Antalya'da, 1997’de doğan Ayşenur G., 6 ve 10 yaşındayken Selahattin S. (30) tarafından istismara uğradı. Ayşenur G. bu istismardan yakasını kurtarabilmek için 2015’te Mustafa G. ile evlendi. Selahattin S. bu kez “Elimde video ve fotoğraflar var” diye tehdit ederek genç kadına 3-4 kez nitelikli cinsel istismarda bulundu. Ayşenur G., 5 Nisan 2017’de ilk önce eşi Mustafa G.’ye ardından babası Mustafa S. ve kardeşi Mehmet S.’ye yaşadıklarını anlattı. Üç gün sonra, 8 Nisan’da evinde intihar etti.

‘OĞLUMA İYİ BAK’ YAZDI

Ayşenur G., eşine bıraktığı veda notunda “Seni çok seviyorum. Seni severek ölüyorum. Bir tek bu bana gurur veriyor. Boynu bükük gezmeyeceksin. Bir ömür mutlu ve huzurlu olacaksın. Oğluma iyi bak, sev ve ilgi göster. Şunu hiçbir zaman unutma: Sana söylediğim her şey gerçek. Ben sana kızoğlankız geldim, namusumu koruyamadım. Çünkü içimde seni kaybetme korkusu vardı” diye yazdı.

Baba Mustafa S. ise ifadesinde “Kızım çocuk yaştayken Selahattin’in kendisine tacizde bulunduğunu, nişanlandıktan sonra 3-4 kez tecavüz ettiğini söyledi. Üç gün sonra kızımın intihar ettiğini öğrendim” dedi.

İntihardan sonra tutuklanan Selahattin S., Ayşenur G.’yi aramadığını, numarasını bile bilmediğini, amcasıyla aralarında tarla davasının bulunduğunu ve bu yüzden iftira atıldığını iddia etti. Yapılan incelemede, Selahattin S. ile Ayşenur G. arasında 2014-2017 yılları arasında 1612 mesaj ve arama kaydı bulunduğu anlaşıldı. Selahattin S.’nin, husumetli olduğu dönemde Ayşenur G.’yi yüzlerce kez aradığı belirlendi.

MAHKEME 14 YIL VERDİ

Alanya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 14 Aralık 2017’de biten davada, Selahattin S.’ye nitelikli cinsel istismar suçundan 14 yıl hapis cezası verildi. İtiraz üzerine dosya Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi’ne geldi. Daire, 24 Haziran 2019’da oyçokluğuyla verdiği kararda “olayın tek tanığı olan mağdurenin intihar etmesi sonucu dinlenemediği” belirtildi. Selahattin S.’nin “suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından” beraata karar verilmesi gerektiği kaydedildi. Selahattin S. aynı gün tahliye edildi. Bir üye hâkim karara şerh koyarak cezalandırılması gerektiğini şu gerekçelerle savundu: “Sanıkla ölen arasındaki telefon görüşmelerinin yoğunluğu, büyük çoğunluğunun sanığın öleni araması ve mesaj atması şeklinde olması, ölenin intihar notundan kısa süre önce hem eşi hem ailesine tecavüze uğradığını anlatması ve sonrasında intiharı, el yazısıyla yazdığı, eşine anlattığı her şeyin gerçek olduğuna dair notların bulunması...”

AVUKAT GEZGİNCİ: HUKUK KATLİAMI

Avukat Müge Gezginci, sanığın tahliye edilmesini hukuk katliamı diye niteleyerek, şöyle dedi:
“Bu kararlar nice kız çocuğunun istismarla karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır. Devlet kadınlarını ve çocuklarını koruyamıyor. Kanunlar ve uluslararası sözleşmelerin uygulanmaması; önleyici ve koruyucu tedbirlerin etkisiz kalmasına yol açıyor.”

‘BAŞKA DOSYA İLE İÇERİKLERE ERİŞİLEBİLİRDİ’

ESKİ Türk Ceza Hukuku Derneği Başkanı Avukat Fehmi Demir: Eğer önceden alınmış bir dinleme kararı yoksa geçmişe dönük olarak içerik tespiti mümkün değil. Eğer sanık, 2014-2017 yıllarında bir başka soruşturma kapsamında dinlenmişse bu dosyadan görüşme içeriklerine erişilebilir. Böyle bir dosyanın olup olmadığı araştırılmalıydı. Ayrıca sanığın kadını hangi saatlerde aradığı önemlidir. Örneğin kadının eşinin evde bulunmadığı bir saatte aramışsa bu dikkat çekicidir. Tanığın hayatta olması gerekmiyor.

‘BİLGİ VAR VERMEZLER’

EMEKLİ Savcı Osman Kaçmaz: Arama ve mesaj içeriklerine hiçbir şekilde ulaşılamıyor. Özellikle bir dinleme yapılamış ise elde edilebilir. Teknik olarak GSM şirketleri bu içerikleri depoluyor diye biliyorum. Fakat savcılık dahi istemiş olsa vermiyorlar. İsteseler çıkarabilirler ama bugüne kadar böyle bir uygulama hiç yaşanmadı. Çıkarırlarsa ağır tazminat öderler. (Hürriyet)