Yaşanan ekonomik sorunlardan çıkış yollarının da masaya yatırıldığı toplantıda, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yüksek Danışma Kurulu Üyesi Şükrü Ünlütürk ise moda ve hazır giyim sektörü hakkında değerlendirme yaptı. KOBİ'lerin stratejik hedefler belirleyip, fasonculuktan kurtulmaları gerektiğine işaret eden Ünlütürk, ihracatta her alanda katma değerin artırılmasından başka çarenin olmadığını söyledi. İŞGÜCÜ VE TASARIM SORUNU Ege Giyim Sanayicileri Derneği'nin de kurucuları arasında yer aldığı Moda Hazır Giyim Federasyonu'nun toplantısına İzmir'de ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren EGSD Yönetim Kurulu Başkanı Atınç Abay, 30 sektörel sivil toplum kuruluşunun üye olduğu federasyonun etkin çalışmalar yaptığını söyledi. Türkiye'de birçok sorun olduğunu ancak sektörün en büyük sorununun eğitimli işgücü eksikliği olduğuna dikkat çeken Abay, "Ne yazık ki bu sorun ülkemizde hemen hemen tüm sektörlerin sorunu. Şirketler ve kurumlar kendilerince bu soruna çözüm üretmekle birlikte, bu çok yetersiz kalıyor. Bu konuda ortak akılla stratejik bir yol haritası belirlenerek çözümler üretilmeli. Ayrıca tasarım konusu da sektörümüz açısından çok önemli. Firmalar sıkı bir işbirliği yaparak kendi tasarımlarını global pazara sunmalı ve katma değeri artırırken, ülkenin de adını bu şekilde dünyaya duyurmalıdır" dedi. AVRUPA ÜLKELERİNE İHRACAT ARTIRILACAK Hazır giyim ve moda sektörünün 450 milyar dolarlık dünya pazarından 16-17 milyar dolar pay alabildiğini ifade eden Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Öztürk ise 450 milyar dolarlık dünya pazarında, jeopolitik konumunun avantajlarına rağmen Türkiye'nin 17 milyar dolarlık bir seviyede kalmasının üzüntü verici olduğunu söyledi. Yeni pazar hedefinden ziyade ihracata yeni oyuncular katılması gerektiğinin altını çizen Öztürk, "Sektörde kümelenmenin sağladığı şehirlerde, yetkili kanaat önderlerine, federasyon, dernek gibi sivil toplum kuruluşlarına çok görev düşüyor. Avrupa önemli bir pazar. Avrupa'nın avantajlarımızdan kaynaklı tekstil ürünlerinin yüzde 20'sini Türkiye'den ithal etmesi gerekirken bu rakamın 11.7 seviyesinde. Dünyada yedinci olmamıza rağmen 450 milyar dolardan aldığımız pay yüzde 3.4 dolayında. Bu bizim ne kadar yol alabileceğimizin, çarpan etkisinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Burada sınır koymadan mevcut istihdamı eski üretim mantığıyla ikiye katladığımızda ihracatımız artacaktır" diye konuştu. İHRACATÇI FİRMA SEFERBERLİĞİ Batman, Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Van gibi özellikle Doğu ve Güneydoğu'da kümelenme sağlayıp bugün iç pazarda belli bir kapasiteye ulaşan firmaları, ihracatta da iyi bir aktör olması için çaba gösterdiklerini vurgulayan Öztürk, Türkiye'nin üretim, istihdam, ihracat üçgeninden vazgeçmemesi gerektiğini ifade etti. Yatırımda en önemli ve en ucuz sektörün hazırgiyim olduğunu iddia ettiklerini söyleyen Öztürk, "Eğer biz bu ülkede samimiyeti ve iletişimi doğru kurarsak, gerçek anlamdaki ihtiyaçlara odaklanan,söylediğini yapan bir ülke haline gelirsek kaynaklarımızla bugün yaşadıklarımızın çok daha üzerinde bir performans göstereceğimizi düşünüyorum. Hazırgiyimde azar azar biriktirdiğimiz ciddi bir 'know-how' var. Bu birikimi sağlayanların birçoğu birinci kuşaktır. Hazırgiyim, emek yoğun bir sektördür. Gönderdiğimiz ürünün her aşamasında bir emek var. Birçok yuvanın oluşmasında da bu sektörün önemli rolü var. Buna sahip çıkmamız lazım. Çünkü üretimden vazgeçtiğimizde Türkiye'nin toparlanma şansı mümkün olmayabilir. Bu sektörün ülke olarak kıymetini bilmemiz gerekiyor" dedi. YENİ FUAR İVME KAZANDIRACAK Neredeyse 15 yıldır hazır giyimde tedarikçi konumunda dünyada yedinci sırada yer alan Türkiye'nin, kendi coğrafyasında karma hazır giyim fuarının olmaması çok acı verici olduğuna dikkat çeken Öztürk, "Bu fuarı 10-13 Temmuz'da gerçekleştirmek istiyoruz. Sektörün bu konuda ciddi bir talebi, Türkiye'nin de böyle bir fuara ihtiyacı var. Bu fuar sektöre de ivme kazandıracak" diye konuştu.