Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Göç Komisyonu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Mültecilerle Dayanışma Derneği, Halkların Köprüsü Derneği, İzmir'de Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, Konak Kent Konseyi, Konak Mülteci Meclisi, İnsan Hakları Derneği ve İnsan Hakları Gündem Derneği, mültecilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, yerel yönetimlerin, mülteciler konusunda çalışma yapması için çağrıda bulunuldu. Şehir Plancıları Odası'nda düzenlenen toplantıda basın metnini okuyan Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, mültecilerin başta barınma olma üzere birçok yaşamsal sorunu aşmak için çabaladıklarını anlattı. Türkiye'de 'geçici koruma' statüsünde değerlendirilen Suriyeli mülteciler ve diğer ülkelerden gelen mülteciler ile ilgili olarak, merkezi idare dışında yerel yönetimlerin de sorumlulukların bulunduğunu aktaran Kocaer, "Zira yerel yönetimlerin hizmet sunumu sorumluluğu ve yetkisi en açık şekilde 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun Hemşehri Hukuku başlıklı 13. maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre sadece bir yerde yaşıyor olmak hemşehriliğin edinilmesi için yeterli olmakla beraber, belediye hizmetlerinden yararlanma koşulunu da yerine getirmektedir. Dolayısıyla mültecilerin yerel yönetimlerin hizmet sunumu kapsamı dışında tutulması mümkün değildir" dedi.

'HERKESE EŞİT HİZMET SUNULMALI'
Belediyelerin mülteciler konusundaki çalışmalarının yetersiz kaldığını ileri süren Şenyol, bazı yerel yönetimlerin varolan mevzuat çerçevesinde mülteciler hakkında çalışmalar yaptığını söyledi. Mültecilerle ilgili çalışmalar yapan belediyelerde, özel birimlerin ve irtibat bürolarının kurulduğunu, eğitim, sağlık, insani yardım, barınma ve kentte birlikte yaşama alanlarında çalışmalar yapıldığının görüldüğünü kaydeden Özlem Şenyol Kocaer, İzmir'deki yerel yönetimlerin de benzer çalışmalar yapabilmesinin önünde herhangi bir engel bulunmadığını ifade etti. Siyasilerin ve bürokratların dışlayıcı söylemlerden uzak durmasının son derece önemli olduğunu, fakat yerel seçimlerinin yaklaştığı bu süreçte, bazı belediye başkan adaylarının mültecilere yönelik ayrımcı ifadeler kullandığı aktaran Kocaer, şunları söyledi:
"Bu söylemlerin toplumda ayrışmayı ve mültecilere yönelik nefreti doğurabileceği ve bunun mültecileri hedef alan ırkçı tutum ve saldırılara neden olabileceği göz önünde tutulmalıdır. Bu nedenle bu tür ayrımcı söylemleri kınadığımızı ve kentte beraber yaşayan herkesi içeren bir dil kullanılmasının özellikle yerel yönetimler için önemli olduğunu vurgulamak isteriz. Bu bağlamda, sadece bir kentte beraber yaşamaktan ötürü eşit haklara sahip olan mültecilerin kentte 'misafir' olarak algılanmasından vazgeçilmeli, yerel yönetimler kentte yaşayan herkese hizmet verme sorumluluğu ile hareket etmelidir."