Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Birinci Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Sedat Kabay, gündemi değerlendirerek, neden bağımsız milletvekili olduğunu, milletvekili seçilirse neler yapacağını anlattı. 10 yıl önce İzmir Alaçatı'ya yerleşen, turizm - otelcilik alanında faaliyet gösteren bir işletmenin sahibi olan Kabay, siyasetteki kutuplaşmanın gün geçtikçe daha çok arttığını kaydederek, "Günümüzde inanılmaz kutuplaşmış siyaset var ve bu hepimizin ortak sorunu. TBMM, ne yazık ki bugün kutuplaşmış siyasetten yorulmuş durumda. Eğer halkın sorunlarını siz de hissedebiliyorsanız halka yardımcı olabilirsiniz. Ben ilk defa siyasetle uğraşıyorum. Daha önce hiç siyasetle uğraşmadım. Şu an bağımsız aday olma sebebim kutuplaşmış siyaset" dedi.
"BAĞIMSIZLARI TEK ÇATI ALTINDA TOPLAMAK İSTİYORUM"
Bağımsız aday olmadan siyasi partilerden aday olmayı düşündüğünü ancak İzmirlilerin nabzını yokladıktan sonra, vatandaşlarda siyasi partilere yönelik kırgınlık olduğunu gördüğünü anlatan Kabay, "Çok düşündüm, partilerden girmeyi de çok düşündüm. Çok kişiyle görüştüm, kimle görüştüysem mevcut siyasi partilere kırgın ve üzgündü. Ben de o yüzden bağımsız olmaya karar verdim. Bağımsız olma nedenlerimden bir diğeri de; ben seçildiğimde TBMM'deki tüm bağımsızları tek çatı altında toplamak istiyorum. Bu benim projem. Tek başınıza olduğunuzda çok şey ifade edemeyebilirsiniz ama TBMM'de tüm bağımsızları toplayarak bir grup oluşturduğunuzda başarabilirsiniz. Bu grubun bir başkanı da olmayacak. Zaten bugünkü partilerin en büyük sorunlarından biri de, bölgelerinde tanınmamaları. Ben kendi bölgemin milletvekillerini tanımıyorum. Benim bölgemden seçilen milletvekillerini ben hiç görmedim. Normalde bir milletvekilinin görevi, seçildiği bölgeye hizmet etmektir. Bugün ne yazık ki partilerin bünyesinde olan hiçbir milletvekili Genel Başkanının izni olmadan hiçbir şey yapamıyor. Bu yüzden de bağımsız oldum. Tek amacım halka hizmet" ifadelerini kullandı.
"BÜYÜK DESTEK GELDİ"
"Alaçatı'da sevilen biriyim" diyen Kabay, "Destek de geldi bana. Ben aday olacağımı söylediğimde herkes destek verdi bana. Bu işi yapabileceğimi söylediler. Zaten genel olarak da ben kucaklayıcı biriyim. Bugün Alaçatı'da, Çeşme'de ihtiyaç sahibi olan herkese kapımız açık bizim. Böyle bir karakter yapısına sahibim. Bunun için zaten birincisi bağımsızlık, ikincisi insanların 'Gir' demesi" açıklamasında bulundu.
"KENDİMİ 'ÜLKESİNİ SEVEN BİRİ' OLARAK TANIMLIYORUM"
"Kendinizi siyaseten nerede tanımlıyorsunuz" sorusunu yanıtlayan Kabay, "Ben kendimi siyasette 'Türkiye'yi ve halkını seven bir insan' olarak tanımlıyorum. Ülkemi seviyorum. Ülkemiz kutuplaşmış siyasetten kurtulmasını istiyorum. Ben 47 yaşındayım, 5 tane insan tanıdım bugüne kadar. Onun dışında kimseyi tanımadım. Siyaset bir meslek değil, TBMM insanlara hizmet etmek için, insanlara hizmet götürmek için bir kurum. Ancak ne yazık ki oraya giren çıkmıyor. Benim tarafım yok, ben ülkemi, insanları seviyorum ve onlara hizmet etmek için geliyorum" diye konuştu.
"BAĞIMSIZLIK ÖZGÜRLÜK VE CESARETTİR"
Kabay şu açıklamalarda bulundu:
Ben çalışmamı yapıyorum, insanlara ulaşıyorum ve güzel tepkiler alıyorum. Dün Buca'daydım. Buca'da çok güzel köylerimiz var, hepsini dolaştım, pazara gittim. Çok güzel tepkiler, geri dönüşler alıyorum. Bağımsızlık cesarettir, özgürlüktür. Bence bağımsızlık çok güzel. Ben gidişattan çok memnunum. Ben seçileceğime inanıyorum çünkü insanlar bunlardan yorulmuş.
"HALK BOŞ VAATLERE TEPKİ VERİYOR"
Vatandaşın hem yerelden hem de genelden şikayeti var. İzmir'deki kokudan, trafik yoğunluğundan ve otopark konusundan çok şikayetçi İzmir halkı. İnsanlar hiçbir şekilde 2 tarafı da tutmuyor, ikisine de çok kırgın ve kızgın. Bir sürü vaatler veriyor 2 taraf... İnsanların tepkisi, 'bu vaatleri veriyorlar ama seçim bitince kimseyi göremiyoruz' şeklinde. Vaatler sadece mitinglerde kalırsa halka hizmet gitmez. Vaatlerin halka hizmete dönüştürülmesi gerekiyor. Halkın en büyük tepki konusundan biri de boş vaatler.
"MÜLTECİLERİN ÜLKESİNE GERİ DÖNMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri mülteciler. İzmir Konak'ta bir kızımız işe giderken saldırıya uğradı. Ben mültecilerin Türkiye'ye izinsiz girmesine kesinlikle karşıyım. Zaten ekonomik olarak biz sıkıntıdayız. O kadar mültecinin Türkiye'de olması doğru değil. Torbalı'da 17 yaşında bir kardeşimiz bir Suriyeli tarafından öldürüldü. İzmir güzel bir şehir, İzmir halkı kavgacı değil, şiddete alışkın değil. İzmir halkı bu tür sorunlarla karşılaştığında çok kırılıyor. Ben mültecilerin Türkiye'de kalmasını istemiyorum. Özellikle Suriyeli ve Afgan'ların memleketlerine geri dönmesini istiyorum. Biz başka bir ülkeye gittiğimizde, bizi izinsiz alıyorlar mı, hayır, o zaman mültecilerin de bizim ülkemize izinsiz girmemesi gerekiyor. Ben bu konuda sahada ciddi şikayetler alıyorum. Gençlerimizin kafası karışık, aileler çocuklarının bu kesimlerden zarar görmesinden korkuyor. Ben mültecilerin Türkiye'de ve İzmir'de yaşamasını istemiyorum.
"ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIM"
Erzurum'da yaşanan gerilim, sadece Erzurum'la alakalı değil. Türkiye Cumhuriyeti'nde hangi partiye yapılırsa yapılsın doğru bulmuyorum, kınıyorum. Burada konu sadece Ekrem İmamoğlu değil, kim olursa, hangi siyasi parti olursa olsun, mitingini yapabilmeli. Ben şiddetin her türlüsüne karşıyım. Türkiye Cumhuriyeti'nin polisi, askeri kesinlikle özellikle bu hassas dönemde, kutuplaşmış siyasetin olduğu, herkesin gergin olduğu bu süreçte önlem almalıdır. Zaten bu onları görevi. Şiddetin önüne geçilmeli. Güvenlik zafiyetinin olmaması gerekiyor.
"KADINLARI DESTEKLİYORUM"
Kadın hakları kadar değerli bir şey olamaz. Kadınlara siyasette, iş alanında daha çok yer açmak gerekiyor. Benim yanımda çalışan her 3 kişiden 2'si kadın. Kadınları destekliyorum, kadınlar olmadan hayat olmaz. Kadına şiddet sadece fiziki olmuyor, onlara şans vermemek de şiddettir. Ben kadınları önemsiyorum, benim için çok değerliler. Özellikle seçildiğim bölgede kadınlarla ilgili ciddi projelerimizi hayata geçireceğim. Okumamış kadınlarımız var, yıllarca evli kalıp çalışmayıp, sonra boşanan kadınlarımız var. Kadın uzun süre çalışmayıp, eşinin eline baktıysa, boşandıktan sonra zorlanıyor. Kadınlara daha çok iş imkanı yaratmamız gerekiyor. Bunları nasıl yaratabilirsiniz, güzel sanatlar kurslarıyla, değişik aktivitelerle, spor alanlarında. Bir kadın arkadaşım var, boşanmadan önce 'Boşanırsam ne yapacağım' derdi. 25 yıl süren sorunlu evliliğini bitirdikten 3 ay sonra gördüm. Çalışmaya başlamış, spora başlamış. Bana, 'Ben hayatın çok zor olduğunu, boşandıktan sonra hiçbir şey yapamayacağımı sanıyordum ama şu an özgür olmak, çalışmak, kendi kazandığını yemek çok güzel' dedi. Umutsuz bir insan gitti ve umut dolu bir insan geldi. Kadınların özgüvenini yüksek tutmalıyız.
"İNSANLAR EKONOMİDEN ŞİKAYETÇİ"
Ekonomik konjonktürü değerlendiren Kabay, "Bugün en kırsal yerde kiralar 8 bin TL'den başlıyor ve kent merkezlerinde 25 bin TL'lere kadar çıkıyor. Asgari ücret ise 8 bin 500 TL. İnsanlar ne kirasını ödeyebiliyor ne de mutfağına bir şey alabiliyor. Bugün 1 paket makarna, soğan alıyorsunuz, dünyanın parası. Alım gücü çok düşük. İnsanların kazancıyla market fiyatları arasında uçurum var. Bir soğan bir makarna alırsanız 50 TL. Ekonomi çok kötü, insanlar bu konuda hem dertli, hem tepkili" dedi.
"SOSYAL YARDIMLARDA BİLE TORPİL DÖNÜYOR"
Kabay konuşmasını şöyle sürdürdü:
İnsanlar sahipsizlikten de şikayetçi. İnsanlar sahipsiz. Belediyeler ya da o bölgenin milletvekilleri seçimden sonra o bölgeye bir daha uğramıyorlar. Ben 3 katlı evi olup, belediyeden, devletten yardım alan insanları görüyorum, evinde ekmeği olmayıp da yardım alamayan insanları görüyorum. Eğer eşiniz, dostunuz belli yerdeyse yardım alabiliyorsunuz. Sosyal yardımlarda bile torpil dönüyor ve benim bağımsız aday olmanın bir diğer nedeni de bu zaten. Ben hiçbir şekilde TBMM'de hiçbir Genel Başkanın baskısı olmadan halka hizmet etmek istiyorum. Bu sorunları ben de görüyorum, yaşıyorum zaten hissedemezseniz insanlara yardımcı olamazsınız.
"TURİZM SEZONUNU UZATACAĞIM"
Ben turizmle uğraşıyorum. Çeşme, Alaçatı Türkiye'nin en güzel yerlerinden ama ne yazık ki 70 - 80 güne sıkıştırılmış bir turizm sezonu var. Biz bu kadar günle yılı devirmeye çalışıyoruz. Maliyetleriniz değişmiyor, kiranızı yıllık ödüyorsunuz, stopajınızı yıllık ödüyorsunuz, çalışma arkadaşlarınız var, onların hayatını idame ettirebilmesi gerekiyor. Bodrum, Marmaris, Fethiye'de en az sezon 6 ay; 8 ay olanlar da var. Ben öncelikli olarak Turizm Bakanlığı, odalar ve acentelerle, turizmle ilgilenen STK'larla birleşip, Alaçatı'daki sezonu nasıl uzatabileceğimiz noktasında projeler geliştireceğim. Alaçatı'da deniz, güneşten ziyade termal su da var. Bu alanda da bir takım çalışmalar yapacağım.
"İZMİRLİLERİN TEMSİLCİSİ OLACAĞIM"
Benim birinci bölgede 14 ilçem var, ben gideceğim, ben gidemezsen danışmanın gidecek. Vatandaşlarımızın sorunlarını aylık olarak düzenli dinleyip, TBMM'ye taşıyacağım. Ben halkıma ulaşıp sorunlarını meclise taşıyacağım. TBMM'de İzmirlilerin temsilcisi olacağım.
"ÇEŞME'YE VE HALKA YARAYACAK PROJELERE DESTEK VERİRİM"
Çeşme Projesi'ne yönelik, turizm 12 aya çıkartılmalı. Rant oluşturulmadığı, bir takım yerler peşkeş çekilmediği sürece, halkın ve Çeşme'nin yararına olduğu sürece ben projelere evet derim. Ranta dönüştürülürse ne Çeşme'ye ne de halka yarar, ranta dönüştürmeden turizmin gelişmesine, 12 aya yayılmasına olanak sağlayacak projelere destek veririm.
"BAĞIMSIZLAR HÜR İRADESİYLE SİZLERE HİZMET İÇİN GELİYOR"
İzmirliler 14 Mayıs mesajım; Kutuplaşmış siyasetten kurtulmanın tek yolu bağımsızlık. Bizleri iyi araştırın. Bağımsız adaylar hür iradesiyle, kendi bütçesiyle sizlere hizmet için geliyor. Mutlaka sandığa gidin ve oylarınızı kullanın. Ülkemiz, geleceğimiz için sandığa gidin. İnsanlarımız biraz kızgın ama böyle düşünmeyelim, oylarımızı kullanalım.





