Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ – (Özel Haber) İzmir’de yaşayan Müjde (26) – Veysi (33) Çarman çifti bebeklerini 21 Mayıs 2021’de İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kucağına aldı. Mithatcan isimleri verdikleri bebekleri 29 haftalıkken 1 kilo 170 gram olarak dünyaya geldi. Prematüre doğan Mithatcan bebeğin anne ve babasının sevinci, bebeklerinin 500 çocukta 1 görülen halk arasında kafa büyüme hastalığı olarak bilinen hidrosefali olduğunu öğrenmeleriyle yarıda kaldı.

YANLIŞ TEDAVİ UYGULANDI İDDİASI

Zorlu bir süreç yaşayan genç çift, bebeklerine Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yanlış tedavi uygulandığını bunun sonucunda da kafatası kemiklerinin birbirine geçtiğine ve şekil bozukluğu oluştuğunu savundu.  Baba Çarman, “Eşim Tepecik Hastanesi’nde doğum yaptı, Tepecik’te küvez olmadığı için bizi Tınaztepe Hastanesi’ne aldılar. Ardından beynin 3 yerinde kanama başladığını söylediler. Kanama durdu ama durduktan sonra oradaki damarları tıkamış. Bu da kafa büyüme hastalığına yani hidrosefaliye neden olmuş. Tınaztepe Hastanesi tedavisi için bize 19 bin 500 lira fatura çıkarttı. Ben de gücümün olmadığını, sigortalı, maaşlı çalışan bir insan olduğumu söyledim, bizi Tepecik Hastanesi’ne göndermelerini istedim. Sevk ettiler ve Tepecik Hastanesi’nde çocuğa şant takıldı. Takıldıktan sonra bebeğimizi taburcu ettiler. Taburcu edildikten sonra bebeğin kafasının arkasında sıvı birikimi başladı. Tekrar götürdük, baktılar ve şantta bir sıkıntı olmadığını söylediler, bebeğin kafasını sargı beziyle sıkı sıkıya sardılar. Bu seferde kafası kıkırdak olduğu için kemikler birbirine geçmiş. Çocuğun kafası biçimsiz oldu ondan sonra” dedi.  

“BAĞIRSAKLARINA HORTUM DOLANMIŞ” 

Kabus dolu günler yaşadıklarını anlatan Baba Çarman, “Bunların ardından biz tabi sürekli hastaneye gidip geliyoruz, bebeğin kafasının arka tarafı büyümeye devam ediyor. Bize bir daha ameliyat gerektiğini söylediler. Bebeğin kafasına hortum takılarak, boşaltma yapacaklarını anlattılar. Şantın içinden bir sıvı aldılar ve enfekte var dediler. Bu 1 ayı kapsayan sürede biz sürekli Tepecik’in aciline gittik. Yukarıya çıkıyoruz, beyin cerrahiye ulaşamıyoruz. Bebeğimiz ameliyatı oldu, ameliyatın ardında da yer olmadığını söyleyerek bizi acile yatış yaptıracaklarını söylediler. Bu arada eşim araştırma yaptı, Enver Sandal diye bir doktor buldu. Özel bir hastanede, çocuğun ameliyat olacağı gece onunla görüştü. Doktor E-Nabız’dan kontrol ederek ‘Bebeğinizde yüzde 1 bile enfekte yok, sakın ameliyat ettirmeyin, yarın bana getirin’ dedi. Biz bebeği hastaneden çıkartarak ertesi gün Enver Bey’e götürdük. Orada bebeğin biraz daha gelişmesi için bekleyelim dediler. Sıvı biraz daha büyüdüğü zaman ameliyat yapılacağını söyledi, bir müddet bekledik ve ameliyatı gerçekleşti. Çocuğumuzda şantla ilgili bir problem kalmadı. Biz Enver Hoca’nın yaptığı ameliyat sonrası, ilk ameliyatında takılan şant esnasında hortumu takan doktorun hortumu fazla bırakmış olduğunu onun da bağırsaklara dolanmış ve tıkanma yapmış olduğunu öğrendik. Bağırsaklar temizlendi, dikildi” ifadelerini kullandı.  

“DAVA AÇACAĞIZ” 

Veysi Çarman, Tepecik Hastanesi’nde yaşadıklarını başka anne babaların yaşamaması için dava açacağını aktardı. Çarman, “Enver Hoca’nın yaptığı ameliyattan sonra şantta bir sorun yaşamadık, bebeğimizin gelişiminde de bir sıkıntı yok. Ama tüm bu yaşanan süreçten dolayı bebeğimizin kafası biçimsiz. Ben yaşadıklarımı başka babaların, annelerin, bebeklerin yaşamaması için Tepecik Hastanesi’ne ve sorumlulara dava açacağım” diye konuştu.  

ANNE ÇARMAN: “ÇOCUĞUMUN KAFASI ÜÇGEN ŞEKLİNE GELMİŞTİ” 

Anne Müjde Çarman, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 1 kilo 170 gram doğan Mithatcan bebeğin, Tınaztepe’ye sevk edildikten sonra 800 grama kadar düştüğünü belirterek, “Biz bu kilo kaybının nedenini sorduğumuzda bize ödemi indi dediler. Küveze girdikten sonra beynin 3 noktasında kanama olduğunu söylediler. Tedavi sürecinde bebeğimin kafası dehşet verici şekilde büyüdü. Alın kısmı yukarıya doğru uzadı. Şant takılması gerektiğini söylediler. Bizi oraya devlet hastanesi göndermesine rağmen 19 bini aşan ücret talep ettiler. Bunu yaptıracak durumumuz olmadığı için Tepecik’e sevkini istedik. Şant ameliyatı oldu, 15 gün sonra dikişleri aldırmak için tekrar hastaneye gittik. Şantın altına POS dedikleri beyin sıvısı birikmeye başladı. Biz her gün hastaneye gidiyorduk. Yatırmıyorlardı, sıvıyı almıyorlardı, bir tedavi uygulamıyorlardı. Sabah 9’da gidiyor, akşam 17:00’de hastaneden çıkıyordum ve sürekli doktor peşinde koşuyorum. Daha sonra şişen bölgeye baskı yapılmasını söyleyerek, normal sargı beziyle sıkabildiğiniz kadar sıkın diyerek o bandajla bebeğin kafasını sıktırdılar. Çocuğun kafasını açtığımızda üçgen şekline gelmişti. Kafatası kemikleri birbirine girmiş. Bunu görünce bize yatış verdiler, ‘Araştıracağız, neden böyle olduğunu bilmiyoruz’ demeye başladı stajyer doktorlar. Bizi acile yatırdılar. Enfekte olduğunu ve tekrar ameliyat edeceklerini söylediler. Bize imza attırarak evimize yolladılar. Doktorlara güvendik, ‘tamam’ dedik ama içim rahat etmedi. Ben zaten Enver Hoca’yı bulmuştum, konuşmuştum ama özel hastane, paramız olmadığı için oraya götürememiştim. Ben çocuğumu kaybedeceğim diye korku içindeyim, ağlıyorum. Aradım o gece hocayı, kan sonuçlarını söyledim, doktorların söylediğini ilettim, buna ilaveten kusması, ateşi, yemesinde içmesinde bir sorun olmadığını aktardım” dedi.  

“ÇOCUĞUMU KAYBEDEBİLİRDİM” 

Anne Müjde Çarman, bebeğe operasyon sırasında takılan hortumdan kaynaklı da bağırsaklarda dolanma ve tıkanıklık meydana geldiğini anlatarak, “Enver Hoca, kan sonuçlarını istedi, baktı ve ameliyat ettirmememizi, hemen hastaneden çıkartarak kendisine götürmemizi, çocukta enfekte olmadığını söyledi. Biz apar topar çıkarttık çocuğu, ertesi gün Enver Bey’e götürdük. Kilosu ilerleyene kadar biraz daha beklememizi, kafasını sıkmamamızı söyledi. Ameliyat günü gelince herkesten para toplayarak ameliyatını yaptırdık. O günden beri de çocuğumda bir sıkıntı olmadı ama Tepecik’te yanlış tedavi uygulanmasından dolayı kafatası kemikleri birbirine geçtiği için, bebeğimde kafatası şekli bozukluğu var. Bu yüzden de kask önerdiler ve ortalama bedeli 42 bin lira. Bunun sebebi Tepecik, kafasını o kadar sıkmasa, kafa yapısı bozulmadı. Bize o kadar çok yanlış tedavi uygulandı ki, ben Enver Bey’i aramasam orada ameliyat ettirsem ben çocuğumu kaybedebilirdim. Bunun yanı sıra kafasındaki sıvı birikimi için şant takılması esnasında uygulanan hortum gereğinden fazla uygulanarak çocuğumun bağırsaklarına kadar inmiş, bağırsaklara dolanmış ve tıkanmaya neden olmuş. Küçücük bebeğim bir de bundan dolayı operasyon geçirdi” açıklamasında bulundu.  

“BU DOKTOR İNSAN OLAMAZ” 

Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde doktorlara ulaşmakta ve iletişim kurmakta büyük sıkıntılar yaşadığını kaydeden anne, “Türkiye’deki devlet hastanelerinde vicdanı olmayan doktorlar yüzünden birçok hastanın bu şekilde mağduriyet yaşadığını anlamış oldum. Bu ameliyatı özel hastanede yaptırma imkanı olmayan insan var. Gözümün önüne onlar geldi, ben bu imkanı yaratabildim ama başkaları yaratamamış olabilirdi. Benim yerimde başka bir anne olup, o parayı bulamamış olabilirdi. Çocuğum sakat kalabilirdi. Benim doktorlarla olan yazışmalarım duruyor, o yazışmaları okuyan herkes bu doktor insan olamaz der. Küçücük bebek için ‘beni ilgilendirmez, ben nöbetçi değilim, nöbetçi kimse ona ulaşın’ dedi. Çocuk 7-8 saat aç ameliyat beklerken bana bunu söyledi” ifadelerini kullandı.