Gaziemir ilçesinde yaşayan Deniz Kaplan (25), geçen 18 Ağustos Salı günü saat 23.30 sıralarında Karşıyaka'dan gelen yeğenleri İğde Sena Ortaç (15) ve Nisanur Altundağ (15) ile birlikte Sarnıç Mahallesi'ndeki lunaparka gitti. Kaplan ve yeğenleri, asansörlü kuleye bindi. Ancak asansör, kuleden inişe geçtiği sırada halatının kopması nedeniyle yere çakıldı. Kaplan ve 2 yeğeni yaralandı.

Kaplan'ın eşi Mustafa Kaplan'ın ihbarı üzerine olay yerine polis ve 112 Acil  ekipleri sevk edildi. Yaralılar, ilk müdahalenin ardından ambulansla Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralanan Kaplan ve Altundağ ile belinde kırık bulunan Ortaç, tedaviye alındı. 3 yaralı tedavilerinin ardından taburcu edildi. Sena Ortaç'ın 6 hafta boyunca hareketsiz şekilde yatacağı öğrenildi. Şikayet üzerine polis soruşturma başlattı.

'VERİLMİŞ SADAKAMIZ VARMIŞ'
Deniz Kaplan, yaşadıklarını DHA'ya anlattı. Kaplan, "Yeğenlerim o gün bana gelmişti. Onları gezdirmek için dışarı çıkardım. Lunaparka gitmek istediklerini söylediler. Korktukları için benim de onlarla binmemi istediler. Oyuncak yukarıya çıktıktan sonra büyük bir gürültüyle yere çakıldı. Çocukların biri kendini yere attı, diğeri ağlamaya başladı. Ben de çok korktum ama onlara yardımcı olmaya çalıştım. Eşim ve küçük kızım da oradaydı. Onlar da çok korktu" dedi.
Yaşanan olaya rağmen lunaparkın halen açık olduğunu belirten Kaplan, "Olayı çok ucuz atlattık. Çakılana kadar düştüğümüzü anlamamıştık. Çocuğum küçük olduğu için yatamıyorum. Tam olarak iyileşmesem de ayağa kalkmak durumundayım. Verilmiş sadakamız varmış. Sorumlular hakkında şikayetçiyiz" diye konuştu.

'OYUNCAK ESKİ GÖRÜNÜYORDU'
Deniz Kaplan'ın eşi Mustafa Kaplan (31) da olaydan psikolojik olarak etkilendiklerini söyledi. Kaplan, "Eşimi ve yeğenlerini oyuncağa bindirdikten sonra kızımı salıncakta sallamaya başladım. O sırada büyük bir gürültü duydum. Döndüğümde çığlıkları ve ağlamaları duydum. Hemen polisi ve ambulansı aradım. Bu kadar basit bir ihmalin olması aklıma gelmezdi. Aslında binmeden önce şüphelendim çünkü oyuncak çok eski görünüyordu. Allah'a şükür yine de hafif atlattık. Çocuğumuz da olaydan sonra saatlerce ağladı. Gereken mercilere başvurduk. Lunaparkın halen çalışıyor olması gururumuza dokunuyor. Oyuncak tamamen dolu da olabilirdi. Yetkililerden gerekeni yapmalarını rica ediyorum. Psikolojik olarak çöküntüdeyiz. Eşimi ve yeğenlerimi öyle görmek beni çok üzdü" dedi.



'İMALAT HATASI VAR, BİZ DE MAĞDURUZ'

İzmir'in Gaziemir ilçesinde, kule asansörün halatının kopmasıyla yere çakılması sonucu 3 kişinin yaralandığı lunaparkın işletmecisi Hakkı Yakut (48), ilk kez böyle bir olayla karşı karşıya kaldığını söyledi. Oyuncağı üreten firmaya dava açmaya hazırlandıklarını belirten Yakut, "Olay günü misafirlerimiz geldi ve oyuncağa binmek istediler. Üçüncü tur bindikleri sırada oyuncak, düştü. Onları görünce koşarak geldik ve halatın koptuğunu gördük. Hemen ambulans çağırdık. Çok şükür, çok önemli bir şey yokmuş. Aileyle sürekli irtibat halindeyim. Çok üzgünüz çünkü amacımız, insanları eğlendirmek. Tüm personel olarak üzgünüz. Halat koptuktan sonra sebebini araştırmaya başladık ve tamburlar olması gerekenden ufak olduğu için koptuğunu saptadık. Yani imalat hatası var. Zaten kiralık olan bu oyuncağı paketleyip göndereceğiz. Çünkü biz de mağduruz. 25 yıldır bu işi yapıyorum ve ilk kez böyle bir şey başıma geldi" dedi.


'ARIZAYI GİDERDİKTEN SONRA YENİDEN FAALİYETE SOKTUK, BU OLAY OLDU'

Oyuncakların bakımının periyodik olarak yapıldığının altını çizen Yakut, "Bünyemizde makine mühendisimiz, tekniker ve teknisyenlerimiz bulunuyor. Onlarla birlikte periyodik olarak oyuncakların bakımını aksatmadan yapıyoruz. Ancak bu başka bir olay. Yukarıda olduğundan ve görme şansımız olmadığı için halat koptu. Pandemiden 2 ay önce bu oyuncağı kiraladık. 1 ay bakımdan geçirdikten sonra halatını yeniledik. Koronavirüs sebebiyle 5 ay hiç çalışmadı. Bayramda açtık ancak elektrik panosunda sorun olduğu için çalıştırmadık. O arızayı giderdikten sonra oyuncağı yeniden faaliyete soktuk ve bu olay meydana geldi. Aile için çok üzgünüm ve onlar için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Buraya gelen birinin ayağı takılıp düşse vicdanen rahatsız olurum. Umarım tekrarı yaşanmaz" diye konuştu.

MAKİNE MÜHENDİSLERİ ODASI: TEHLİKELİ ARAÇLAR MENEDİLMELİ
İzmir'in Gaziemir ilçesinde, lunaparktaki oyuncağın halatının kopması sonucu 3 kişi yaralandığı kazayla ilgili olarak Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Melih Yalçın, lunaparkların kontrolsüz olduğunu öne sürerek, “Her sene lunaparklardan bir kaza haberi geliyor ve bu bizim canımızı çok sıkıyor.  Lunaparktaki araçlarda asansörlerin etiket sistemine benzer bir sistem kullanılmalı. Buradaki araçlar yıllık olarak yapılan periyodik kontrollerde etiketler verilerek onarılmalı. Tehlike söz konusuyla araçların kullanımdan menedilmesi gerekiyor. Bu kontroller yapılmadığında her şey işletmecinin inisiyatifine kalıyor. İşletmeci mahkeme salonunda kendini ispat etmeye çalışıyor, olan ise ölene, yaralanana oluyor" dedi.

'GÜVENLİ OLDUKLARINI SÖYLEMEK ZOR'
Lunaparktaki araçların ne kadarının güvenli olduğu sorusuna net bir yanıt vermenin zor olduğunu ifade eden Yalçın, "Bu araçların güvenli olduklarını söylememiz zor. İşletme sahipleri kendi çabalarıyla ne kadar güvenli tutmaya çalışıyorsa o kadar güvenlidir. Çünkü bu anlamda bir denetim sistemi yok. Bilindiği kadarıyla sadece belediyeler ruhsat veriyor. Kontrol yapılıp, yapılmadığını bilmiyoruz. Bu tür işletmelerin hangi dönemlerde kimler tarafından denetleneceğine dair bir düzenleme yok. Herkesin sorumlulukları belli olsun. Bu tür cihazların kimler tarafından üretileceği, kimler tarafından kontrol edileceği hepsi belli olsun. Herkes de gönül rahatlığıyla bu araçları kullansın" diye konuştu.

'MERDİVEN ALTI ÜRETİM DE YAPILIYOR’
Bu tür cihazların çok çeşitli tipleri olduğunu ifade eden Yalçın, "Kimisinde halat, kimisinde ray, kimisinde rulman var. Bu tür cihazların kontrolleri günlük, haftalık, aylık veya yıllık olur. Bunlar üretici firma tarafından belirtilir. Tabii bu gerçekten işi bilen firmalar tarafından belirtilir. Bir de merdiven altı üretimlerden söz etmek mümkün. Bizler mühendisler olarak insanların kullandığı, can ve mal kaybına sebep olabilecek olan alanlarda denetim sisteminin olup olmadığına bakarız. 'İşletmeciler kendi usta ve mühendisleriyle bunları kontrol ediyor' diye bir sistem olamaz. Dışarıdan bunları denetleyen bir sistem olmalı. Bu çok boşluklu bir piyasa ve bizi de tedirgin ediyor" dedi.