Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, sektörde yaşanan sorunları anlattı.

Eczacılar Odası Başkanı açıkladı... Suriyeliler ücretsiz aldıkları ilaçları satıyor mu? Eczacılar Odası Başkanı açıkladı... Suriyeliler ücretsiz aldıkları ilaçları satıyor mu?

Eczacıların enflasyonun çok altında kalan ilaç zamlarından dolayı mağdur olduğunu, uygulanan fiyat tarifesi nedeniyle yeni nesil akıllı kanser ilaçlarının Türkiye’ye gelmediğini, enflasyonun kontrol altına alınamamasıyla 2025 yılında birçok eczacının kepenk kapatabileceğini kaydetti.

Sayilkan

“ÖZEL’LE GURUR DUYUYORUZ”

Türkiye’nin ana muhalefet partisi konumunda olan ve günümüzde anketlerden birinci parti çıktığı dile getirilen CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel’in de eczacı olduğu ve sorunların kendisine iletilip iletilmediğine ilişkin soruları yanıtlayan Sayılkan, “Özgür Özel bizim çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz, kıymetli bir yol arkadaşımız ve meslektaşımız. Kendisiyle gurur duyuyoruz. Mutfaktan gelen bir eczacının, Genel Başkanlığa genç yaşta yükselmesi hem müthiş hem de zor bir iş. Enerjisi yüksek, pratik, hızlı düşünen, kendini iyi ifade edebilen bir arkadaşımız. Çok başarılı olacağına inanıyorum” dedi.

“KEŞKE ÜLKEDE HER GÜN BİR KAOS OLMASA”

Sayılkan, “Seçilir seçilmez bir yerel seçim süreci ve Türkiye’nin hızlı değişen gündemiyle beraber bizim oturup mesleki sohbet etme şansımız yok. Birliğimizdeki yönetici arkadaşlarımızın belli aralıklarla görüştüğünü, vergi denetimi süreçlerinde kendisiyle paylaşımda bulunduklarını ve kendisinin de bunları grup toplantılarında dile getirdiğini biliyorum. Şu an 1 yılını doldurdu, çok başarılı bir süreç geçirdi. Meslektaşlarını unutmadı, her gördüğü yerde ismimizle tanıyor bizi. Yeni tanıştıklarını bile unutmamış, vefalı. Keşke her şey normal seyrinde gitse, ülkede her gün bir aksiyon, yeni bir kaos olmasa, o zaman mesleki anlamda daha çok görüşebilme imkanımız olur. Ziyaret ettiği illerde eczacı odalarına gittiğini de biliyorum. Tabi ki kendisiyle daha uzun sohbetlerde bir arada olmak isteriz. Ülkeyi yönetmeye aday bir partinin genel başkanı. Şu anda anketlerde birinci parti. Bizim için önemli, dertlerimizi bilen, anlayan bir arkadaşımız” ifadelerini kullandı.

“TUGAY FARKLI BİR POLİTİKACI KİMLİĞİ ÇİZİYOR”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın cerrah olması nedeniyle sağlık alanına hassasiyetle yaklaştığını ve kendilerini anladığını aktaran Sayılkan, “Cemil Tugay farklı bir politikacı kimliği çiziyor. Karşıyaka Belediye Başkanı iken ortak projelerimiz oldu, teknisyen adayı yetiştirmek gibi… O eğitimlere anında destek verdi, anlattığımızı hemen anlayan bir başkan. O zaman kendisine ‘Neden bir cerrah, belediye başkanı olmak ister’ diye sormuştum.  Çünkü cerrahlık çok kazandıran ve prestijli bir meslek. O ise ‘Dürüst ve eğitimli insanların da siyasette başarılı olacağını göstermek için bu işe kalkıştım, belki biraz zor, zahmetli bu işler ama ben bunu birçok meslektaşım adına başarmak zorundayım’ dedi” açıklamasında bulundu.

“NABZA GÖRE ŞERBET DAĞITMIYOR”

Tugay’ın hedefinin İzmir’i daha konforlu, sağlıklı, mutlu bir kent haline getirmek olduğunu dile getiren Sayılkan, “Karşıyaka’da iken birçok proje için ziyaret etmiştik, Büyükşehir’de de ziyaret ettim, bizim açılışımıza da geldi, sohbet ettik. Tarzı klasik politikacı değil, popülizm yapıp, nabza göre şerbet dağıtan biri değil. Bu yüzden yadırgayanlar olabilir ama inanın iş yapmayı hedefleyen, İzmir’de yaşamı kolaylaştırmayı hedefleyen, çalışkan bir insan. O kadar çok projesi var ki…” diye konuştu.

“SAĞLIK ODALARI OLARAK DESTEK OLMALIYIZ”

Sayılkan açıklamasında, “Bizim açılışımızda sorduk, Büyükşehir’de 38 bin çalışan varmış. Bu inanılmaz bir şey. Bir Büyükşehir’de 38 bin kişinin çalıştığı bir yerde, ekonomik olarak sıkıntılı, yarım işler üstüne kaldı. Ağır bir iş. Kendisini ziyaret ettiğimizde gördük, dakikası boş değil adamın. Hepsine yetişmeye çalışıyor. Bizim sağlık odaları olarak kendisine yardımcı olmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Bu kente hizmet etmek isteyen ve iyi niyetinden emin olduğum insanlardan biri Cemil Başkan. Hekim kimliğiyle sağlık alanına, bu alandaki yatırımlara da önem veriyor” ifadelerini kullandı.

“ATIK İLAÇLARIN İMHASI İZMİR’DE DE YAPILMALI”

Atık ilaçların imhası alanında belediyelerin tesis kurması gerektiğini kaydeden Sayılkan, bu konuyu Başkan Tugay ile paylaştıklarını dile getirerek, “Biz atık ilaçlarla ilgili, İzmir’de bu işi çözebilmekle ilgili destek istedik Cemil Başkandan. Onu da araştıracağını söyledi. Türkiye’de atık ilacı toplamak çok önemli. Gelecek nesillere sağlıklı bir doğa bırakabilmek için onu çöpe atmamalıyız. Oradan toprağa, yeraltı sularına, içme sularına karışabiliyor. Bu çok tehlikeli. Ekolojik dengeyi de bozuyor. Toplayıp imha ettirmek de çok maliyetli bir iş. Türkiye’de bunu yapan 1 tane tesis var, Kocaeli’nde özel bir tesis. Bu da ücretli bir iş. Bu ilaçları bir yerde depolayıp, deponun parasını ödeyip, kamyonlara yükleyip, kamyonun parasını ödeyip, tesiste kilogram başına imha parası ödeyip bunu yapıyoruz. Bunu daha iyi bir çevre adına yapıyoruz. Bir tek bunu eczacılar mı düşünmeli! Ben bunu cebimden para ödeyerek kaç sene yapabilirim? 1-2 kamyon yaparız. Bunun sürdürülebilir olması için Büyükşehir Belediyelerinin de bir imha tesisi yapması lazım. Kimyasal atık imhasına ilişkin bir tesis oluşturulmalı. Cemil Başkanımız da bunu sıcak karşıladı” dedi.

“BAKANLIK DA DEVREYE GİRMELİ”

Sayılkan sözlerini şöyle tamamladı:

Morfin ve diğer özel reçeteli ilaçlar miadı geçmiş bile olsa suiistimale açık ürünler. Biz 15 yıldır İzmir Eczacılar Odası olarak, eczacılar yeşil ve kırmızı reçeteli miadı geçen ilaçları getirdiğinde, onları ücretsiz imha ettiriyoruz. Sadece o kadarını yapıyoruz, daha fazlasını yapamayız. O ilaçlar çöpe atıldığında birçok şeye karışma riski var. Diğer bütün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu işin ilaç firmaları tarafından yapılması lazım. Doğrusu bu. Avrupa ülkelerinde ilaç fabrikası kurulurken, içinde atık ilaç tesisi olmazsa ruhsat alamıyor. Bizim Cumhuriyetimizde ise ilaç firmaları kurulmuş, hiçbirinde atık imha tesisi yok. 70-80 yıl boyunca miadı geçen ilaçlar çöpe atılmış. Çok eskiden eczanede imha ediliyor, kırılarak lavaboya atılıyordu. O su nereye gidiyor. Bunun en doğrusu yüksek ısıda yakarak yok etmek. Umuyoruz bu işe belediyeler ve Çevre Bakanlığı girer ve tesisler çoğalır. Başkan Tugay’ın  insan sağlığı dediğinizde hekim kimliğiyle daha da çok ilgisi yoğunlaşıyor.