İzmir'de evli ve iki çocuk babası, müteahhit Utku Can Bahçıvan çocukluğundan gelen tırnak eti yeme alışkanlığından tespih çekerek kurtuldu. Üniversite öğrencisiyken bir yakınının tavsiyesi üzerine kendisine hediye ettiği kırmızı tespihi çekmeye başlayan Bahçıvan, sayıları giderek artan tespihleri bir koleksiyona dönüştürdü. Maddi değeri 8 ile 10 bin TL'ye kadar yükselen özel yapım tespihlerine gözü gibi bakan Bahçıvan, koleksiyonunu iş yerinde yaptırdığı camlı vitrinin içinde sergiliyor. 

Her gün giydiği kıyafete uyumlu tespihini yanında taşıyan Utku Can Bahçıvan, "11 yıl önce üniversiteye giderken tırnak etlerini yerdim. Sevdiğim bir abimizin bir sözü üzerine tespih koleksiyonuna başladım. Tırnak etimi çok yediğim için bana bir tespih hediye etmişti. 'Bunu çektiğin zaman bu alışkanlıktan kurtulursun' dedi ve bana kırmızı bir tespih verdi. Zamanla hoşuma gitti. Ustalara özel tespihler yaptırmaya başladım" dedi.

Evinde ve iş yerinde 80'den fazla tespihi bulunduğunu anlatan Bahçıvan, hepsinin kendisi için kıymetli olduğunu belirtip, şöyle konuştu:

"Beni tanıyanlar, çoğunlukla hediye olarak tespih getirir. Ben de sevdiklerime tespih armağan veririm. Kıyafetime uygun olanları alıp, yanımda taşıyorum. Beyaz giyersem beyazı alırım, takılarıma, telefonuma uygun olanları seçer gündelik hayatta da kullanırım. Pandemi sürecinde kuka doğal dezenfektan olduğu için buna yöneldim. Kuka tespihi Osmanlı döneminden bugüne kadar hammaddesi antibakteriyel özellik taşıdığı için dezenfektan şeklinde kullanılıyor. Elimizdeki kötü bakterilerden arındırır ve mikropların ölmesini sağlar."

KOLEKSİYONU DOSTLUKLAR KAZANDIRDI

Koleksiyonunda en özel olanının ilki olduğunu dile getiren Utku Can Bahçıvan, onu kaybetme korkusuyla yanına dahi almadığını ve hep camlı vitrinin içinde sakladığını söyledi. Her birinin manevi değeri olduğunu ifade eden Bahçıvan, şunları anlattı:

"Hepsinin benim için değeri çok fazla. Maddi değeri de 8 ile 10 bin lira arasında değişen tespihlerim var. Kötü alışkanlığım yok. Bu yüzden tespihe harcadığım para bana koymuyor. Bununla deşarj oluyorum. Baltık, damla, kehribar tespihlerim var. Tek tek el işçiliğiyle işlenmiş olanlar var, mavi yeşil dominik diye adlandırılan kehribarlar var. İnci ve Oltu taşı olanlar var. Hemen hemen her yöreden topladım, güzel ve zengin bir koleksiyonum oldu. Ustalar buraya gelip koleksiyonuma bakıyor. Tespihleri çıkarıp sohbetler ediyoruz. Bu sayede güzel dostluklar da geliştirdim."