GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir'e iade-i itibar yapılması gerektiğini, bir kentin dünya ile buluşmuyorsa, kendi içine kapanmışsa güzelliklerinin bir anlamı olmadığını ifade etti. İzmir'e yönelik planlarını anlatan Soyer kooperatifleşme modeli ile İzmir'de birlikteliği sağlandığını kaydederek, "İzmir'e tekrar dünya kenti kimliğini kazandırmamız lazım. Bunun için el ele verilmeli. Kooperatif adıyla yapmaya çalıştığımız bir şey var, tarımsal kalkınmada bunu yapıyoruz. Bu muazzam bir etki yaratmaya başladı. Ulaşımda, İZTAŞIT adını verdiğimiz uygulamamız var, kooperatiflerle büyükşehir belediyesini buluşturuyoruz, kentsel dönüşümde de kooperatifleşme modelini başlattık. İzmir modeli, Türkiye'nin hiçbir yerinde uygulanmıyor. Temel ilkeleri yerinde dönüşüm, yüzde yüz uzlaşı, büyükşehir güvencesi. Bu imalatları kooperatife yaptırıyoruz. Bir müteahhit değil 520 tane müteahhit oluyor. O gücü, ortak aklı, birlikte hareket etmeyi ortaya çıkarmak hamasetle olmuyor. Bu gücün büyümesinin somut örneği, bir bölgede 1018 konut için temel attık, 2 buçuk ay içinde tüm konutlar satıldı daha temel atılmadan. Vatandaş karşısında birçok iş insanı görüyor, onlarla bu işin çok daha hızlı ve sağlam yapılacağını görüyor ve biz kimseye rant sağlamamış oluyoruz" dedi. 

"GÖKDELENE KARŞI DEĞİLİM"

Yüksek yapılaşmaların planlamasının doğru yapılması gerektiğini belirten Soyer, "Gökdelene karşı değilim, planlamayla yeri doğru seçiyorsanız, tarım alanını yok etmiyorsanız, altyapısını uygun hale getiriyorsanız mümkün, bunu yapmazsanız tarım alanlarını yok etmiş oluyorsunuz. Planlama öyle olmalı ki, kentin dokusuna uygun olmalı. Biz kendi ayağımızı kurşunlayarak devam ettik hayata... 10 yıllar boyunca, biz sandık ki doğayı istediğimiz gibi kullanırız ve doğanın bir parçası olduğumuzu unuttuk. Şimdi çektiğimiz acıların sebebi bu. Bunları değiştirmek mümkün. Bazı bölgelerde gökdelen inşaatları devam edemeyecek, sınırlanacak ama bazı alanlarda devam etmesinde bir sakınca görmüyorum. Benim kriterlerim evrensel" diye konuştu. 

"İZMİR'İN YERALTI FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUZ"

Depreme yönelik yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Soyer, "Mikro bölgeleme yapıyoruz, İzmir'in yeraltı fotoğrafını çekiyoruz üniversitelerle ve 84 uzmanla. Çalışma 2 yıl sürecek, hangi faylar ne durumda göreceğiz. Bu çalışma Türkiye'de bir ilk. Tüm binaların deprem karnesini çıkartıyoruz. 2022 sonuna kadar yüzde 15'ini bitirmiş olacağız. Bir laboratuvar kurduk ve Türkiye'de eşi benzeri yok, binaların testlerini kendimiz yapıyoruz" ifadelerini kullandı. 

"ÇEŞME PROJESİNE DEVAM EDEMEZLER"

Çeşme Projesi'ne ilişkin görüşlerini dile getiren Soyer, "Biz bakanlığın her davet ettiği toplantıya gittik, kaygılarımızı dile getirdik, akıl almaz bir noktaya gitti. 100 bin yatak ifade ediliyordu, bizim kaygılarımızı dile getirmemizin ardından 55 bin yatağa indirdiler ama hala büyük bir tehdit. Birincisi su meselesi, yarım ada su kaynakları konusunda kıt. Kapasite, nüfus yoğunluğu su kaynağı bulma konusunda sıkıntı yaşıyor, siz buraya ek nüfus getirdiğinizde daha büyük sorun yaşanacak. Deniz suyundan tuzu ayrıştıracaklarını söylediler, çıkan tuzu ne yapacaksınız, bunun maliyeti ne olacak. Denizin dibinde yaratacağı tahribat ne olacak. İkinci mesele ulaşım, buraya tek ulaşım aksı Çeşme Otoyolu, şu anda büyük sıkıntı yaşanırken nüfus artınca ulaşım daha sıkıntılı olacak. Çeşme'de 11 turizm merkezi var sadece 3'ü planlanmış durumda. Diğer 8 alan hiç planlanmamış, sadece turizm merkezi olarak tarif edilmiş. Siz buraları planlamadan doğal sit olan yerde planlama yaparsanız bir de diğer alanların planlanmasıyla ortaya çıkacak bir yük var. Biz davamızı açtık, mutlak koruma alanı olması gereken sit alanlarının inşaat yapılır hale getirilme kararının doğru olmadığını savunuyoruz, bunun için dava açtık. Bu projenin karşısındayız. Dava gerekçelerimiz net, açık, anlaşılır bu gerekçeler varken devam edemezler" açıklamasında bulundu. 

"2023'TE DEĞİŞİM OLACAK"

2023'e yönelik izlenimlerini aktaran Soyer, "Bugün içine düştüğümüz sıkıntıların sebebini kendimizde aramaktan yanayım. Biz Atatürk'ün cumhuriyetini muasır medeniyetler noktasına çıkarmakta nerede hata yaptık. Ben vaktin geldiğine inanıyorum. Toplum büyük bir değişimin eşiğinde, anketlere yansımasa da umurumda değil, ben insanların gözünden bunu okuduğumu düşünüyorum. Türkiye büyük bir dönüşümün eşiğinde, çok daha huzurla birbirimize sarılarak yaşayacağımız Türkiye geliyor. Biz böyle bir Türkiye'yi kurabiliriz" dedi. 

"ELEKTRİK FABRİKASINI VERİP ÜSTÜNE PARA VERMELERİ LAZIM"

AK Parti iktidarı tarafından onlarca projesinin engellendiğini savunan Soyer, "Sadece 1 örnek vereyim; Elektrik fabrikası binası... 1930'lardan önce yapılmış ve 80'lerin başında kapatılmış. Bina olağanüstü mimari estetiğe sahip. Ben 3 yıl önce göreve geldiğimde 35 milyon teklifle ihaleyi aldım, ihaleyi iptal ettiler. 3 yıldır bina çürümeye devam ediyor. Biz alsaydık zaten kamu kullanımı için restorasyonunu yapacaktık. İzmirliler kullanacak. İmarı da bu noktada. Biz o günden bugüne kadar bitirmiştik. Bunu vermemek akıl alır gibi değil, üstüne para vermeleri gerekirdi, çok üzücü. Bize zarar vermek için bu kentin geleceğine insanına zarar vermek anlaşılır değil" dedi.