İstanbul'da dünyaya gelen Ebru Kaynar, 1990 yılında iş hayatına THY'de kabin memuru olarak başladı ve bir süre de "first class hostesliği" yaptı.

Evlenip İzmir'e yerleşen ve bir süre de yer hizmetlerinde görev yapan Kaynar, ilk bebeğini dünyaya getirmek için işinden ayrıldı. 

Kaynar, ikinci çocuğunu da büyütüp 40 yaşına gelince hayallerini gerçekleştirmek ve gastronomi-mutfak sanatları bölümünde lisans eğitimi almak için dershaneye yazılmak istedi.

Dershane müdürünün "Yaşınız diğer çocukların psikolojisini bozar" sözleriyle geri çevrilen Kaynar, 4 yıl sonra yeniden dershaneye gitmeyi ve sınavlara girmeyi denedi. 

Ebru Kaynar, İzmir Ekonomi Üniversitesinin (İEÜ) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'ne girmeyi ve ilk yıl gösterdiği üstün başarıyla tam burslu eğitim hakkı almayı başardı. 

Kaynar, 50 yaşında da "yüksek şeref listesinde" yer alarak okul birincisi unvanıyla kep fırlatmanın gururunu yaşadı. 

Abla diyen de oldu anne diyen de...
Ebru Kaynar, AA muhabirine, küçük yaşlardan beri mutfak merakının bulunduğunu, çocuklarını büyütmek için evde kaldığı süre içinde yakın çevresine dünya mutfaklarından örneklerin sunulduğu catering hizmeti verdiğini söyledi.

Çevresinin önerisi ve desteğiyle gastronomi konusunda profesyonel eğitim almak için girişimde bulunduğunu ifade eden Kaynar, şunları anlattı:

"Çok uzun süre eğitime ara vermiştim. Eski bilgilerimle üniversite sınavına girmek istemedim. Artık hiçbir başarısızlığa tahammülüm yoktu. Üniversiteye gitmeyi o kadar uzun süre beklemiştim ki... Türkiye'nin o dönem önde gelen dershanelerinden birine gittim. Müdür, yaşımdan dolayı öğrencilerin olumsuz etkileneceğini söyledi ve beni kabul etmedi. O travmayı atlatmam benim 3-4 yılımı aldı. 'Dershanede böyle bir tepkiyle karşılaşırsam üniversite hayatım ne olacak?' diye düşündüm ama yılmadım. Bir başka dershaneye gittim ve istediğim bölüme girmeyi başardım."

Kaynar, üniversite hayatının korktuğu gibi zor geçmediğini, aksine tüm öğrencilerin kendisine kucak açtığını ve "abla" ya da "anne" diye seslendiğini aktardı. 

Yaşından korkanlara mesajı var
Derslerine hep çok çalıştığını, bu nedenle de tam burslu eğitim almaya hak kazandığını ifade eden Kaynar, "Okuldan çıktıktan sonra bir ev hayatım da vardı. Çalışmaya devam etmek zorundaydım. Toplumda genelde yetişkinlerde algının, gençlere göre daha kapalı olduğu yönünde düşünce var. Ben buna katılmıyorum. Profesörlük yapan hocalarımızın okuduğu onca kitabı özümseyebildiğini düşünürsek bu yargının çok da anlamsız olduğunu görürsünüz. Ben çok güzel bir başarı yakaladım." diye konuştu.

Kaynar, eğitim sürecinde eşi ve kızlarının büyük desteğini gördüğünü, bu desteğin de başarısını arttırdığını vurguladı. 

"Yaş konusunda yetişkinlere bir mesajım var." diyen Kaynar, evine kapanan ve hayal kurmayı bırakanlara şu çağrıda bulundu:

"Yetişkinler hiçbir şekilde yaşı kendilerine dezavantaj olarak görmesinler. Algı açısından gençlerle yarışabiliriz. Sadece gençlerden daha farklı bir süreç sizi bekliyor. Çünkü daha fazla sorumluluk sahibiyiz. Asla vazgeçmesinler, ben 'bu yaştan sonra...' diye başlayan cümleler duymak istemiyorum. Son nefesinize kadar hayat devam ediyor. Aklınız, elleriniz, ayaklarınız çalıştığı sürece her şeyi başarabilirsiniz."

Ebru Kaynar, diplomasını aldıktan sonra akademisyenliğe ya da özel işletmeciliğe yönelebileceğini, her iki koşulda da gençlerle çalışmayı sürdüreceğini sözlerine ekledi. 

İzmir Ekonomi Üniversitesi Uygulamalı Yönetim Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Betül Öztürk ise Ebru Kaynar'ın mücadelesinden ve azminden çok etkilendiklerini söyledi.