Aydın'ın Nazilli ilçesinde yaşayan Hülya Doğan, gözün arka kısmında bulunan retinadaki sinir liflerinde oluşan hasar nedeniyle, sinir liflerinin oluşturduğu optik sinirdeki soluk bir görüntü oluşması ve optik sinirin beyne görüntüyü iletme işlevini kaybetmesi sonucu optik atrofi hastalığıyla dünyaya geldi. Yüzde 65 görme engelli Doğan, eğitimini Veteriner Hekim Ali Gültekin'in aldığı büyüteç ve annesi Hatice Gültekin'in yardımıyla sürdürdü. Çok sevdiği ilkokul öğretmeni sayesinde öğretmen olmaya karar veren Doğan, görme engeli nedeniyle öğretmenlik yapamayacağını söyleyenler olsa da pes etmedi.

Yanından ayırmadığı büyüteciyle ilkokulun ardından ortaokul ve lise eğitimini de tamamlayan Doğan, Ankara Gazi Üniversitesi Konaklama ve Seyahat Hizmetleri bölümünden mezun olup, 1998 yılında ilk görev yeri olan Manisa'ya atandı. Şu an Yunusemre ilçesi Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde yiyecek içecek hizmetleri öğretmeni olarak görev yapıyor.


'BÜYÜTEÇ SAYESİNDE HEM BENİM HEM KARDEŞİMİN HAYATI DEĞİŞTİ'

Büyütecin kendisiyle aynı hastalığı bulunan kardeşinin de hayatını değiştirdiğini belirten Doğan, "Doğuştan bir rahatsızlığım var. Aynı rahatsızlık kardeşimde de vardı. Babam bir gün İzmir'e gittiğinde bana ve kardeşime büyüteç getirdi. O büyüteç sayesinde hem ben hem kardeşim ortaokulu, liseyi ve üniversiteyi o büyüteç sayesinde bitirdik. Ben öğretmen, kardeşim memur oldu. Öğrencilerimin hayatlarına bir nebze de dokunarak, katkı sağlıyorsam ne mutlu bana" ifadelerini kullandı. Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İlkokul yıllarında uzağı göremediğim için arkadaşlarımızın aldığı notlardan çektirdiğimiz fotokopileri bize annem okurdu, biz de dinler sınavlara öyle hazırlanırdık. Annem çok büyük destek oldu. Babam da en büyük güzelliği bize büyüteç getirmekle yaptı. İkisi de benim kahramanım"


'KÜÇÜCÜK BÜYÜTECE TÜM DÜNYAMI SIĞDIRDIM'

Öğretmen olmak istediğini söylediği zaman engeli nedeniyle çevresindeki bazı kişilerin kendisine güvenmediğini kaydeden Doğan, "İlkokuldaki öğretmenim beni çok sever ben de onu çok severdim. Öğretmenlik mesleğini bana o sevdirdi. Öğretmen olmak istediğim zaman bana güvenmeyen çok kişi oldu. 'Sen öğretmen olamazsın, öğretmenlik yapamazsın' dediler. Ben inatla, hiç yılmadan o küçücük büyütece tüm dünyamı sığdırarak, mesleğimi elime almayı başardım. Gönlüm istiyor ki herkes başarsın, çünkü o kapasite her çocukta ve öğrencimde var. İnsanı yüceltmek için onlara destek olmalıyız. Çünkü her insan engellidir, her engellinin de sağlam insandan hiçbir farkı yoktur" dedi.


'BİRAZ UMUT, MUTLULUK VE GÜLÜMSE HER ŞEYİ TAMAMLAR'

Başarı için pes etmeden mücadele etmenin önemine değinen Doğan, öğrencileriyle diyaloğunun çok iyi olduğunu belirtip, "Öğrencilerim bana alıştı. Beni sarıp sarmalıyorlar. Öyle çok seviyorlar ki bir süre sonra öğrencilerin hem annesi hem ablası oluyorsunuz. Engel ister fiziksel ister psikolojik olsun istedikten sonra başaramayacak insan yoktur. 'Biraz umut, mutluluk ve gülümse her şeyi tamamlar' diye düşünüyorum" diye konuştu.(DHA)