GÜNDEME BAKIŞ - Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) emsal artışı konusunda bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

BİLİM VE TEKNİKTEN UZAK GERÇEKÇİ DEĞİL!

Emsal artışını değerlendiren TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, “Bunun teknik karşılığı, artırdığınız kadar da nüfus artışı demektir. Artırdığınız nüfus o kadar orada bir planlamaya, altyapıya ihtiyaç var. Bunları yapmadan söylenen her söz bilimden, teknikten, akıldan uzak politikaların ifadesidir. Gerçekleşemeyecek sözler vermek demektir. Bütün seçilmişler her türlü kararı alabilirler, istedikleri projeleri yapabilirler ancak akıldan, bilimden, teknikten uzak alınan tüm kararlar gerçekçi değildir. Meclis’te oylamayla bir karar alınmış olması o kararın demokratik ve akılcı olduğunu göstermez. Bilim ve teknik üzerinden değerlendirilmiş, onun sonrasında tarafları tarafından kendi içindeki çelişkilerin çözülmesi demokratiktir. Bilimden, teknikten uzak, altyapısı olmayan ve sonra yeni yeni birçok soruna neden olacak bu tür kararların tekrar gözden geçirilmesi, akılcı bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.

‘SOSYAL DEVLET’ ÇIKIŞI

Sosyal devlet vurgusu yaparak emsal artışı kararına yönelik eleştirileri sıralayan Akdemir, “Sosyal devlet Bayraklı’nın tepelerine 8 bin konut yapılırken var. Ama Bayraklı merkezine gelince müteahhit var. Bayraklı’nın tepelerine 8 bin konut yapılana kadar Bayraklı merkezdeki depremzedelerin evleri çok uygun fiyata sosyal devlet anlayışıyla yapılabilirdi” dedi.

‘ODALARIMIZIN YANINDAYIZ’

Şehir Plancıları Odası ile ilgili ‘dava açacaklar’ söylemleri ve bunun üzerinden hedef gösterilmesine ilişkin konuşan Akdemir, “İçimizdeki her odaya karşı yapılan saldırı TMMOB’a yapılmıştır. TMMOB İzmir İKK olarak her türlü saldırıya karşı odalarımızın yanındayız” dedi.

SONUÇLARI NELER OLUR?

‘Yüzde 30 emsal artışı ve tüm kente yayılmak istenmesi ne anlama geliyor, sonuçları neler olur?’ sorusuna yanıt veren İzmir Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutluer, “Gelişen süreçte birtakım yanlış kararlar alındı, burada depremzedelerin kaybettikleri evlere sahip olmasının koşulu olarak müteahhitlerin oraya girmesi ve vatandaştan olabildiğince az para alması hedeflendi.  Bu doğal olarak müteahhitlerin karının artırılmasını gerektiriyor. İlk olarak 1 Mart 2021’de İBB bir plan notu değişikliği kararı aldı. Bu plan notuyla mevcut imar planlarına ek ilave imar hakları kabul edildi. Zaten belli bir oranda bir imar artışı kabul edildi, öte yandan müteahhit eliyle bina bazında yapılan dönüşümlerde yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki dairler küçültülerek müteahhitlerin eline verilen daireler artış ortaya çıkıyor. Bu artış yaklaşık yüzde 25 oranında. Buna ek olarak sağlanan yüzde 20 ve yüzde 30 emsal artışları toplamında, mevcut nüfusa ek yüzde 50-60 artış olduğunu söylemek mümkün. Bunun somut sonuçları nedir; o bölgede otopark sorunun yüzde 60 daha görünür hale gelmesi, altyapının yüzde 60 daha yetersiz hale gelmesi, trafik sorunun bu oranda artacağı demektir” diye konuştu.

İPTAL EDİLECEK BİR DURUM

Emsal artışı kararın İBB’nin kendi kararına da aykırı olduğunu belirten Mutluer, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi kararlarına da aykırı. 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı göre kent merkezinde mevcut yerleşim alanlarında nüfus yoğunluğunu arttırıcı plan değişikliği, plan revizyonu yapılamaz. Bu kentin anayasasında olan bu karar da aykırı. Kurumsal açıdan da bir tutarsızlık söz konusu. Herhangi bir yargı sürecine gidildiğinde iptal olacak bir husus. Kendileri de mevzuata, planlama ilklerine, hukuka aykırı olduğunu biliyorlar. Bit tutarsızlık söz konusu” dedi.

DAVA AÇACAĞIZ!

‘Emsal artışına yönelik dava açacak mısınız, açmayacak mısınız?’ sorusunu yanıtlayan İKK Sekreteri Akdemir ise, “Bu konuda raporumuzu hazırlıyoruz. Biz bilim ve teknik üzerinden sözlerimi söylüyoruz. Elimizdeki tek argüman da hukuk devleti. Bir planlama tekniğine aykırılık varsa, kentin planlama sürecinde yoğunluk artırmama sözüne rağmen bir karar alınıyorsa, bu kararın kimin aldığıyla ilgilenmeyiz. Bu kararın faydasının depremzedelere olmadığını da biliyoruz. Hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapacağız. Gerekirse dava da açarız, gerekirse eylem de yaparız. Bizim Folkart’larla ilgili açtığımız dava sürüyor, oraları gökdelen olması diye dava açtık, gökdelenlerde herkes oturuyor, davalarımız hala sürüyor. Dolayısıyla yanlış bir karar varsa buna da dava açacağız” ifadelerini kullandı.