirmiştik. Karar vericiler bize inanmadılar. 2022 yılı üçüncü çeyrekte ihracatımızın artış hızı düştü, 54,9 milyar dolara indi ihracat rakamımız ve son çeyrekte eksiye düştük. Yüksek enflasyon toplumun dengesini bozuyor. Döviz kuru da ayrı bir sorun. Mevcut Döviz kuruyla rekabetçi olamayız, bu döviz kuru size de bir şey kazandırmıyor enflasyonu baskılamak adına ve hepimiz kaybediyoruz. İthalat artıyor. Bu tabloyu tersine çevirebiliriz. Yüksek enflasyonun olduğu ülkede kıtlık, fakirleşme vardır, siyasi istikrar da tehlikededir. Düşürmek için enflasyon muhasebesi hayata geçirilmeli. İhracatçılarımızın finansmana erişmesi kolaylaştırılmalıdır" dedi. 

"ELİMİZDEN TUTUN"

Eskinazi, Bakan Nebati'ye ithafen yaptığı konuşmada, "Enerji piyasalarında yaşanan gelişmelerin ardından bazı ülkeler bize göre çok daha ucuz enerjiye erişiyor. Bizim bu enerji maliyetleriyle rakiplerimizle rekabet etme şansımız yok. Rekabetçiliğin sürdürülebilmesi ve işsizliğin azalması için TL değerinin düşmesi gerektiğini söylediniz. Bu konuda sizle aynı şeyi düşünüyoruz. Siz TL'nin nominal değerine kavuşması için adım attığınız takdirde, biz de ihracatımızı artırma sözünü veriyoruz. Bugünkü buluşmamız milat olsun. İhracatta bugün ekerseniz, birkaç yıl sonra meyvesini toplarsınız. Pazarları kazanmak büyük zaman alırken kaybetmek 1 günde oluyor, pazarlarımızı kaybetmek üzereyiz, elimizden tutun" ifadelerini kullandı. 

KESTELLİ: TARIMDAKİ SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ

Işınsu Kestelli, tarımdaki sorunlara dikkat çekerek, tarımdaki sorunlar çözülmezse ekonomideki sorunların çözülmeyeceğini kaydederek şu açıklamayı yaptı: 

Gelecek 10 yılda; çevresel riskleri azaltmak ve küresel rekabet gücümüzü artırmak amacıyla, üretim ve ticaret sistemlerimizin çevreci dönüşümü ve bu dönüşüme imkân sağlayacak fonlama mekanizmaları önceliğimiz olmalı. Eğer ikinci asrımız gerçekten dünyada Türkiye Yüzyılı olsun istiyorsak, tüm sorun alanlarımızda sürdürülebilirliği sağlayacak bir irade ortaya koymamız şart. Borsa olarak bizim işimiz tarımsal ürünlerin ticareti.  Tarım ve hayvancılığın küresel düzeyde ne denli stratejik bir değer olduğunu artık tartışmaya gerek bile yok. Son 2-3 yılda yaşananlar gıda güvenliğinin ve güvencesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.  Öncelikle yüksek tarımsal üretim potansiyelimiz ile dünyanın avantajlı ülkelerinden birisi olduğumuzu söylemek isterim. 2002 yılında tarımın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’da yüzde 12’ye yakın olan payının 2021 sonunda yüzde 5.7’ye gerilediğini görüyoruz. Tarım ve hayvancılığın milli gelirdeki payının bu denli erimesi tüm dünya için bir çarpık gelişme sorunu ve bence Türkiye pek çok ülkenin düştüğü bu hataya düşmemeli.  Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da tarım ve hayvancılığın payını yeniden yüzde 10’un üzerine çıkartacak her türlü adımı kararlılıkla atmamız gerektiğini düşünüyorum.  Bunun için çağın rekabetinin getirdiği yenilikçi bir anlayışa ihtiyaç var. “Tarım 4.0” ya da “Akıllı Tarım” olarak tanımladığımız bu yeni anlayışın çok ciddi bir şekilde temel politika unsuru olması gerekiyor. 

YORGANCILAR: "AR-GE DEĞİL ÜR-GE YAPIYORUZ"

EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, "Üretim yoksa kalkınmak hayaldir. Ticaret savaşları pandemiyle yeni bir dönüşüm başlattı. Kendi kendine yetebilmek yani üretim ön plana çıktı. Kobilerimizin yeni düzene ne şekilde uyum sağlayacağı noktasında soru işaretlerimiz var. Öncelikli olarak rekabetimize engel sorunların ortadan kaldırılması gerekiyor. Yeni bir yatırım ve büyüme odağını bilgi bazlı sanayi oluşturmaktadır. 2008 yılında hayatımıza giren AR-GE merkezlerinin sayısı yükseldi, ancak kilo başına ihracat düştü. Demek ki biz bu merkezlerde ARGE değil ÜRGE yapıyoruz" dedi. 

"GÜMRÜK BİRLİĞİ ÇALIŞMALARI HIZLANDIRILMALI"

Yorgancılar açıklamasını şöyle sürdürdü:

Biz üretiyoruz ama ticareti kimle yapacağız, dünya savaşlarıyla birlikte kutuplaşma arttı. Adeta dünya 3 blok haline bölündü. Ülkeler, kendi bölgesel anlaşmalarla ticaretlerini artırmayı hedeflediler, biz anlaşmaların dışındayız. AB ile olan Gümrük Birliği çalışmalarının hızlandırılması, ihracatımız açısından son derece önemlidir. Dünya ticaretinin yüzde 80'ini elinde tutan 12 ülke var. Ticarette söz sahibi olan ülkeler, yaşananlardan rezerlerinden dolayı dalgalanmadan daha az etkileniyor. 

"ENFLASYON MUHASEBESİNE GEÇİLMELİ"

Yüksek enflasyon konusunda, küresel ekonomi tüm ülkeleri yüksek enflasyon dalgasına aldı ancak biz oran olarak ayrışıyoruz. Bizdeki oran fazla. TÜFE ortalaması yüzde 72, TEFE TÜFE arasındaki fark nedeniyle pazarda fiyatlar düşmemekte, enflasyona neden olmaktadır. Vatandaş açısından da refah kaybına yol açılmaktadır. Kanunlarımıza göre uygun olan enflasyon  muhasebesine geçilmesi beklentilerimiz içindedir. 

"BANKALAR TİCARİ KREDİ VERMEKTE İSTEKSİZ DAVRANIYOR"

250 milyar kaynak önemli, EYT'yi de kapsıyor, size teşekkür ediyorum. Uzun zamandır kredilerle ilgili karşımıza çıkan 3 konu var, istediğimiz miktarda kredi bulamıyoruz, faiz oranı ve kredi vadesinde sorun yaşıyoruz. Bankalar Ticari kredi vermekte isteksiz davranıyor.  TL'nin döviz karşısında fazla ya da eksik değerlenmesi sanayimize zarar veriyor. Gerçekçi bir değerde olması gerekiyor.   

ÖZGENER: "PARA POLİTİKASININ YÖNÜNÜ TAHMİN ETMELİYİZ"

İTO Başkanı Mahmut Özgener ise "En önemli sorunumuz enflasyon, yatırım kararlarını sağlıklı verebilmemiz açısından enflasyon seviyesini para politikasının yönünü tahmin etmeliyiz. Bu 2024 için de faydalı olacak. Önümüzdeki ilk 3 ayda düşüşler olacak ama enflasyonun yeniden yükselme eğilimine girme eğilimini de göz ardı edemeyiz EYT, asgari ücret, emekli maaşlarında yapılan düzenleme baz etkisini azaltacaktır, bunu da unutmamalıyız" dedi. 

Özgener şu açıklamayı yaptı:

Uluslararası alandan gelebilecek negatif şoklara karşı, alternatif senaryo üzerinde çalışılması, kur dengelerinin sağlandığı politikaları içeren bir paketin mutlaka uygulanması gerektiğine inanıyoruz. Sosyal yapıyı olumsuz etkileyen bir enflasyon ve cari açıkla karşı karşıyayız. Maliyetler artarken seçim sonrasına ötelenen ek maliyetlerin oluşabileceğini de görüyoruz. Talep daraltımları, para politikasında bir değişiklik olup olmayacağına yönelik görüşünüz bizim için çok önemli. Politika faizi ile piyasa faizi arasındaki fark azaldığında, bilançoların yeniden sermayelendirme ihtiyacı gereken hassas bir sürece girilebilir. Bu süreç hepimiz için enflasyon muhasebesini gerekli hale getirdi. Haksız yüksek vergiler söz konusu.

"FİNANSMANA ULAŞMAKTA ZORLUK YAŞANIYOR"

Türkiye ekonomi modeli açıklandığında, cari fazlalığa ulaşılması hedeflenmişti. Bugün ise döviz girişine daha bağımlı hale geldik. Ülke risk pirimimiz yüksek, kredi almak gittikçe zorlaşıyor. Finansmana erişim yetersiz kaldığı sürece ihracat potansiyelimizde sorunlar yaşaırz. İşletmelerin en büyük sorunu finansmana ulaşımda yaşanan zorluklar.i KGF paketi için size teşekkür ediyoruz. Bunun kalıcı hale gelmesi gerekmektedir.

Gıda ve diğer ürünlerde KDV indirimleri bizlere bir miktar nefes aldırdı.