İEÜ Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde görev yapan Tuğçe Nur Doğan, 1 yılı aşkın süredir devam eden Covid-19 sürecinde birçok kişinin aşırı kaygı ve depresyonla mücadele ettiğine dikkat çekerek, bu durumun aileye zarar vermeden çözülmesi gerektiğini aktardı. Doğan, "Karantina sürecinin herkes için zorlayıcı etkileri olabilir. Bu durum çok doğal.  Ancak tam kapanma döneminde, evdeki zamanı nispeten daha rahat ve keyifli geçirmemiz de mümkün. Kapalı kalma psikolojisiyle çiftlerden biri, kendi bireysel alanına daha çok ihtiyaç duyarak sosyalleşmeden, iletişimden kaçınabilir. Diğeri ise, tam tersi davranarak daha yoğun iletişime, paylaşıma ihtiyaç duyabilir. Doğrusu, yanlışı olmayan bir konu bu. O yüzden çiftler, ihtiyaçlarını açıkça belirtmeli, birbirlerinin taleplerine saygılı olmalı. Örneğin, herkes aynı anda uyanmak ya da yemek zorunda değil. Ancak çiftler, 'Ben çok istemesem bile, eşim buna ihtiyaç duyduğu için bir öğünümü onunla yemeyi deneyebilirim' düşüncesiyle hareket edebilmeli" dedi.

Kişilerin, her gününü inanılmaz verimli, anlamlı geçirmek zorunda olmadığını aktaran Doğan, "O gün için kitap okumak ya da yeni bir şey öğrenmek içimizden gelmiyorsa, kendimizi çok fazla zorlamamalıyız. Böyle bir durumda, 'Ben hayattan geri kalıyorum' kaygısı yaşanmamalı. Elbette bu durum sürekli br hal alırsa, o zaman bir sorun var demektir ve böyle bir evrede mutlaka çözüme ihtiyaç duyulur. Uyanma, iş ve yemek saatleri gibi konularda bedenin alıştığı düzeni sürdürmek; aşırı yorgunluk, halsizlik, uykusuzluk gibi zorlukların önüne geçebilir. Bu nedenle alışılan rutine mümkün olduğunca devam edilmeli. Örneğin, her gün spor yapan bir kişi, ev içinde de kendisine hareket aktivitesi oluşturmalı. Bedenin alışkın olduğu düzene devam etmek, ruhsal olarak koruyucu bir faktördür" diye konuştu.

Karantina sürecinin en gerekli unsurlarından birinin 'paylaşımda bulunmak' olduğunu belirten Doğan, "Çocuk sahibi çiftler, bu konuda daha fazla alternatife sahip. Çocuğu da dahil ederek hep birlikte oyun oynamak, ortak zevke hitap eden aktivitelerde bulunmak, aile içindeki ilişkiyi güçlendirir. Hamur işi ya da boya yapmak, evdeki fazla eşyaları ayrıştırmak, oyuncakların artık oynanmayanlarını birlikte ayırmak gibi aktiviteler faydalı olacaktır. Hayatın koşturmacası içinde en yakın arkadaşlardan, dostlardan uzak kalındığı da düşünülerek, günün bir kısmını onlarla iletişim kurmaya ayırmak da psikolojiye iyi gelecektir. Tam kapanma sürecini bu açıdan fırsata çevirebiliriz" dedi.