Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı ve Karabağlar Meclis Üyesi Derya Pala kovid-19’u yenerek sağlığına kavuştu. Yaşadıklarını anlatan Pala semptomların sırt ağrısı olarak baş gösterdiğini ifade etti. Ardından tat ve koku alma yetisini kaybettiğini belirten Pala, “İlk olarak sırt ağrısıyla başladı. Şiddetli bir sırt ağrım oluştu ve bu ağrı beni gece boyunca uyutmadı. Yani uyutmayacak derecede çok sırt ağrısı yaşadım. Ateş ve öksürüğüm olmadı. Bunun üzerine hastaneye gittim. Kovid-19 testi yapıldı. Testimin sonucunun pozitif olduğunu öğrendim. Yaklaşık 2 hafta tedavi gördüm. 2 gün önce bitti. Bu süre içerinde tat ve koku alma duyumu tamamen kaybettim. Avucuma kolonya doldurdum. Kokladım fakat hiçbir şekilde kokusunu almadım. Yemeklerde de hiçbir tat almadım. Bu iki duyumu hastalık sürecinde tamamen kaybettim. Zor bir süreç geçirdim” dedi.

“EN ÇOK AİLEME BULAŞTIRMIŞ OLMAKTAN KORKTUM”

Annesinin kronik rahatsızlığı olduğunu söyleyen Derya Pala hastalığı ailesine bulaştırmış olmaktan çok korktuğunu söyledi. AK Partili Pala ailesinin test sonuçlarını beklerken zamanın geçmek bilmediğini vurgulayarak, “Test sonucumun pozitif olduğunu öğrendiğimde korktum. Ben kendimden daha çok annem için korktum. Annem  yaş altında ama kronik rahatsızlığı var. Benim sonucum pozitif çıktıktan sonra aileme de test yapıldı. Çok şükür ki onların sonucu negatif çıktı. Test sonucunun çıkması ortalama iki saat sürüyor. Ailemin sonucunu beklediğim zaman benim için geçmek bilmedi. Onlara bulaştırdıysam diye çok endişelendim. Süreç benim için çok daha zor geçerdi. Onlara bulaşmaması büyük bir mucizeydi” dedi.

“HEMEN AİLEMDEN AYRI EVE GEÇTİM”

Doktoruyla sürekli irtibat halinde olduğunu söyleyen AK Partili Pala, “Testimin pozitif çıkmasının ardından hemen ailemden ayrı, tek başıma kalabileceğim bir eve geçtim. Doktorumla her gün görüşme gerçekleştirdim. Sürekli irtibat halindeydik. Durumumda bir ağırlaşma, nefes alamama sorunlarım olsaydı hastanede yatacaktım. Bunlar olmadığı için süreci evde tek başıma geçirdim. Ne kadar evde kalıp, virüsle mücadele edersem o kadar iyi atlatacağımı biliyordum. Doktorum, ‘Vücudundaki virüsle savaşacaksın. Bunun artma ihtimali de var’ demişti. Durumunuz ağırlaşırsa hastaneye yatmanız gerekiyor. Ağır değilse evde de, hastanede de aynı tedavi uygulanıyor.  Günlük ilaç tedavisi yapılıyor. Tabi süreçte nefes darlığı yaşarsanız, mutlaka hastanede olmanız gerekiyor. Ben 14 gün ayrı evde kaldım, negatife dönünce daha yeni ailemin yanına geldim” dedi.

“BESLENMEME ÇOK DİKKAT ETTİM. 3 ÖĞÜN FARKLI YEMEK YEDİM”

Virüsle savaşırken vücut direncinin güçlü olması gerektiğini ifade eden Ak Partili Pala, “Bir virüsle savaşıyorsunuz. Bu süreçte vücut direnciniz yüksek olması, düşmemesi lazım. Bu sebeple de beslenmeye de çok dikkat edilmesi gerekiyor. Ben özellikle C Vitaminini çok tükettim. Günlük yaşantımda soğan, sarımsak pek yemem, bu süreçte soğan ve sarımsağı çok tükettim. Yemeklerin ve salataların içine muhakkak soğan, sarımsak koyduk. Buna vücudumun ihtiyacı vardı. Güzel beslendiğimi düşünüyorum. Bu yüzden de vücudum direncini korudu. Süreçte beslenmeye dikkat etmek önemli. Ailem 3 öğün farklı yemekler yapıp, getirdi. Tat ve koku alamadığım için normalde yiyemediğim sarımsağı ısırarak yedim” dedi.

 “PLAZMA BAĞIŞÇISI OLMAK İSTİYORUM”

Diğer hastalara umut olmak istediğini bu sebeple plazma bağışında bulunacağını ifade eden genç siyasetçi, “Plazma bağışçısı olmak istiyorum. Çünkü insanlara umut olmamız gerekiyor. Bir çok korona virüs hastası bizim gibi ayakta atlatamıyor bunu. 2 gün önce negatif çıkmama rağmen hala baş ağrılarım var. Henüz ciğerlerimizden atmış değiliz. Test sonucumuz negatif çıksa bile bu virüsü ciğerlerimizden atmamız 15-20 gün içinde gerçekleşiyormuş. Bu süreci atlatmam gerekiyor. Bu sürenin ardından plazma bağışçısı olacağım” dedi.

 “22 GÜN EVDEN ÇIKMADIM! NASIL BULAŞTI BİLMİYORUM”

Virüsün kendisine bir yüzeyden bulaştığını düşünen Pala, “Ben Türkiye’de 11 Mart tarihinde ilk resmi olarak vaka açıkladığından itibaren çok dikkat ettim. Testimden önceki 22 gün boyunca da evden hiç dışarıya çıkmadım. Bana tam olarak nereden bulaştığını bilemiyorum. Sadece Ramazan’dan önceki son Cuma günü, yasak gelmeden önce çıktım. Maskem vardı fakat eldivenim yoktu. Sanıyorum taşıyıcı birinin değdiği bir yüzeye değdim. Ardından da elimi ağzıma ya da gözüme sürdüm. Çünkü hiç kimse ile temas etmedim. Bu virüs cansız cisimlerin üzerinde karton kutu, metal gibi cisimlerde 3-4 gün kalıp, etkisini sürdürebiliyormuş. Doktorumla birlikte bulaş alternatiflerini değerlendirdik. Bir yüzeyden bulaştığını kanaatindeyiz. Virüsü tanımıyoruz, görmüyoruz. Doktorum da ‘Biz hastalarla birlikte bu virüsü tanıyoruz. Sizin anlattıklarınızla virüs hakkında yeni bilgiler ediniyoruz’ diyor. Bu virüs herkeste farklı semptomlar veriyor” dedi.

 “CİDDİYETİNİ KAVRAMALIYIZ”

Olayın ciddiyetinin farkına varılması gerektiğini belirten Derya Pala, “Bizler olayın ciddiyetinin farkında değiliz. Ben de bu başıma gelene kadar ne kadar ciddi bir hastalık olduğunun farkında değildim. Çok dikkat edilmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Görmediğimiz bir şeyle savaşıyoruz. Tabiri caizse düşmanı görmüyoruz. Bu çok tehlikeli bir süreç. Kimsenin bunu yaşamasını istemem. Kesinlikle insanların mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmamasını, çıkmak zorundalar ise maske ve eldiven kullanmalarını tavsiye ediyorum. Sık sık ellerini yıkasınlar. Sosyal mesafeye çok dikkat etsinler. Hastalık kendi başımıza ya da bir yakınımızın başına geldiğinde çok daha fazla anlayıp, hissedebiliyoruz. Başımıza gelmeden ya da bir yakınımızın başına gelmeden olayın ciddiyetini kavrayamayabiliyoruz. Ben bunu yaşayınca benim yakın çevrem, akrabalarım, dostlarım ve teşkilatımız daha çok bilinçlendi. Şu an beni 3 kişinin olduğu yerde 4’üncü olarak göremezsiniz. Çünkü bu süreci yaşadım. Ben geceleri uyuyamadım. İnanın çok zor bir süreç” dedi.