Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, kış aylarının gelmesiyle birlikte üst solunum yolu enfeksiyonlarında ciddi artışların meydana geldiğini anlattı. Bu yıl geçtiğimiz yıllara oranlara enfeksiyon sayısının çok daha fazla olduğunu kaydeden Kaynak, acil servislerde ve yoğun bakımlarda yatak sayısı doluluğunun maksimum düzeye ulaştığını aktardı.  

Hasta akımının bira daha yoğunlaşmasıyla birlikte yoğun bakımlarda sıkıntı yaşanabileceğini belirten Prof. Dr. Kaynak, "Kış aylarında yani Ekim ayından itibaren Mart ayına kadar üst solum yolu enfeksiyonlarında belirgin bir artış her dönemde görülürdü, bu sene bu dikkat çekecek ölçülere ulaştı. Çünkü normalde influenza A-B dediğimiz her zamanki grip hastalığı bunun yanı sıra parainfluenza rinovirüs ve 'RSV' dediğimiz virüse bağlı kış dönemi hastalıkları bu dönem ciddi bir artış gösterdi. Bunların arasında tabi ki Kovid de var ancak Kovid ne kadar bunu ayırt etmek için PCR testi yapmak gerekiyor. Bazı hastanelerde kısmen yapılıyor fakat tarama şeklinde yapılmadığı için, ne kadar Kovid olduğu noktasında istatistiksel veri elimizde yok. Kovid ile ilgili özel bir şüphe varsa, yurtdışına gidiyorsa, bazı kişiler ameliyat öncesinde ya da ağır seyreden birtakım olgularda test yapılıyor dolayısıyla sağlıklı bir veri elimizde yok. Tabi bu dönemde enfeksiyonların artışı çok belirgin, hastanelerde şu anda acil servislerde özellikle tatil günlerinde, çocuk acillerde yoğunluğun çok anlamlı ve belirgin şekilde artmakta olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra yoğun bakım ve acil servislerde o hastaları takip etmek maksadıyla yapılan yatak ihtiyacı gerçekten şu anda hat safhaya ulaşmış durumda. Yani bu hasta akımı biraz daha yoğunlaşırsa yoğun bakımlarımızda ciddi sıkıntılarla karşılaşma olasılığımız olabilir" dedi.  

"RİSK GRUPLARI AŞILANMALI"

Bulaşın özellikle okullarda meydana geldiğini ve okul çocuklarının mutlaka aşılanması gerektiğini aktaran Tabip Odası Başkanı kaynak, "Bu konuda risk gruplarımız vardır. Risk gruplarımız derken; 65 yaş üstü, şeker hastalığı, tansiyonu olan, ameliyat geçirmiş veya birtakım tedavi altında olan insanları kastediyoruz. Bu insanlara Sağlık Bakanlığı yaz çıkışında kışa girişte bir aşı programı yapmış idi. Toplumda bu grubu korumak çok önemli ama bunun yanı sıra gençlerin, özellikle okula gidenlerin okul açılmadan belli viral enfeksiyonlara karşı savunmasını artırmak için aşılama programının yapılması iyi olurdu. Bugün çocuklardaki üst solunum yolu viral enfeksiyonlarının çok yaygın olduğunu, okullarda bunun çok kolay bulaşarak hem okul içinde hem de okuldan eve gidişte, evlerde yaygınlaşmanın çok kolaylaştığını görmekteyiz. Dolayısıyla okul çocuklarının toplumdaki üst solunum yolu enfeksiyonlarının artışı konusunda, bulaşların yayılması noktasında özel önemi olduğunu, birçok sınıflarda ciddi sayıda öğrenci eksikliğiyle eğitime devam edildiğini bunun hem eğitim açısından hem de ekonomik açıdan ciddi kayıplara yol açmakta olduğunu görmekteyiz" açıklamasında bulundu.  

"MASKENİN KORUYUCULUĞU KESİN BİLGİ"

Maskenin sadece Kovid değil, üst solunum yolu enfeksiyonlarından da koruduğunu anlatan Kaynak, "Biz yaz çıkışı, kış girişinde 2 çok önemli hususa dikkat çekmeye çalıştık. Bunlardan biri maskeydi. 'Mesafeyi koruyamıyor iseniz mutlaka maske takınız' dedik. Çünkü maske geçtiğimiz 2,5 yıllık dönemde Kovid nedeniyle takılmış, o dönemde maskenin sadece Kovid'e değil viral üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı da ciddi bir koruyuculuğu olduğu anlaşılmıştı. Bunun neticesinde geçtiğimiz 2 yıl içinde, bu yılki kadar yüksek üst solunum yolu enfeksiyonları görülmemişti, maskenin koruyuculuğu son derece kesin bilgidir. Biz hep kamuoyu ve kamu yöneticilerine kışa giriyorken toplu taşıma araçlarında, bankalarda, devlet dairelerinde, alışveriş merkezlerinde yani kapalı alanlarda, insanların yakın temasta olacakları yerlerde özellikle de toplu taşıma araçlarında mutlaka maske takmaları gerektiği ve bunu Bakanlığın bir kural olarak anlatması gerektiğini belirtmiştik fakat bu yapılmadı. Bakanlık maske konusunda uzun zamandır değinmiyor" diye konuştu.  

"KLİNİK TABLO AĞIR SEYREDİYOR"

Kaynak açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Bu sene enfeksiyonun artışında diğer önemli faktör de aşı, aşılama konusuna önem verilebilirdi. Şu anda 4'lü kombinasyon aşı var. Her yıl Dünya Sağlık Teşkilatı ülkeye uygun bileşik bir aşı tavsiye eder, ve ülkeler bunu alıp, kullanırlar. Şu anda 4'lü aşı revaçta. Bu Türkiye'de de var, bunun 3'lüsü de var. Bu aşıların daha yaygın yapılması gerekiyordu, hatta devletin bu konuda ücretsiz aşı kampanyaları yaparak, özellikle okul çocuklarını da okula bağışık olarak hazırlanması gerektiğini belirtiyoruz. Bu sene klinik tablo daha ağır seyrediyor, özellikle birçok çocukta RSV dediğimiz hastalık ağır seyrediyor. Bunun en önemli nedeni, geçtiğimiz 2 yıl, insanların nispeten daha az viral enfeksiyona maruz kalmaları nedeniyle, bağışıklık sisteminin her seneki hazırlık aşamasından geçmemesi ve bağışıklık sisteminin daha dayanıksız duruma gelmesi diye düşünüyoruz. İkincisi de bu dönem  içinde virüslerin yeni mutantlar geliştirmiş olmaları ve bu mutantlara bağışıklık sistemimizin bir miktar yabancı kalmasıyla ilgilidir diye düşünüyoruz. Neticede her yıl bu dönemde artış bekleniyor, oluyor. Bunun tedbirini Sağlık Bakanlığı'nın gerek maske gerekse aşı yöntemleriyle almadığı takdirde hastanelerde doluluk oranı, sıra beklemeler, acil servislerin yoğunluğu ve yoğun bakımlarda yatak bulunamaması gibi birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalma olasılığımız var. Önümüzdeki dönemde de böyle sıkıntılı bir dönem ortaya çıkabilir.