GÜNDEME BAKIŞ Karabulut’un konuyla ilgili yaptığı açıklama şu şekilde:
“İnciraltı ve Bahçelerarası her geçen gün içerisindeki İzmirli toprak sahipleri ile birlikte yok oluyor diye adeta yıllardır, çırpınıyoruz. Unutulmamalıdır ki  İnciraltı ve Bahçelerarasını gecekondulaştırmayan, koruyup bugünlere getirmeye çalışan , kanun ve nizamdan ayrılmayan has İzmirli toprak sahipleridir. İnciraltı ve Bahçelerarası’nın , Kültürpark’tan sonra İzmir’in 2. yeşil alan sayılmasının sebebinin de biz İzmirli toprak sahipleri olduğunu ve İzmir’in örnek yurttaşları olarak, şehrimizin yararına olan noktada hep olduk. ( Not: Kültürpark kamunun yeridir, ancak İnciraltı %99 şahıs mülkiyeti yeridir)

GÖKDELEN İMARI İSTEMİYORUZ  
İnciraltı planlanacak sözü her konuşulduğunda İzmirli hemşerilerimizin Kent Ormanı imara açılacak gibi yanlış düşüncelerinin olmaması ve doğru bilinçlenmesi için, hep yüksek sesle “Kent ormanı karşısı %99 şahıs mülkiyeti kamu yeri olmayan 5 milyon m2 alan “ sözünün üzerinde hep durduk. İnciraltı planlanacak sözü her konuşulduğunda şehrimizdeki bazı guruplarının kamuoyuna “ İnciraltı’na gökdelenler yapılacak” sözleri ile İzmirli hemşerilerimizi yanlış bilgiler ile yönlendirilmemesi için , cesaretle ve istekle “ Biz toprak sahipleri olarak İnciraltı’na gökdelen imarı istemiyoruz” sözünü ısrarla yıllardır dillendirdik.

BÖLGEDE TUZLANMA ORANI ARTTI  
Yıllar önce tarım vasfı olan İnciraltı ve Bahçelerarası’nda , son 25 yıldır başlayan çevre yapılaşma koşulları ve son yıllarda toprak altında inşaatı devam eden Narlıdere metrosu ile yaşanılan depremlerle teleferik dağından gelen yer altı sularımız kesilmişti. Yıllar önce başlayan borlanma sorunu ile dağdan gelen suyun kesilmesi ve denizden gelen suyun baskılaması ile, şiddetli derecede tuzlanma ve klor sorunu yüzünden artık tarım vasfını uzun yıllar önce bittiğini şehrimize hep haykırdık. Hatta bu yeraltı sularındaki tuzlanma ile mevcut ağaçlar için de risk oluşturduğunu da aktarmıştık. Bunu bilimsel tespitler ile de anlatmaya çalıştık.

 İFTİRA ATTILAR 
Bu süreçler de bazı insanlıktan nasibini almamış kişilerin de” ağaçları bilerek toprak sahiplerinin kuruttuğunu, kuyulara tuz döktüğümüz” gibi alçakça iftirada atma hadsizliğinde bulundular. İnciraltı Gelişim Derneği olarak ; İzmir’in yararına ve biz İzmirli toprak sahiplerini mağdur etmeyecek İnciraltı planlarının bir an evvel çıkması için bugüne kadar ümidimizi hiç kesmeden cansiperhane çabalıyoruz. Ve bugüne kadar sorunların aşılması için kendi çabalarımızla, yalnız başımıza hiç yorulmadan gücümüz yettiğince hakkımızı aramaya ve sermayeye hakkımızı bu sürede yedirmemeye çabalıyoruz. Sesimizin bazı zamanlar İzmir’den pek duyulmaması ve Ankara’nın duyması için köprülere çıkarak adeta çığlık attık. Sesimizin duyulduğuna inanıyoruz ve İnşallah yakın zamanda da İzmir ve biz İzmirli toprak sahipleri, İnciraltı planına kavuşacak.

OKALİPTUSLAR YOK OLUYOR 
İzmir Büyükşehir Belediyemizden ve Balçova belediyemizden isteğimiz; 2019 yılında kuyu sularımızda olan tuz (EC)miktarı 8120 iken 2022 yılında 16630 oldu. Yine 2019 yılında kuyu sularımızda olan klor (CI) miktarı 70,50 iken 2022 yılında 123,00 oldu. 3 yılda 2 kat arttı, Bu da demek oluyor ki İzmir’in mücevher alanı İnciraltı’nı ; her gün tuzla yıkıyoruz. Her ağacın tuz oranını tolere edecek gücü vardır ve gücünü yitiren zayıf ağaç kuruyarak yok olacaktır. Bugün gayet yeşil gözüken ağaçlarımız aslında içeriden bitiyor ve bu şekilde önümüzdeki zamanda her ağacın sonu maalesef aynı olacaktır. Geçmişinden bugüne İnciraltı ile özdeşen kamusal alanlarda bulunan, gaddar-dayanıklı ağaç çeşidi olarak bilinen “ Okaliptus ağaçlarını” ve bölgemizde neredeyse asırlık ağaçlarımızın tespit ederek, korumaya ve takibe lütfen alın, çünkü kuruyorlar. Ağaç sayımız her geçen gün azalıyor, biz bunu görüyoruz. Bu sembol ağaçlar gelecek nesilleri ve planlı İnciraltı’nı görsün. Lütfen artık İnciraltı’nı ele alın ve talimatlarınızı verin. Bizler uyarıyoruz, İnciraltı’nın asırlık ağaçları, İnciraltı S.O.S. veriyor. Lütfen artık şehrin arka sokağı İnciraltı’nı görün. Bizler kadrimize bugüne kadar katlandık ama ağaçlar bu tuza katlanamaz.”