İŞTE PROGRAMDA SATIR BAŞLARI

BOZULMAMAK MÜMKÜN
“Halk imajı vermeye çalışıyor, popülizm yapıyor” eleştirileri ile ilgili Soyer, “10 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum. 10 aydır koltuğa oturmadım. Orada da başlangıçta benzer yaklaşımlar olur. 10 yıllık bir hakiye oldu. Seferihisarlılar gayet ne olduğumu biliyorlar. Koltuğun küçüklü büyüklüğü değil insanını küçüklüğü büyüklüğü hikayeye değiştiriyor. Bozulmamak mümkün” dedi.

AZİZ BAŞKANA VE DİĞERLERİNE SÖZ SÖYLEMEK OLMAZ! AMA BENİM ÖNCELİKLERİM FARKLI!
“Sürprizle karşılaşmadım. 10 yıldır ilçe başkanlığı yaptım. İBB ile ilişki içindeydik. Biliyorduk nereye gitmekte olduğumuzu. İzmir’de birçok sorunundan bahsetmek mümkün. İzmir, belki 50-60 yıldır kendi kabuğuna büzükmüş ve dünyada kopmuş. Dünya kentiyken iken bu unvanını kaybetmiş. Sıradan bir kent gibi hayatını sürdürmeye başlamış. İzmir’i dünyaya taşımak gerekiyor.  Bunun AKP, CHP ile ilgisi yok. Aziz kocaoğlu 15 yıl boyunca başka öncelikleri vardı. Biyolojik arıtma tesisi, metro gibi,…Bunların hepsine saygı duyuyorum. Doğru tercihler. İçinde bulunduğumuz koşullarda önceliğimiz başka şeylerde olmalı. Kentin ürettiği refah arka sıradakilerle paylaşılmalı. Yöneticilerin tercihleri ile vizyonlar belirlenir.  Aziz başkana, ondan öncekilere söyleyecek söz yok. Süt dağıtımı 135 binden 152 bin haneye çıkardık. Daha sonra 160 binlere çıkacağız. 15 milyon litre sütten fazlasını alacağız. Arka sıradakilere öncelik vermeye devam ediyoruz. Halk et gıda dükkanı açtık. Aydın’da bu iş başarılı götürülüyor.  Bu dükkanlar daha artıyor. Üretici pazarları sayısı artıyor. Kendi ürettiğini satabiliyorsun burada. Küçük üretici daha çok yönelmeye başladı. Daha çok kooperatif kurulmaya başladı. Küçük üreteci bu işin anahtarı. 

SU KESİNTİSİ BİR FELAKET!
“2.2 genişliğinde bir su isale kanalı var. DSİ tarafından yapılmış. 4 ilçenin su beslemesi o hattan yapılıyor. Bu kanal patladı. Çok ciddi bir şey, felaket. Bu felaket her kentte yaşanabilir. Bunun tedavisi çaresi yok. Önemli olan 60 saatlik ön görmüştü. Yapılan çalışmayla 40 saatte yapıldı. Gelişen bir teknolojiyi keşfettik. Robot o hattın içine sokuyorsunuz, nerede sıkıntı var bunu öngörüyor. Orada baypassa yapacak bir tedbir var. Yeni teknoloji. Yağmurda su kesinti denilen zaman utanç verici ama bu bir felaket. Bunun alımına çıktık. Bundan sonra sorun olmaması için elimizden geleni yapıyoruz”

ANKARA PROJELERİMİZİ ONAYLAMIYOR!
O gün büyük umutla gittik. İlk kez Cumhurbaşkanımız bütün başkanları davet etmişti. Kabine ve başkanlar buluştu. Tek tek başkanlar hangi bakandan ne talebi varsa bütün bunları konuşma fırsatı bulduk. Heyecan verici bir buluşmaydı. Bunlardan bir tanesi elektrik fabrikası idi. Bu bir endüstrial miras. Çok güzel bir bina. Dökülüyor. Özelleştirme idaresi bu binayı ihaleye çıkardı. İhaleye girdik 35 milyon TL’ye bizde kaldı. Bina koruma altında aslına uygun restore edebilirsiniz. Orada ticaret yapamazsınız. Kente kazandırmayı hedefliyoruz. Cumhurbaşkanımıza bunu arz ettim. Hazine bakanımız da oradaydı. İlgileneceğini söyledi. Üzerinde 4 ay geçti. Ne yazık ki bir adım atılmadı henüz. Bize onay gelmiyor. Bize demesi lazım ki, alın bunu, yapın’ demesi lazım. İhaleye girip satın alıyoruz ama hala onaylanmıyor. Kabul edilebilir bir şey değil. Cumhurbaşkanını iradesi de bu noktada. Bürokrasinin bazı noktaları bir engelleniyor. Bir şeyler kalıyor. Daveti yapan Cumhurbaşkanımız. Burada konuşulanların gereklerinin yapılması dair Cumhurbaşkanını cevap verin. Sonuç aldığımız hiçbir şey olmadı. Balıkçı Barınağı ile ilgili sorun çözülmedi. Hiçbir geri dönüş olmadı. Çiğli Tramvayı ile ilgili eksikliklerin tamamlaması için yazı geldi. Eksikleri tamamladık, yolladık. Karşıdan aldığımız en azından bir ses var. Watsupp grubu kuruldu. Kurulduğuyla kaldı”

BUCA METROSU İZMİR’İN EN BÜYÜK PROJESİ! GÖNÜL İSTER Kİ HÜKÜMET YAPSIN!
“Buca metrosu İzmir tarihinin en büyük projesi. Devasa bir yatırım. Sadece ulaşım projesi de değil. En hızlı büyümüş bir bölgeden bahsediyoruz. ,en yoğun kentleşmenin olduğu bir bölge…Metro ulaşımın olmanını ötesinde yaşam kalitesini yükseltecek. Büyük proje. 1 milyar 70 milyonluk proje. Bunu Büyükşehir Belediyesi’nin finans gücüyle yapılacak. Gönül hükümet destek olsun ister. Halkapınar metro projesi var. Hükümet bunu yapmıyor. Yapılabilir bir proje. Orada adım atılmıyor. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorunda kalıyoruz. Çok önemli ilk adımı attık. Uzun vadeli düşük faizli kredi bulmak Türkiye’de mümkün değil. Yurtdışında faiz düşük. Vade uzun. Türkiye’nin kredi derecelendirmesinden  İzmir’in derecelendirmesi daha yüksek. Kamu bankalarıyla ilgili özel bir sorunumuz olmadı. Özel bankalarla da çalışıyoruz”

İSTANBUL’DAN GEÇEN YIL 27 BİN KİŞİ İZMİR’E GÖÇ ETTİ!
“İstanbul’dan İzmir’e geçen yıl 27 bin kişi göç etti. İzmir’den genelde gençler gidiyor. İzmir’in dünya kenti olma zorunluluğu buradan geliyor. Kaçanlar parlak bir gelecek umuduyla gidiyorlar. Ne yazık ki teknolojide İstanbul yol aldı. Gençler o nedenle başka yere gidiyorlar. Biz o yaratıcı gençlere burada ekmeklerini kazandırma imkan verecek iklimi yaratmak zorundayız. Sinema endüstrisine ev sahipliği yapmaya talibiz. Ticaret Odasıyla birlikte girişimciliğin merkezi olması uğraşıyoruz. Bir yandan dışarıya kaçan gençler var. Onları tutmaya çalışıyoruz. Dışarıdan gelen beyaz yakalıların İzmir iklimiyle buluşturmak istiyoruz” 

İZMİRLİLERİ DİNLEMEDİĞİNİ, DUYMADIĞINIZ ZAMAN SİZE OY VERMEZ!

“İzmir, CHP ne yaparsa yapsın yine de oy verir” iddiasıyla ilgili Soyer, şunları söyledi:

“Bir kere yüzde 58 oyun verildiği iyi analiz etmek lazım. Çok güçlü yaşam kalitesi, alt yapı olduğu için bu oy veriyor. Hata bulanacak çok şey olunabilir. Biyolojik arıtma tesisi olma noktasında İzmir öncü bir şehir. İzmirliler örneğin dinlemediğiniz zaman oy vermez. Onların ne söylediğini dinlemeniz, duymanız lazım. Yönetime katılmakla ilgili hassasiyeti var. İzmirliler kente ait hissederler. Söz hakkı olduklarını düşünürler. İzmirlilik diye bir şey var. İzmirliler kentlere duyduğu aidiyet çok güçlüdür. İzmirliye sormadan bir şey yaparsanız sizi reddeder. Cumhuriyet ve Atatürk değerleri konusunda çok hassastır, kararlıdır. Bölünmeyle, kutuplaşmayla ilgili tercihi vardır. Buna izin vermez. Kutuplaşmayla ilgili kolay kolay yol alamazsınız. Kadınlar meselesi…İzmir kadın şehridir. Bir öncüdür.  Kadınlar toplumu ıslah ediyor. Devlet baba denir belediye ana dönemini başlatıyoruz. Demokrasi bu coğrafyada doğmuş. Bu çok köklü bir şekilde devam etmiş. CHP’nin kalesi felen değil. İzmir demokrasinin, birlikte yaşamanın kalesidir”  

KÖRFEZ’DE BALIKÇI BARINAĞI YAPACAK YER YOK! AYRICA BÖYLE BİR YETKİMİZ DE YOK!
“Büyükşehir Belediyesinin kararları oybirliği ile çıkar. AK Partili kardeşlerimizle birlikte irade koyarız. Bostanlı Balıkçı barınağı gemilerimizi bağlamak istiyorum. Balıkçıların oradan gitmesi gerekmiyor. Balıkçıların temsilcisi yer var birlikte kullanabiliriz diyor. Bakanlık izin vermiyor. Önce barınak yapın ondan sonra burayı kullanabilirsin diyor. . Körfezde öyle bir yer yok. Bizim öyle bir yetkimiz yok. AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Bey ilgilenirse müteşekkir oluruz. İzmir’deki AK Partililer hiçbir sorunumuz yok. Birlikte çalışma iradesini geliştiriyoruz. Birlikte konuşuyoruz. Dinliyoruz. Onlar da içtenlikte destek olmak istiyor. Ankara’nın bürokrasi kademelerinde bir tıkanıklık yaşıyoruz. Özkanlar pazaryeri projesini birlikte çözdük”

AK PARTİLİ BELEDİYELERİ AYRIMCILIK YAPILIYOR İDDİASI!
“Ayrımcılık yok. Bir takım hassasiyetler var. Seçimden yeni çıkılmış. CHP-AK Parti bayraklarıyla başkan seçilmiş. Sıcak bir atmosfer vardı. 30 başkan birlikte yapacağız. Elektrik fabrikasının onayı Cumhurbaşkanın onayına tabi…Sistemi kilitleyen bu. Böyle bir ihalenin onayı neden Cumhurbaşkanını onayına tabi olsun ki? Bu sistemi kilitleyen bir unsur. Bu sistemi ağırlaştıran bir durum. İzmir’in uzun yıllardır bekleyen çok konuları var. AK Parti’nin körfez projesine gerek yok. Çiğli’de filemingo ürüyor. Siz orayı korumak zorundasınız. Bir belediye başkanın asli göreve kentinin doğasını korumak olduğunu düşünüyorum. İki feribot daha alıyoruz. Hızlı ulaşımı sağlayacağız”

İZMİR’DE 150 BİN CİVARINDA SURİYELİ VAR! BUNLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ GİTMEYECEK
“150 bin civarında Suriyeli var. Zor koşullarda hayatlarını sürdürüyorlar. Büyük bir bölümü gitmeyecek. Kalacak gibi gözüküyor büyük çoğunluğu. Bizim bu insanların İzmir’e tehdit olmasını engellemek için, gerçekten onların bu topluma faydalı hale gelmesi için çalışmak zorundayız. Onlara dil öğretmekten, yaşam konumlarını iyileştirmekten başka çaremiz yok. Dil eğitimi ile ilgili özel çaba harcıyoruz. Bunu daha da artıracağız. Bu insanlara sahip çıkamazsak İzmir’in huzurunu bozmakla karşı karşıya kalacağız. İzmirlinin farklı bir eğilim olacağını düşünmüyorum”

KEMALİSTİM!
“Ben Kemalistim.  Kişiler üzerinden tanımlar yaptığınız zaman kişilerin ifade ettiklerine mahkum oluyorsunuz. Biz kadınların göreve getirilmesiyle iftihar ederken Atatürk 1930'larda pilot uçurmuş. Ben Kemalizimden bunu anlıyorum. Biz bir adada yaşamıyoruz. Kendi kabuğu içinde dünyadan kopuk bağımsız bir kentte yaşamıyoruz. Bugünkü siyasetin sığlıklarını bir tarafa bırakarak, ötekileştirme kültürünü bir tarafa bırakarak söylemek istiyorum.  Siyaset hayatı dönüştürme sanatıdır. Bir kent yönetirken çok güçlü bir siyasi perspektif de taşımak zorundasınız. Tarihiniz, kültürünüzü çok iyi bilmeyen, dünyayı çok yakın takip etmeyi gerektiriyor. Örneğin sürdürülebilir kalkınma hedefler. BM'nn ortaya koyduğu 17 hedef var. Bu tamamen siyasi perspektifle ortaya konmuş bir şey. Biz kent yöneticisi olarak bunu takip etmezsek kendimi kabuğa mahkum etmiş oluruz.  

KÜRTLERE KAMUSAL ALANDA ANADİL MESELESİ
“Kalıplarla sığmayacak kadar deriniz. Sosyal demokrat denince aynı şeyi anlamak mecburiyetinde değiliz. Herkesin aklında farklı Kemalist tarifi olabilir. Ben eşitlikten yana, demokrat, sosyal demokrat, Atatürk ilkelerine inanan bir insanım. Hayatın yerelde aktığını, geleceğin dünyasının yerelin şekillendireceğine inanıyorum. O nedenle merkezin iradesine, insafına bırakılmayacak kadar önemli bir şey olduğunu düşünüyorum. AK Parti'nin 'Resmi dilimiz Türkçedir, ancak vatandaşlarımızın ana dilde kamu hizmetlerinin ulaşılmasına hız vereceğiz' demişti. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. Benim Türkçe bilmeyen vatandaşlarım var. Suriyeliler, Kürtler, Boşnaklar var. Ben onların belediye hizmetine erişimin kolaylaştırmak zorundayım”

URLA BELEDİYE BAŞKANININ SUÇSUZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM! CUMHURBAŞKANI DA YANILDI!
“Cumhurbaşkanımız yanıldı. Bunu hak eden tespit etmek kolay değil. Kendisini Cezaevinde ziyaret ettik. Dinledim. Vicdanı kanaatim suçlu olmadığı yönünde. Mali müşavirlik yapan bir kişi. Mali müşavir olarak her mecradan müşteri arayışına girmiş. Benim anladığım şey ticari ilişki kurulmuş. Sonra da bitmiş. Öyle bir geçmişi olduğunu suçu olduğunu düşünen kişi başkanlığa talip olmazdı. Ben suçlanacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Halk meclisi olarak devam edecek. Vatandaşla devam etmek zorundadır. Vatandaş güvendiği için oy vermiş. Bu insanların suçu yok. Bu insanlar meclis üyesi olarak devam edecek. İçlerinden biri de meclise başkanlık yapacak. ‘Biz kayyumu tanımıyoruz, meclis üyelerinden biri başkan olarak devam edecek’ diye bir şey demedim. Ama o meclisi çalıştırmaya devam edeceğiz. Halk meclisi olarak devam edecek. İsyan bayrağı gibi bir şey söz konusu değil”