GTÜ'den yapılan açıklamada, Harita Mühendisliği Bölümü'nün, 28 Temmuz'da başlayan orman yangınının etkilediği alanların ve yangının en fazla etki gösterdiği ilçede meydana gelen değişimlerin tespiti amacıyla çalışma başlattığı belirtildi.

Harita Mühendisliği Uzaktan Algılama Anabilim Dalında görevli akademisyenler Prof. Dr. Taşkın Kavzoğlu, Prof. Dr. Umut Güneş Sefercik, Doç. Dr. İsmail Çölkesen, Dr. Arş. Gör. Hasan Tonbul ve Araştırma Görevlisi Muhammed Yusuf Öztürk'ten oluşan ekibin, optik uydu verilerine dayalı analizler yaptığı vurgulanan açıklamada, yangının etkilediği alanın, İleri Uzaktan Algılama Teknoloji Laboratuvarı'nda optik ve termal uydu görüntüleri kullanılarak haritalandırıldığı bildirildi.

Açıklamada, Türkiye'de meydana gelen yangınların konumlarının, Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından servis edilen MODIS ve NOAA uydularının son 7 günlük gözlemlerine ait aktif yangın verileri kullanılarak tespit edildiği kaydedildi.

2021 MANAVGAT YANGINI, ÜLKEMİZDEKİ EN BÜYÜK YANGIN FELAKETİ OLARAK KAYITLARA GEÇTİ

'2021 MANAVGAT YANGINI, ÜLKEMİZDEKİ EN BÜYÜK YANGIN FELAKETİ OLARAK KAYITLARA GEÇTİ' 

Yangının en fazla etkili olduğu alanlar arasında yer alan Manavgat, Marmaris, Bodrum, Köyceğiz ve Gündoğmuş ilçelerinde meydana gelen değişimlerin, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından servis edilen Sentinel-2 uydu görüntüleri üzerinden çeşitli görüntü işleme yöntemleri kullanılarak analiz edildiğine işaret edilen açıklamada, şu bilgiler paylaşıldı:

"Gerçekleştirilen analizlerde, yangından etkilenen alanlar yanma şiddeti derecelerine göre düşük, orta düşük, orta yüksek ve yüksek olarak sınıflandırılarak tematik yangın haritaları üretildi. Analizler sonucunda, Manavgat'ta 56 bin 663, Marmaris'te 12 bin 935, Bodrum'da 11 bin 898, Köyceğiz'de 1629 ve Gündoğmuş'ta 685 olmak üzere toplam 83 bin 810 hektarlık alanın yandığı tespit edildi.

Yangınlar neticesinde, düşük yanma şiddetine maruz kalan alanlar 22 bin 571, orta yanma şiddetine maruz kalan alanlar 47 bin 176 ve yüksek yanma şiddetine maruz kalan alanlar 14 bin 64 hektar olarak hesaplandı.

Günümüze dek ülkemizde yaşanan en büyük yangın, 2008 yılında Antalya ili Manavgat ilçesi Taşağıl bölgesinde çıkmış ve yaklaşık olarak 16 bin hektarlık alan yanmıştı. Bu veri göz önünde bulundurulduğunda, yaklaşık 57 bin hektarlık alanın yanmasına sebep olan 2021 Manavgat yangını, ülkemizde yaşanmış en büyük yangın felaketi olarak kayıtlara geçmiş durumda."

CEHENNEMİ YAŞADILAR

CEHENNEMİ YAŞADILAR! 

Antalya’nın Manavgat ilçesinde çıkan orman yangınları büyük tahribat yarattı. Geçtiği bölgeyi enkaza çeviren yangın, Manavgat’ın seralarına da zarar verdi. 1.5 milyon TL değerindeki serası yanan Serkan Güngör, ırmakta iki saate yakın dallara tutunarak hayatta kaldığını belirtti.

Serkan Güngör, “Irmakta ellerimizi yukarı kaldırarak dualar ettik. O sırada bir tek kızımı düşündüm. İnsan başka bir şey düşünmüyor. Nisan ayında kurduğum seradaki her bir ağacı evladım gibi büyüttüm” diye konuştu. Antalya’nın Manavgat ilçesinde 10 gün önce başlayan orman yangınının yaraları sarılmaya çalışılıyor.

Ulukapı Mahallesi Çaltılıbük mevkiinde 10 dönüm üzerine ocak ayında kurulan muz serası da bunlardan biri. Turizmci Serkan Güngör’ün 1.5 milyon TL’lik kredi ile kurduğu seradaki demirler çöktü, muz ağaçları tamamen yandı. Yangına seranın yanındaki Manavgat Irmağı’na girerek kurtulan Güngör, o gece cehennemi yaşadıklarını söyledi.

HER TARAF YANIYORDU

'HER TARAF YANIYORDU' 

Milliyet’e konuşan Güngör şunları anlattı: “29 Temmuz’da sabaha karşı 02.00 gibi arkadaşlarım ‘Tepeler yanıyor, yangın serana yaklaşıyor’ deyince seraya geldim. Sabah 05.00 gibi üst köydeki çoban ve kızının keçilerini yangından kaçırdıklarını gördüm. Biz de ‘Hayvanları kurtaralım arabaya binip gidelim’ diye uğraştık. Vakit kalmayınca sera ıslak olduğu için hayvanları seraya koydum. Sonra bir baktık ki seranın etrafındaki otlar tutuştu.

Karşımızdaki çiftlik, arka tarafımız her taraf yanıyor. Sert esen rüzgar nedeniyle yarım saat önce uzaktan görünen yangın dibimize kadar geldi. Orman yolundan kaçmaya çalıştık ama her tarafımızın ateşle kuşandığını gördük. Gideceğimiz hiçbir yer yoktu. İki çalışanımla birlikte baktık kurtuluş yok, kendimizi hemen ırmağa attık.”

Irmakta dallara alevlerin ulaştığını belirten Güngör, “Irmağın içi buz gibi, dışarıdan alevler geliyor. Dumandan zaten nefes alamadık. Tişörtümüzü çıkarıp suya batırdık ve yüzümüze tuttuk. Nehirde kalınca ellerimizi yukarı kaldırdık. ‘Allahım sen bizi kurtar’ diye gökyüzüne bağırıyoruz. O sırada bir tek kızımı düşündüm. (Burada ağlıyor)

Üç yaşındaki kızım. İnsan başka bir şey düşünmüyor. Şurada 1.5 milyonluk seram yandı. Koyunları kurtaralım diye geç kaldık. Biz o canları kurtaralım diye üzüldük. İçimden ‘1.5 saate bitecek Suda dur’ dedim. En çok oksijensiz kalmaktan korktum. Nefes alamıyorduk. Acayip duman, kapkara.

Tam bir saat 40 dakika sonra yangın bizim buradan geçti, çıktık. Bu süre içinde ağacın dallarına tutunarak hayatta kaldık” diye konuştu. Alevlerin ilerlemesiyle ırmaktan çıktıklarını ifade eden Güngör, “Seraya geldiğimde her şeyin yandığını gördüm. Öyle bir hızlı yanıyordu ki, yan taraftaki çiftlikteki hayvanların çığlıklarını duydum.

Çığlık ata ata yandılar. O sesleri unutamıyorum. Kıyamet, mahşer günü gibiydi. Arka arkaya patlamalar oldu. Sonra hayvanları seradan çıkardım. 10 dönümlük arazi üzerine kredi ile yapılmıştı. Eşyalarımız ile birlikte 1.5 milyon TL’ye mal olmuştu” ifadelerini kullandı.

Ocak ayında serayı kuran ve nisan ayında dikim yapan Güngör, şunları söyledi: “Şu anda bu serayı 1.5 milyon TL’ye tekrar yapamayız. Bunların (muz ağaçlarının) her birini evladımız gibi ellerimizle büyüttük. Önümüzdeki Mart ayında satacaktık. Komple her taraf yandı. Tesisat yıkıldı. İlk yaptığın iş olur ya farklıdır, üstüne titrersin.

Şimdi o kadar emek gitti. Her hafta gübreleme, ilaçlama, ama sonuç bu. Şu an seranın etrafı yangından dolayı açık olduğundan hiçbir şey bekleyemiyoruz. Dalların hepsi yandı ve tiftik oldu. Şu an burada yüzde 70 nem olması lazım. Nem kalmadı, toprağımın çamur olması lazım. Seranın etrafındaki bütün naylonlar yırtıldı. Bu sera senede 50-60 ton muz verirdi. 350 bin TL para gelecekti. Biz daha beş kuruş kazanamadan yaptığımız emekler bu hale geldi.”

2-3 GÜN SOĞUTMA YAPILACAK

2-3 GÜN SOĞUTMA YAPILACAK 

Öte yandan Antalya Manavgat'ta başlayan ve bölgeye yayılan yangında 10 gün geride kalırken dün Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'den müjde geldi. Pakdemirli, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Antalya Manavgat ve Gündoğmuş yangınları kontrol altına alındı. Soğutma çalışmaları devam ediyor. Günlerdir büyük bir özveri ile yangınlarla mücadele eden ormanın kahramanlarını yürekten kutluyorum" dedi.

Antalya'da 28 Temmuz günü başlayan orman yangınları, 10'uncu günde kontrol altına alındı. 28 Temmuz Çarşamba günü saat 11.30 sıralarında Manavgat'ta başlayan yangın Akseki, İbradı, Gündoğmuş ve Alanya sınırlarındaki mahallelerde de etkili oldu. Bölgede 8 uçak, 2 İHA, 19 helikopter, 1 insansız helikopter, 1832 araç ve 6 bin 511 personelle günde ortalama 1650 sortiyle havadan su atılan yangında, 5 ilçedeki 48 mahalle büyük zarar gördü.

1352'si ağır hasarlı olmak üzere 2 bin 164 bina zarar gördü. Yangından 770 vatandaş ve görevli etkilendi, 763'ü tedavi edildi, 7 kişinin tedavisi devam ediyor. 2'si ormancı 7 kişi öldü, 1 kişi yangın çıkartmaktan tutuklandı. Manavgat merkezli büyük yangın dün 15.30 sıralarında tamamen kontrol altına alındı. Ekipler, 220 saatte söndürülen yangınların ardından soğutma çalışmalarına başladı. Bölgedeki soğutma çalışmalarının 2-3 gün sürmesinin beklendiği kaydedildi.

Antalya'da Gülendağ, Kızıldağ, KaraisaKarabul arası, Karadere, Gölcük. Belbaşı, Karabucak Vadisi, Sinevi Vadisi, Katrancı Dağı, Eynif Ovası, Murtiçi. Güçliiköy. Güzelbağ-Alara arası ve Susuz'da süren orman yangınlarına ekipler cansiperane müdahaleyi sürdürüyor. Yangın, yerleşim yerlerinden uzakta ve sarp vadilerde sürerken alevlerin etkisini yitirdiği pek çok noktada soğutma çalışması yapılıyor.

Akseki Murtiçi ve Güçliiköy mahallelerinde de etkisini sürdüren yangın kontrol altına alındı. Ekipler, İbradı ilçesindeki Eynif Ovası ve Demirkapı tünelinin kuzey bölgesinde çıkan orman yangınlarını da kontrol altına almaya çalışıyor. Akseki Kaymakamı Volkan Hülür, "Akseki'deki orman yangınlarının büyük bölümü kontrol altına alındı" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, bölgedeki söndürme çalışmalarını koordine ediyor. Çavuşoğlu, Kurum ve Karaismailoğlu, yangından etkilenen köylerde halkı ziyaret ediyor, taleplerini dinliyor, yangına müdahale eden görevli ve gönüllülerin çalışmalarını yerinde inceliyor.

Bakan Çavuşoğlu, "Toplam 5 ilçemizde 59 mahallemiz yaklaşık 10 gündür süren yangınlardan etkilendi. Vatandaşlarımız yaralarını hızlıca sarıyoruz. Gerek yangın söndürme gerekse hasar tespit ve diğer destek hususlarında sahadaki kurumlarımız uyum içinde elbirliğiyle çalışıyor. Bakanlarımız da bizzat bu çalışmaları yürütüyor" diye konuştu.

AĞAÇ KÖKLERİ YANIYOR

AĞAÇ KÖKLERİ YANIYOR 

Orman ekiplerinin arazözleri ve itfaiye araçlarıyla önceki gece yangının kontrol altına alındığı Kızıldağ'da da soğutma çalışmaları devam ediyor. Yanan ormanlık alanlarda ise bazı noktalarda dumanlar tütüyor. Küle dönen ağaçların kökleri ve bazı devrilen ağaçlar ise içten içe yanmaya devam ediyor.

Ekiplerin sahada zorlu mücadele ile söndürüp soğuttuğu alanlar ise geride yaşam belirtisi olmayan simsiyah bir görüntü bıraktı. Yanan ağaçların gövdeleri kömüre dönerken, zemin de simsiyah külle kaplandı. Yetkililer, yangında küle dönen orman alanı miktarının 100 bin hektarın üzerinde olduğunu belirtti.

Bu arada Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, Bodrum'da orman yangını için denizden su almak amacıyla alçalan uçağın bulunduğu yere jet-ski ile gelen kişi hakkında soruşturma başlattı, öte yandan Muğla'da Milas-Yatağan kara yolunun sivil vatandaşlar tarafından kapatıldığı iddiasıyla ilgili de soruşturma başlatıldı.