GÜNDEME BAKIŞ - TMMOB Şehir Plancıları İzmir Şubesi, “İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre düzeni” ile ilgili hazırladığı raporu açıkladı. Raporda, şu ifadelere yer verildi:

“İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ve Değişiklikleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; nitelikli tarım alanlarının, orman alanlarının, doğal karakteri itibari ile korunması gereken alanların; konut, sanayi, ticaret gibi gelişme alanlarına dönüştürülmesi, planın dili ve içeriğinin anlaşılmaz ve yasal mevzuata aykırı olması, planın verilerinin güncel tarihli olmaması, plan üzerinde birçok yerde idari ve fiziki sınırların hatalı olması, plan notları ile kaçak yapıların yasallaşmasının önünü açan uygulama notlarının olması, kentlerin ulaşım, liman, havalimanı, enerji politikaları gibi sektörel kararlarına yer vermemesi; buna istinaden kent ve kırsal alanların verimi yüksek toprakları ile tarihi ve doğal alanları yok edecek kararlara yer vermesi şeklinde sıralanabilecek birçok nedene ilaveten, Şehir ve Bölge Planlama Biliminin değerleri ile örtüşmeyen, İzmir ve Manisa kentlerinin imar düzenlemelerinin yok edici kararlar ile şekillenmesine neden olacağı düşünülmektedir” denildi.

45 SAYFALIK İTİRAZ
45 sayfalık itiraz raporunda şöyle denildi:

“30 Ekim 2020 tarihinde saat 14:51’de Seferihisar Körfezi açıklarında, Kandilli Rasathanesi verilerine göre moment büyüklüğü 6.9 olan bir deprem meydana gelmiştir. İzmir Depremi, kent planlamasının önemini bir kez daha gözler önüne sermiş, yaşanan can ve mal kayıpları sağlıklı ve güvenli konut hakkını yeniden gündeme getirmiştir. Yapılan ön incelemelere göre, bölgenin yer bilimsel analizlerinin -fay hatlarının, jeolojik-jeofizik etütlerinin- yeterince dikkate alınmadığını göstermiştir. Yıkılan binalarda yapı ölçeğinde kusurlar olduğu görülmektedir. Oysa sorunun ana kökeni, Türkiye’deki konut üretiminin serbest piyasanın egemenliğine bırakılmasıdır. İzmir depremi, özellikle kent merkezlerinde, belirli nüfus ve yapı yoğunluk değerlerinin aşılmaması gerektiğini bizlere göstermiştir. Gayrimenkul rantı her şeyin üstünde tutulduğunda, yeterli analiz ve değerlendirmelerden uzak planlama yaklaşımlarına prim verildiğinde, kentler deprem karşısında savunmasız kalırlar. Bu nedenle, halkımızın sağlığı ve can güvenliği için, kamucu ve toplumcu bir kent planlama yaklaşımı yeniden tesis edilmelidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplum ve Doğa Yararını Değil Sermayeyi Yol Arkadaşı Kabul Ederek Yoluna Devam Etmiştir! 23.06.2014 onay tarihinde Çevre ve şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan İzmir–Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı bugüne kadar defalarca değişikliğe uğrayarak yoluna devam etmektedir. Şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararını bütünüyle dışarda bırakan sermayenin elini rahatlatmaya dönük yapılan bu idari işlem kentlerimizin geleceğini tehlikeye atmaktadır.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 7.maddesinde “Planların hazırlanmasında plan türüne göre katılım sağlanmak üzere anket, kamuoyu yoklaması ve araştırması, toplantı, çalıştay, internet ortamında duyuru ve bilgilendirme gibi yöntemler kullanılarak kurum ve kuruluşlar ile ilgili tarafların görüşlerinin alınması esastır.” şeklinde yer alan hüküm doğrultusunda İzmir ve Manisa’nın geleceğini belirleyen böylesine kapsamlı bir planda kamu kurumları, meslek odaları, üniversiteler vb kurum ve kuruluşların sürece dahil olamadığı, itiraz ve dava süreçlerinde ifade edilen hususların dikkate alınmadan katılımcı süreçlerden uzak bir süreç işletilmişti. Kentlerimizin şekillenmesinde planlama açısından oldukça kapsamlı yetkilere sahip Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerekçeleri yukarıda ve ekte belirtilen hususlar dikkate alındığında kendini inkar etmeye devam etmektedir. Sonuç olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının İzmir–Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planını bütünüyle iptal ederek bilimsel ve teknik tüm çalışmaların eksiksiz yapıldığı, katılımcı süreçlerin işletildiği, şehircilik ilkeleri, planlama esasları, toplum ve kamu yararına uygun bir planlama süreci yürütülmesi gerekmektedir”

İŞTE O RAPORUN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ