29 Mart seçimlerinden sonra hiçbirimiz Menemen’in bu kadar karışacağını öngöremezdik.

Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un “Üzerinde araştırma yaptırdığı” bir konuyla ilgili gözaltına alınıp tutuklanması beni şaşırttı. Konu yargıda olduğu için bu konuyla ilgili yorum yapmayacağım ama GÜNDEME BAKIŞ olarak Aksoy’un ve diğer bazı isimlerin ifadelerini yayınladık.

Aksoy’un tutuklanmasının hemen ardından mecliste çoğunluğu bulunduran CHP’nin adayının kimin olacağı merak konusu oldu. Herkes bu soruya kilitlenmişti. Konuyla ilgili hemen hemen her gün farklı detayları verdik. Gerçekten de fark yaratarak birçok noktayı okuyucularımıza ilettik. En önemlisi de muhabir arkadaşımız Halil İbrahim Güler kulisleri Menemen’e giderek yerinde kokladı. Güzel şeyler de çıkardı… Sizden aldığımız geri dönüşler de bizi ayrıca mutlu etti.

Aksoy İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınıncaya kadar ki 4 günlük süreçte CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, meclis grubuyla tabiri yerindeyse “adam adama” markaj yaptı!  Bunu yaparken de aklındaki ismi partililere fısıldadı: Deniz Karakurt!

Ancak Yücel’in önünde büyük bir engel vardı. Meclis grubu çoktan 3-4 parçaya bölünmüştü. Hem de yerel seçimlerden hemen sonra…Aksoy’un başkanlığında, daha 5 ay önceki encümen ve komisyon seçim sonuçlarına baktığınızda aslında her şey ortaya çıkıyordu. İYİ Parti de farklı oluşumlara destek veriyordu. (Aksoy’un yönetim tarzına bir eleştiri geliştiriyorlardı)

CHP grubundaki dağınıklık nedeniyle de partinin ağır isimleri Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, Oğuz Kaan Salıcı İzmir’e geldi. İzmir Milletvekili olmasına karşın parti içi konulara hiç mi hiç karışmayan Genel Sekreter Selin Sayek Böke bile konuya dahil oldu. CHP’de ilk hedef fire verilmesini engellemekti. Onun için hamleler yapıldı, herkesle görüşüldü. Gerçekten de sözlü temayüllerden Deniz Karakurt ismi çıktı. Özellikle eski belediye ve ilçe başkanları ağız birliği yapmışçasına Karakurt ismini dile getirdi!

Ben bu noktada grup içi bir seçim yapılmasını bekliyordum ama kimse bunu talep etmedi bile! Aslında ilk gariplik burada başladı.

Bu arada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükşehir Belediye meclis üyelerinden birinin (ismi bende kalsın) başkanvekili adayı olması gerektiğini ilgililere söyledi. Soyer, bunu sadece söylemekle kaldı topa girmedi. Dışarıdan izlemeyi tercih etti. Ekip arkadaşları da öyle yaptı!

CHP’de bunlar yaşanırken AK Parti çoktan yol almıştı. İçişleri Bakanlığı tarafından Aksoy’un görevden alınmasının hemen ardından partinin adayı Aydın Pehlivan olarak belli olmuştu!

AK Parti burada “karda yürü izini belli etme” düsturuyla hareket etti. Çok yakın isimler bile bu bilgiyi bilmelerine karşın birbirlerine bile söylemedi. Pehlivan ve İlçe Başkan Ahmet Can Çelik CHP’li ve CHP içerisindeki HDP’lilere ve İYİ Partili isimlere kanca taktı. Seçim öncesi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir Milletvekili Necip Nasır, İl Başkanı Kerem Ali Sürekli de yoğun görüşmeler gerçekleştirdi.

Yapılan bu görüşmeler netice verdi. AK Parti seçimi kılpayı kaçırdı. AK Parti seçimi kazansaydı, 2024 yerel seçimleri öncesi önemli bir başarı elde edecek, belki de burada yapılan uygulamalarla merkez ilçelerin kapısını çalma fırsatını yakalayacaktı.

AK Parti seçimi kazansaydı, süreci en başından beri tek başına yürüten CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, elbette büyük hüsran yaşayacak, yaptığı hamlelerin tamamı hanesine eksi olarak kaydedilecekti. Siyasette risk almak önemlidir ama Yücel bazı risklerin acı sonuçlar doğurabileceğini deneyimleyecekti az kalsın…

Genel Başkan Yardımcıları Salıcı ve Torun’un karizmaları epey bir çizilecekti ki direkten döndüler desek herhalde yanlış olmaz. 2 günlük kampın sonucunun beraberlikle bitmesi bile sıkıntılı bir durum!

Başkanvekili Karakurt’un Menemen gibi zemini kaygan bir ortamda siyaset yapması da başkanlık yapması da oldukça zor…Demek istediğim işi kolay değil. Çok fazla mesai harcaması, en önemlisi de herkesi kucaklaması gerekiyor. İlk mesajında da bunları söyledi aslında. Ekibini iyi kurmalı. Belediyeciliğin bir ekip işi olduğunu unutmamalı. Bu arada atlamadan geçmeyelim, millet ittifakından 3 fire oldu. İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, firenin kendilerinden olmadığından emin. CHP’li çok kişiyle konuştum. Şüphelendikleri, ‘Onlar AK Parti’ye oy vermiş olabilir” denilen isimler var elbet…

Bağımsız meclis üyesinin ise AK Parti’ye oy verdiği aşikar. CHP’den 3 firenin olduğunu düşünüyorum. AK Parti cephesinden yaptığım sondajda da bu sonuca ulaştım.

Zaten seçimden önce CHP yönetimi 3 fire olacağını öngörmüş, bunu engellemeye çalışmıştı. (CHP’de 10+2+3+1 endişesi haberimizi okuyunuz)

Oy pusulasından ismi çıkan CHP’li Ali Aydın’ın, “Kendime oy vermedim. Böyle bir şey partililiğime sığmaz” açıklamasını önemsedim.

Mememen’i bundan sonra çok daha yakından takip edeceğim. İzmir siyaseti 2009’da Çiğli’de yaşanan sürpriz seçimden sonra ilk kez böylesini görmüş oldu.