İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nin (İESOB) düzenlediği Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında bu yılın ahisi 81 yaşındaki terzi Hacim Kulalı seçildi. İzmir'in en eski terzileri arasında gösterilen 67 yıllık terzi Hacim Kulalı, her sabah aynı heyecanla dükkanını açıp çalışmaya başlıyor.

Uşak Eşme'nin Takmak köyünde doğduktan sonra 1953'de İzmir'e taşınan Hacim Kulalı, terziliğe 14 yaşındayken başladı. En iyi ustaların yanında hiç para almadan çalışan Kulalı, çok sayıda ünlüye de elbise dikti. Eşini 15 yıl önce kanser nedeniyle kaybeden iki çocuk babası Kulalı, "İlk dükkanım Agora’daydı. Agora'da 25 yıl muhtarlık yaptım. 1999'da Güzelyalı'da dükkan aldım ve buraya taşındım. İzmir'in yaşayan en eski terzisi olabilirim" dedi. 1965 yılında İzmir'de ilk kez sahne alan Zeki Müren'e de kostüm diktiğini ifade eden Kulalı, sanat güneşiyle anısını şöyle anlattı:

"Zeki Müren'in İzmir'de sahnesi vardı. Çok büyük bir sanatçıydı. Tanıdık vasıtasıyla beni buldular. Sahne müdürü arkadaşımdı. İlk İzmir'e gelişiydi. Kemik rengi, şal yaka bir kostüm dikmiştim. İki kez görüştük. Ardından saz sanatçılarından en az 15'ine takım elbise dikmeye başladım. 10 yıl süresince bana geldiler. Sahne tarihinden 1 ay önce gelirlerdi, provalara başlardık. Zeki Müren'in tüm sahnelerini protokolle birlikte en ön sıradan izledim, eşimle beraber."

'DÜKKANIMDA TERAPİ OLUYORUM'

Terzilik mesleğinin eski cazibesini yitirdiğini dile getiren Hacim Kulalı, teknolojinin gelişmesiyle birlikte işlerin değiştiğini söyledi. Kulalı, "Ben terzilikten başka iş yapmadım. Mesleğimi sevdim. Çok aç da kaldım ama çok kazandığım günler de oldu. Güzel yaşadım. Ama yıllarımı verdiğim bu meslek çöp tenekesine atıldı. Biz her şeyi elde yapıyorduk. Teknoloji her şeyi aldı götürdü. Bir ceketi, bir kişi 1 hafta da zor dikerdi. Çok şık birini görüyorum ama yakası kavun kabuğu gibi geriye dönmüş. Biz kömürlü ütü kullanırdık. Gece yarılarına kadar çalışırdık. Bizim mesleğimiz çok zordu. Beş yıldızlı otellere 15 yıl aşçı gömleği diktim. Atölyem vardı. Şimdi tüm terziler, paça yapma yada daraltma işi yapıyor" diye konuştu. Geçmişte rekabet olduğunu anlatan Kulalı, 81 yaşında aldığı yılın ahilik ödülünün kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Mesleğinin ipuçlarını da paylaşan Kulalı şöyle devam etti:

"Bizim zamanımızda kol takmak en büyük marifetti. 20 sene de çalışsa kol takamayanlar vardı. En iyi marka elbise, elde yapılanla bir olmaz. Üzerinizdeki kıyafetle her yerde pişti olabilirsiniz. Ama elde dikilmiş elbise benzersizdir. Yaka yapmak büyük ustalıktır. Bizim zamanımızda pamukları elde işlerdik. Benim ceketim 30 yıllık çünkü her şeyi elde yapılmış. Sanatkar iyi bir kumaşı anlar. Çok ünlü terziler vardı. Benim 6-7 elemanım vardı. Eşme'de hala kalfalarım var. Gayet iyi para kazanıyorlar. Fransa'da yaşayan kalfam bile var. Onlar da bizim gibi tadilat işi yapıyor. Ayaklı makineler vardı o zaman. Şimdiki makineler olsaydı daha fazla para kazanırdım. 81 yaşındayım emekli olmayı hiç düşünmedim. Bir günüm de boş geçmedi. Hep çalışıyorum. Böyle de devam edecek. Dükkanımda terapi oluyorum. Çok para kazanmasam da kimseye muhtaç değilim."

MÜŞTERİLER SOHBETİNDEN DE MEMNUN

Kulalı'nın müşterilerinden Nevzat Kesikbıyık da şunları söyledi:

"Hacim Kulalı uzun yıllardan beri tanıdığım en iyi terzidir. 81 yaşında olmasına rağmen inanılmaz güzel şeyler yapıyor. Herkes dükkanından memnun ayrılır. Tüm pantolon, ceketlerin paça boylarını, her şeyi ona yaptırırım. Ben de eskiden moda işindeydim. Bir sürü terziyle diyaloğum vardır ama Hacim abi gibisini görmedim. Hemen kahvemi söyler, sohbetimizi yaparız. Öyle anıları var ki onu dinlemek benim için keyiftir."