Kalkan Ailesi'nin Soğukkuyu Mahallesi'ndeki evinde, geçen 14 Mayıs'ta meydana gelen olayda, Dokuz Eylül Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisi Mahmut Can Kalkan, potasyum siyanür ile hazırladığı şerbeti, annesi Fatma ile babası Mehmet Kalkan'a içirdi. Kalkan çifti şerbeti içtikten sonra fenalaştı. Kalkan, daha sonra şerbetten kardeşi Emir Can'a (16) içirmek istedi.

Ancak, anne -babasının rahatsızlandığını gören Emir Can tepki gösterdi. Devrilen bardaktaki sıvı çocuğun üzerlerine döküldü. Sıvıdan Mahmut Can Kalkan ve Emir Can ile küçük kardeşleri Mehmet Taha etkilendi. Hastaneye kaldırılan anne- baba hayatlarını kaybederken, oğulları tedavilerinin ardından taburcu edildi.

Mahmut Can Kalkan, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nde verdiği ifadesinde, "Üniversiteye başladığım dönemlerde kız arkadaşımdan ayrılmıştım. Ardından, üniversitenin laboratuvarında, yatay çizgi şeklinde kırmızı gözleri olan ve siyah pelerin takan, süper kahraman gibi birisiyle tanıştım. Ancak bu kişiyi yalnızca ben görebiliyordum, o da yalnız olduğumda. Bana, kalabalık içinde olmayı sevmediğini ve sadece kendisi varken laboratuvara geldiğini söylüyordu. Son olarak, bana siyanürlü bir şerbet hazırlamamı ve aileme içirmemi söyledi" dedi. Adliyeye sevk edilen Kalkan, 'Üst soydan akrabayı tasarlayarak kimyasal silahla kasten öldürmek' suçundan tutuklandı. Kalkan, cezaevinde 1 gün kaldıktan sonra Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. 50 gün burada kalan Kalkan tekrar cezaevine götürüldü.

PSİKOTİK BOZUKLUK TEŞHİSİ KONULDU
İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bir önceki duruşmasına, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nce hazılanan rapor okundu. Raporda,  28 Ocak-6 Şubat tarihleri arasında hastanede müşahade altında tutulan Kalkan'a 'psikotik bozukluk' teşhisi konulduğu bildirildi. Kalkan'ın, 'üstsoydan akrabayı tasarlayarak kimyasal silah ile kasten adam öldürmek' ve 'kardeşi tasarlayarak kimyasal silah ile kasten öldürmeye teşebbüs' suçlarına karşı akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayamayacağı  kaydedildi. Raporda, "Mahmut Can Kalkan, 14 Mayıs 2019 tarihinde işlediği iddia olunan 'üstsoydan akrabayı tasarlayarak kimyasal silah ile kasten adam öldürmek' ve 'kardeşi tasarlayarak kimyasal silah ile kasten öldürmeye teşebbüs' suçlarına karşı akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayamaz. Bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmıştır."

'SİYANÜRÜN TADINA BEN BAKACAKTIM'
Tutuklu sanık Kalkan'ın yargılanmasında devam edildi. Duruşmaya Kalkan ile müşteki Emir Can Kalkan ve taraf avukatları katıldı. Müşteki avukatı Yunus Emre Koyuncu, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nden gelen raporu kabul etmediklerini belirterek, "Alınan rapor dosya içeriğine uygun değildir. Çok aceleye getirilmiş. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan yeni ve detaylı rapor alınmasını talep ediyoruz" dedi. Mahmut Can Kalkan ise raporu görmediğini söyledi.

Mahkeme başkanının, tanık olarak bilgisine başvurulan M.E.'nin "Mahmut Can, birkaç ay arayla bana nereden siyanür temin edebileceğini sordu ancak yardımcı olmadım"sözlerini hatırlattığı Kalkan, "Siyanürü tadına bakmak ve denemek için arıyordum. Ancak ailemi öldürmek için sormadımdedi.

Sanık avukatı, müvekkilinin ruh sağlığının yerinde olmadığını bildirerek tahliyesini istedi. Mahkeme başkanının "Tahliye olmak ister misin?" sorusuna Kalkan, "Tahliye olursam nereye gideceğim? Ev yani cezaevi güzel ve ben de rahatım. Ancak tekli koğuşa atmasınlar. Bu yüzden tahliye talebim yoktur" yanıtını verdi.

Mahkeme heyeti, sanık hakkında Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nce düzenlenen raporun ayrıntıları içermediği, bu sebeple yeterli görülmediği gerekçesiyle Kalkan'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanığın İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda 3 haftayı geçmeyecek şekilde müşaade altına alınıp, yeni bir rapor düzenlenmesini karara bağlayan mahkeme duruşmayı erteledi.

Öte yandan, duruşmadan önce 4 yaşındaki kardeşi Taha Kalkan'ın fotoğrafını isteyen Mahmut Can Kalkan, fotoğrafı gördükten sonra kısa süreli baygınlık geçirdi.