BEDELLİ ASKERLİK BEKLENTİSİ OLANLAR VAR. SİZ BU KONUYA NASIL BAKIYORSUNUZ?
Ben bazı bilgileri paylaşayım, ondan sonra ne yapacağımıza karar verelim. Bakın, şu anda yoklamaya tabi olan, yani askerlik çağı gelmiş olanların sayısı 585 bin 210. Yoklama kaçağı olanlar 570 bin 422 kişi.

56 bin 947 kişi bakaya. 5 bin 772 kişi firarda. Askerliğini çeşitli nedenlerle ertelemiş olanlar 2 milyon 930 bin 279 kişi. Bunlar arasında öğrencilik nedeniyle erteleyenler yok. Öğrencilik nedeniyle askerliğini erteleyenler de 1 milyon 885 bin 438 kişi.

Silah altında bulunan er sayısı ise 360 bin 869. Gelecek yıl, yani 2019’da silah altına alınması planlanan 345 bin 933 kişi. Yani, 5 milyon 448 bin 858 kişinin askerlikle ilişkisi devam ediyor. Bu rakamı, gelecek yıl askere alınacak kişi sayısı olan 345 bin 933’e bölünce 15.7 çıkıyor. Yaklaşık 16 yıl.

Bunların yaşını dondursak bile 16 yıl boyunca askerlik bu vatandaşlarımızın önünde bir engel, sorun olarak devam edecek. Gerçek bu. Yıllık ihtiyaç belli, yuvarlak hesap 350 bin kişi. Ama birikmiş 5.5 milyon vatandaş var. Nasıl çözeceğiz?

RAKAMLAR ORTADA

BU DURUMDA BEDELLİ ASKERLİK GÜNDEME GELİR Mİ
Öyle bir şey demiyorum. Bir şekilde çözülmesi lazım. Tabii esas olan savunma gücümüzde bir zaafiyet yaşanmaması. Eldeki rakamlar böyle bir zaafiyetin olmadığını gösteriyor. Bu insanlar ne yapacak? Hayatını, geleceğini planlayacak. O bakımdan bunun siyasi istismar edilecek bir yanı yok, rakamlar ortada. Yani bir yandan operasyonlar yaparken, bir yandan terörle mücadele yaparken, bir yandan da askere alınmayı bekleyen binlerce insan var. Türkiye’nin gerçekleri budur. 5.5 milyon insanın sorununun farkındayız. Tüm hassasiyetler göz önüne alınarak sorunu nasıl çözeriz ileride değerlendirilir. Ama bugünkü gündemimiz değil.

Ayrıca, özellikle 15 Temmuz’dan sonra Silahlı Kuvvetler’de silah altında vatani hizmet gören askerlerden ziyade profesyonelliğe geçtik. Ve aldığımız önemli bir karar daha var. Operasyonlara, ön plana asla silah altındaki er-erbaşları göndermiyoruz. Arka planda lojistik destek veriyor

Cumhurbaşkanı öyle herkesi asıp kesemez

*CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Metin Temel’in apoletlerini sökeceğini söyledi... Sizin yorumunuz nedir?


- Apolet meselesi çok önemli bir mesele. Bir yandan “Ben cumhurbaşkanı olursam hâkimler ayağa kalkmasın” diyeceksin, sonra beğenmediğin durum olursa “Apoletlerini sökerim” diyeceksin, Hitler’e özeniyor. Buradan anlaşılan odur.

Hukuk devletinde herkes hukuka saygı göstermek mecburiyetinde. İster cumhurbaşkanı olun, isterseniz başka bir sorumluluk sahibi olun, peşinen öyle herkesi asıp kesemezsiniz.

15 Temmuz’u yapanlar oldu, mahkeme söküyor apoletleri, biz sökmüyoruz. Millete silah doğrultan, insanları acımasızca katledenlerin apoletlerini millet adına bağımsız Türk yargısı söküyor. Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla sökülmüyor. Belli ki hukuk devletiyle ilgili kafasında bir karışıklık var Sayın İnce’nin.

Metin Temel Paşa 15 Temmuz gecesi büyük bir kahramanlık yapmıştır, ben buna bizzat şahidim. Bu darbeye karşı çok büyük iş görmüştür. Kendisi bu darbenin bastırılmasının önemli aktörlerinden biridir, onu ifade etmekte yarar var. Afrin Operasyonu’nda da tartışılmaz bir başarısı var, Cerablus’ta da öyle, değerli bir komutandır. Değerli komutanlar kolay yetişmiyor. Onun için böyle sorumsuz beyanatlardan adayların kaçınmasında yarar görüyorum.

 Irak’ın kuzeyinde 11 üs bölgemiz var


ASKERİMİZ KANDİL’E ÖNEMLİ ÖLÇÜDE YAKLAŞTI. SON DURUM NEDİR?
Kuzey Irak’ta, Afrin’de, Fırat Kalkanı bölgesinde, yani Fırat’ın batısında 250 kilometrelik bir alanı terörden temizledik. Ama Fırat’ın doğusunda henüz sorunumuz devam ediyor. Irak-İran sınırına kadar devam ediyor. Yani orada 1000 kilometrelik bir sınır boyunda hâlâ sorunumuz var. Irak’ın kuzeyinde varlığımızı iki katına çıkardık. Tam olarak 11 tane üs bölgemiz oldu. Amacımız; o bölgede topraklarımıza sızmadan terörü bertaraf etmek ve sınır güvenliğimizi sağlamak. Esasında Hatay’dan başlayarak Iğdır’a kadar fiziki sınır güvenlik tedbirimizi de alıyoruz. Duvarlar örülüyor, elektronik takip mekanizması kuruluyor, aşağı yukarı yüzde 70 oranında tamamladık. Geriye kalan bir yüzde 30 var, Bundan amacımız, geçişleri kontrol altına almak, sadece resmi kapılarda bunu yapmak. Onun için bu tedbirleri alıyoruz, amacımız; içeriden ve dışarıdan gelecek tehditlere karşı ülkemizi vatandaşımızın can, mal emniyetini korumak, bölgenin kalkınmasının önündeki engeli kaldırmak.

Vatandaş ayarı çok iyi yapıyor

Muhalefetin Cumhurbaşkanı adaylarının parlamenter sisteme geri dönüş vaatlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizde tornistan olmaz, o kararı verdik. 16 Nisan’da verilen karar çok açık ve net. Parlamenter sistemden başkanlık sistemine gidiyoruz. Çift başlılığı ortadan kaldırıyoruz, yönetimde sadeleştirme yapıyoruz. Bazıları diyor ki; “Recep Tayyip Erdoğan tamam da, gerisi önemli değil”. Bu da bir tuzaktır, böyle bir şey yok. Yani, iktidara gelen hükümetin partisinin Meclis’te de güçlü olması lazım. Ama şunu söylemekte yarar var:

Yeni dönemde Meclis ve hükümet arasında uzlaşma kültürü çok daha etkin hale gelecek. Bu sistemin getirdiği en önemli şey; bir güçlü iktidar, sürekli istikrar hükümet bakımından. Meclis bakımından da yasamanın güçlenmesi, artı yürütmeyle yasamanın uzlaşma kültürünü geliştirme mecburiyeti olması.

Ancak vatandaş ayarı çok iyi yapıyor. Altın terazisi bile vatandaşın terazisini tutmuyor. Bu seçimde de inşallah istikrarın ve güvenin devamı yönünde vatandaşlarımız tercihini yapacaktır.

Görüyorum ki muhalefet partileri 16 Nisan’ı hâlâ zihinlerinde kabul etmemişler, içlerine sindirememişlerdir. Dolayısıyla bütün rakipler, parlamenter sisteme geçeceğiz diyorlar. Ey Muharrem İnce, dağlar gibi vaatler veriyorsun, parlamenter sisteme geçince nasıl yapacaksın?